Menu
İletişim
LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK
{ lügât . lügat . لغت }
Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.
Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "
OSMANLICA ARA
" ya da "
TÜRKÇE ARA
" butonlarına tıklayın.
İfadenin içinde geçtiği kelimeleri de göster.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük
'te
ayrilmak
ifadesini içeren
52
kelime bulundu...
beynunet / beynûnet
Fâsıla, iki şey arasındaki mesafe, aralık.
Fark, ihtilaf, muhalefet. Zıddiyet, anlaşmazlık, terslik.
Ayrılmak, firkat.
boşanmak
Eşi ile olan nikâh bağını bozmak. Eşinden ayrılmak. (Medeni kanun, boşama yetkisini mahkemeye bırakmıştır. İslâm dini evlenmeyi Allah'ın emirleri dahilinde karşılıklı rızaya bağlı hür bir sözleşme olarak gördüğünden kadınla erkek boşanma yetkisinin kimde olacağını da kararlaştırabilirler. İsterlerse
(Türkçe)
cefa
Eziyet. Sıkıntı. Zulüm.
Bir şey yerinde durmayıp bir tarafa ayrılmak.
cerem
Ayrılmak.
Günâh. Cinâyet.
Hurma toplarken yere düşenleri yemek.
dalalet
İman ve İslâmiyetten ayrılmak. Azmak. Hak ve hakikatten, İslâmiyet yolundan sapmak. Allah'a isyankâr olmak.
Şaşkınlık.
firak
Ayrılık. Ayrılmak. Hicran.
firaz
Ayrılmak.
fırka
Parti. İnsan grubu. Kısım olmak ve ayrılmak. Bölük.
Tümen.
fısk
Haddini tecavüz. Günah. Haktan ayrılmak.
Fık: Allah'ın emirlerini terk ve O'na isyan etmek ve doğru yoldan sapıp çıkmak. Böyle olanlara şeriat dilinde "fâsık" denir.
fükuk
Yaşamak.
Kocalmak, ihtiyarlamak.
Ayrılmak.
füsuk
(Fısk. dan) Yalancılık. Doğruluk ve itatten ayrılmak. Sıdk u taatten huruc.
gedikli
t. Tar: Yeniçeri efradı arasında eskilikleri dolayısıyla imtiyazlı olanlar. Bunlar diğer yeniçerilerden ayrılmak için bellerine seraser denilen kumaştan kuşak sararlardı.
Yıkık, çentikli ve düşük yeri olan.
Mülk olduğu halde vakfa ait bir tarafı olan.
Deniz assubayı k
hatem-i sadaret / hâtem-i sadaret
Padişahın sadrazamlarda bulunan mührü. Buna "hâtem-i vekâlet", "hâtem-i şerif" veya "mühr-i hümayun" da denilirdi. İlk zamanlar yüzük şeklinde idi ve parmağa takılırdı. Sonraları zincire bağlı olarak sadrazamlar, boyunlarına asarlardı. Bundan ayrılmak, vazifeden azledilmek demek olduğu için; mühürü
havs
Ayrılmak.
"Haysü" mânâsına zarf-ı mekân için lügattır.
hayde
Meyletmek, yönelmek, eğilmek.
Hakdan ve doğru yoldan ayrılmak.
huluc
Ayrılmak.
Çekilmek.
Yavrusu ayrıldığında sütü az olan deve.
i'tisaf
Zulüm ve haksızlık etmek. Doğru yoldan ayrılmak. Haksızlık.
i'tizal
Mu'tezile mezhebinden olmak; akla ve sebeplere aşırı önem vererek, orta yol olan Ehl-i Sünnet inancından ayrılmak.
iç oğlanı
Saray hizmetine alınıp devletin çeşitli makamlarına namzed olarak yetiştirilen gençler. İç oğlanı, Yıldırım Bayezid zamanında yeni teşekküle başlayan saray hizmetlerinde bulunmak üzere yeniçerilik için toplanan devşirmelerden ayrılmak suretiyle meydana getirilmiş ve bu usûl sonradan yapılan kanunla
(Türkçe)
ifrac
Açılma.
Ayrılmak.
Genişletmek.
Açmak.
ifraz
Ayırmak, tefrik etmek. Ayrılmak.
iftirak
Perişan olmak.
Ayrılmak, dağılmak. Hicran.
ıhtizal
Kesilmek.
Ayrılmak.
ilhad / ilhâd
Kur'ân-ı kerîmde ve hadîs-i şerîflerde açıkça bildirilmiş olan, müctehid âlimlerin söz birliği ile bildirdikleri ve müslümanlar arasında yayılan îmân bilgilerine uymamak, doğru yoldan ayrılmak küfre (îmânsızlığa) sebeb olan inanış.
imtiyaz
Diğerlerinden ayrılmak. Farklı olmak, benzerlerinden ayrılmak.
Resmi veya hususi izin.
Masraflı veya mes'uliyetli bir işin başkaları yapmamak üzere bir şahıs veya şirket yahut da bir hey'ete tahsis edilmesi.
ırtır
Yerinden ayrılmak.
iştikak / iştikâk
Bir kökten parçalara ayrılmak. Türeme.
kavmiyetçilik
İslâmiyetin âyet-i kerime ve hadis-i şerifle men'ettiği, soy sop üstünlüğü ileri sürerek, kendi kavminden olmayanlardan ayrılmak ve onları hakir görmek.
mufarakat
Ayrılık, ayrılmak.
mühacere
Bir yerden ayrılmak.
Başka yere intikal etmek.
nükub
Rücu' etmek, geri dönmek.
Udul etmek, ayrılmak.
(Tekili: Nekbet) Tâlihsizlikler, şanssızlıklar. Felâketler, musibetler, düşkünlükler.
renem
Avaz, ses, savt.
Ayrılmak.
şa'b
Ayrılmak. Dağılmak.
Islah etmek, düzeltmek.
Helâk etmek.
Kırmak.
şaab
Ayrılmak.
Yarmak.
sabii / sabiî
İtaattan ayrılmakla bâtıla meyleden.
Yıldıza tapan sapkınlar veya yıldıza tapan ehl-i dalâlet kimselerden olanlar.
şakk-ı asa / şakk-ı asâ
Değneği kırmak.
(Farsça)
Mc: İhtilâfa sebeb olmak, topluluktan ayrılmak.
(Farsça)
tahallül
(Hall. den) Hallolmak. Eczası birbirinden ayrılmak.
takavvuz
Ayrılmak. Dağılmak.
Yıkılmak.
tasavvu'
Ayrılmak, perâkende olmak.
tebettül
Halkdan ayrılmak.
Mâsivadan kesilip ihlâs ile Hakka yönelmek ve ubudiyet etmek.
Evlenmekten vaz geçip zâhidlik etmek.
teferru'
Bir çok kollara ayrılmak.
Bir kimse halkın üzerine havale olmak.
Bir kavmin en şerefli kadını ile evlenmek.
Çatallanıp dal dal olmak.
tefrik / tefrîk / تفریق
Ayırma, ayırdetme.
(Arapça)
Tefrîk edilmek:
Ayırılmak, ayırt edilmek.
(Arapça)
Tefrîk etmek:
Ayırmak, ayırt etmek.
(Arapça)
Tefrîk olunmak:
Ayrılmak.
(Arapça)
tehacür
Birbirinden ayrılmak.
Kesilmek.
teheccür
Ayrılmak.
Zuhr vaktinde seyretmek.
tekaüd / tekâüd / تقاعد
Emeklilik.
(Arapça)
Tekâüd olmak:
Emekliye ayrılmak, emekli olmak.
(Arapça)
teressüb
Dibe çökmek. Tortulanmak, ayrılmak. Durulmak. Süzülmek.
terk / ترک
Bırakma.
(Arapça)
Vazgeçme.
(Arapça)
Ayrılma.
(Arapça)
Terk edilmek:
(Arapça)
Bırakılmak.
(Arapça)
Vazgeçilmek.
(Arapça)
Terk etmek:
(Arapça)
Bırakmak.
(Arapça)
Vazgeçmek.
(Arapça)
Ayrılmak.
(Arapça)
teşezzür
Ayrılmak.
Korkmak.
Hazırlanmak.
Davara binmek.
tezayül
Ayrılmak.
tezerruk
Ayrılmak, dağılmak.
tezeyyug
Haktan ayrılmak.
Kadının süslenip dışarı çıkması.
vahdaniyet
Birlik, infirad. Benzeri olmamak. Artmaktan, ayrılmaktan, eksilmekten beri ve münezzeh olmak gibi mânaları ifade eden Allah'ın bir sıfatıdır. Bu sıfatla muttasıf olana Vâhid denir ki; benzeri olmayan; tecezziden, tekessürden beri olan zât demektir.
En Çok Aranan Osmanlıca Kelimeler
kut'ül amare
ruhban
münib
lev
ram olmak
şegaf
tercüman-ı beliğ
inantab
terceme
tercüme
En Son Aranan Osmanlıca Kelimeler
ka'be
cerime
kaser
hakikat-i furkaniye
Bahr-i hakâik
maktan
tigir
mütegallibe
intizaren
nehreyn
En Son Aranan Türkçe Kelimeler
ayrilmak
Bugun
ÖZELLİKLE
Emel
idüp
Emirber
İsim
ıstılahta
rükün
İçki yeri