Menu
İletişim
LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK
{ lügât . lügat . لغت }
Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.
Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "
OSMANLICA ARA
" ya da "
TÜRKÇE ARA
" butonlarına tıklayın.
İfadenin içinde geçtiği kelimeleri de göster.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük
'te
ayrıca
ifadesini içeren
39
kelime bulundu...
işaret-i nass / işâret-i nass
Nassın (âyet-i kerîme ve hadîs-i şerîfin) görünen mânâsından başka, ayrıca maksûd olmayan, kastedilmeyen bir mânâyı da bildirmesi.
ahilik
Asırlar önce Anadolu'da gelişen bir halk ocağı. Sosyal bir kuruluş olan ahilik iş alanında adam yetiştirmek, çalışma sevgisini aşılamak, istihsali çoğaltmak gibi gayeleri vardı. Günlük hayatta ise teavün, yoksulları koruma gibi insani duyguları; ayrıca müzik, silah kullanma, binicilik kabiliyetlerin
ala hide / alâ hide
Tek başına, münferiden, ayrıca.
alamet-i mümtaze ve farika / alâmet-i mümtaze ve fârika
Başkalarından üstün ve ayrıcalıklı olduğunu gösteren işaret.
allame / allâme
İslâmiyetin yirmi ana ilmi ve bunların kolları olan seksen ilminde mütehassıs ve evliyâlık derecelerinde yükselmiş, ayrıca lâzım olduğu kadar zamanın fen ve edebiyat ilimlerinde de yetişmiş zât. Âlim kelimesinin mübâlağalı ismi fâilidir.
almanak
Kitab biçiminde bir çeşit takvimdir. Senenin bölümlerinden başka bayram, yıldönümü gibi muayyen günleri gösterir; ayrıca astronomi, meteoroloji, istatistik bilgiler de verir.
(Fransızca)
beden
(Çoğulu: Ebdân) Gövde, vücut, ten.
Vücudun kol, bacak ve baş gibi ayrıca kısımlarından başka diğer merkezi kısmı.
Ağacın dal ve budaktan başka olan kısmı, kütük.
Kale bedeni.
berat / berât
Nişan, ayrıcalık fermanı.
fark / فرق
Ayrıcalık, ayrılık.
(Arapça)
fevkalade / fevkalâde
Âdetin fevkinde. Ayrıca, hususi surette. Bilinenlerin üstünde. Müstesna ve yüksek bir surette.
fistan
Kadınların bellerinden aşağı giydikleri geniş ve uzun elbise. Ayrıca Arnavutlarla Rumların, dizlerine kadar giydikleri kırmalı elbiseye de bu ad verilir.
Direklerin güverte ıskaçalarını sudan muhafaza için üzerine kalın bırandadan çevrilen kılıf.
hasseten
Hususi olarak, özellikle. Yalnız, ayrıca.
huruf-u heca / huruf-u hecâ
Alfabe sırasına göre dizili harfler.
Kelimelerdeki harflere ayrıca ses katan elif, vav, he, yâ harfleri.
hususa
Ayrıca, hususen, başkaca.
hususen
Bilhassa. Ayrıca. Başkaca. Buna mahsus olarak.
ilave
(Çoğulu: İlâvât) Katma, ek yapma, arttırma, zam.
Bir kitabın sonuna gerek yazarı ve gerek başkası tarafından sonradan eklenen kısım. Zeyil.
Bir gazetenin çıkardığı sayıdan başka ona ek olarak ve ayrıca çıkardığı sayı.
İmzadan sonra mektubun altına yazılan şey.
ilmiye kıyafeti
İlmiye mensublarının giyiniş tarzları. İlmiye kıyafeti; şalvar, cübbe ve sarıktı. Bununla birlikte ilmiye mensublarının kıyafetlerinde bazı değişiklikler de vardı. Orta derecedekiler cübbe ile sokağa çıktıkları halde üst tabakayı teşkil eden ricâl kısmı, lata yahut biniş giyerlerdi. Ayrıca ilmiyenin
imaret kemeri
Eskiden medresenin en güçlü, kuvvetli, kıdemli ve sözü dinlenen talebesi hakkında kullanılır bir tabirdi. Ayrıca bu tabir, medrese talebelerinden iaşe işlerine bakmak üzere bir sene müddetle seçilenler hakkında da kullanılırdı. Bunlar, bellerine kemer taktıkları için bu isim verilmişti.
imtiyaz / imtiyâz / امتياز / اِمْتِيَازْ
Ayrıcalık, ayırd edici özellik.
Ayrıcalık.
Ayrıcalık.
(Arapça)
Kapitülasyon.
(Arapça)
Ayrıcalıklı olma.
imtiyazat / imtiyazât
Ayrıcalıklar.
Ayrıcalıklar.
imtiyazlı
Ayrıcalıklı.
imtiyazsızlık
Eşitlik, ayrıcalık yapmamak.
kazak
Her kavmin askerliğe, akın ve çapula ayrılmış efradı.
Çarlık Rusyasında ayrıca bir sınıf teşkil eden sipahiye benzer süvari askeri.
kesb-i imtiyaz
Üstünlük, ayrıcalık kazanmak.
kur'an-ı ezher / kur'ân-ı ezher
Parlak Kur'ân (ayrıca burada Kur'ân, insanlığın bütün kabiliyet ve donanımının gelişmesine hitap ettiği için evrensel üniversite anlamında Ezher Üniversitesine benzetilmiş de olabilir.).
leff-ü neşr
Sarıp bağlama ve çözüp yayma. Birkaç isim yazdıktan sonra onların her birine ait özellik veya görevleri ayrıca sıralama. Bu sıralama isimlerin sırasına uygun sırada olursa "mürettep" adını alır. Olmazsa "müşevveş" adını alır.
mahsusen
Ayrıca, bile bile, mahsus olarak.
medar-ı imtiyaz / medâr-ı imtiyaz / medâr-ı imtiyâz / مَدَارِ اِمْتِيَازْ
Üstünlük, ayrıcalık sebebi.
Ayrıcalıklı olma sebebi.
monarşi
Hâkimiyetin kaynağı birtek şahısta (Kral, padişah, han v.s.) olduğu kabul edilen devlet şeklidir. Bu şahsın, yani devlet başkanının yanında bir meclis (parlamento) olursa; meşruti monarşi; olmazsa; mutlak monarşi ismini alır. Ayrıca devlet başkanının iş başına gelmesi şekline göre, irsi veya seçimli
(Fransızca)
mufaddel
Faziletlendirilmiş, diğerlerinden ayrıca fazilet itibarıyla temayüz etmiş, yükselmiş.
müşattar
Edb: Mısraları arasına ilâveten ayrıca mısralar getirilmiş gazel veya keside..
müstakillen / مستقلا
Bağımsız olarak, ayrıca.
(Arapça)
seb'iyye
Bozuk fırkalardan biri olan İsmâiliyye fırkasının diğer bir adı. Bu fırka, şerîat (din) sâhibi peygamberlerin sâdece yedi tâne ve yedincisinin Mehdî olduğunu, ayrıca her asırda yedi imâmın bulunduğunu iddiâ ettikleri için bu isimle anılmışlardır.
şeref-i imtiyaz
Ayrıcalıklı, yüksek şeref.
sübhaneke / sübhâneke
Her namazın ilk rek'atinde, ayrıca ikindi ve yatsı namazlarının sünnetlerinin üçüncü rek'atinde, besmele çekmeden önce okunan duâ.
tefarik
Müteferrik olanlar. Tefrikalar. Ayırma ve seçmeler.
Taksitler. Ufak tefek şeyler. Ayrıca şeyler.
Küçük hediyelik eşya.
temayüz / temâyüz / تمایز
Seçkinlik, üstünlük, ayrıcalık.
(Arapça)
Temayüz etmek:
Seçkinlik kazanmak, ayrıcalık kazanmak, dikkat çekmek.
(Arapça)
temayüz eden
Ayrıcalıklı olan, ayrılan.
temeyyüz / تميز
Kendini gösterme, sivrilme, ayrıcalık kazanma.
(Arapça)
Temeyyüz etmek:
Kendini göstermek.
(Arapça)
En Çok Aranan Osmanlıca Kelimeler
kut'ül amare
ruhban
ram olmak
münib
lev
şegaf
tercüman-ı beliğ
inantab
lugat
evliya
En Son Aranan Osmanlıca Kelimeler
hasede
sagir
ahadid
müstagşi
Pürsi
itimad
sehil
müeddib
takdir etme
Ratibe
En Son Aranan Türkçe Kelimeler
ayrıca
oyu ve nesli temiz,
itimad
Sevgili
cahil
azen
Elbette
avas
emek
duyuru