REKLAM ENGELLEMEYİ GERİ ALMA KODU BURADA BAŞLAR --> REKLAM ENGELLEMEYİ GERİ ALMA KODU BURADA BİTER -->

LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK

{ lügât . lügat . لغت }

Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları 
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.

Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "OSMANLICA ARA" ya da "TÜRKÇE ARA" butonlarına tıklayın.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük'te atala ifadesini içeren 32 kelime bulundu...

aba / âbâ / آباء

  • Babalar, atalar.
  • Babalar, atalar.

aba vü ecdad / âbâ vü ecdad

  • Babalar, dedeler, atalar.

ağlat / ağlât / اغلاط

  • Hatalar. (Arapça)

ba-asam / bâ-âsâm

  • Günahlarla, hatalarla.

ecdad / ecdâd / اجداد

  • Atalar, cedler.
  • Atalar, dedeler.
  • Atalar, cedler. (Arapça)

ecdad-ı nebi / ecdad-ı nebî

  • Peygamberimizin (a.s.m.) ecdadı, ataları.

ecdat

  • Dedeler, atalar.

fezayıh / fezâyıh

  • Suç ve hatalar, kusurlar.

fütüvvet

  • Cömertlik. Başkasını, kendisine tercih etmek. Başkalarının işlerini düzeltmeye çalışmak ve faydasına koşmak. Fütüvvetin başka değişik târifleri de yapılmıştır. Bunlardan bâzıları şöyledir: Kendi nefsinde başkasının üzerine bir meziyet, üstünlük görme mek. Hatâlarını îtirâf edenleri affetmek, hiç kim

gafur / gafûr

  • Allahü teâlânın Esmâ-i hüsnâsından (güzel isimlerinden). Kulların günâh, ayıb ve hatâlarını pek çok örtüp, bağışlayan.

galatat

  • Hatalar, yanlışlar.
  • Galatlar, hatalar, yanlışlar.

hata-puş

  • Kabahatleri örtbas eden, suçları örten, hataları göstermeyen. (Farsça)

hata-yı umumi / hatâ-yı umumî

  • Genelin yaptığı hatâlar; genele yönelik yapılan hatâlar.

hatabahş / hatâbahş / خطا بخش

  • Hataları affeden. (Arapça - Farsça)

hataiyyat / hatâiyyât / خطائيات

  • Hatalar, yanlışlıklar. (Arapça)

hatapuş / hatâpûş / خطاپوش

  • Hataları örten. (Arapça - Farsça)

hataya / hatâyâ / خطایا

  • (Tekili: Hatâ) Hatâlar. Yanılmalar.
  • Hatalar.
  • Yanlışlar, hatalar. (Arapça)

hatiat / hatîât

  • Hatalar, yanlışlar.
  • Hatalar.

hıtar

  • (Tekili: Hatar) Tehlikeler, hatalar.

huruşan / hurûşân

  • Coşmalar, şamatalar.

ihatat / ihâtât

  • İhatalar, kuşatmalar, kavrayışlar.

ismet

  • Günahsızlık, mâsumluk. Günahlardan kaçınmak melekesine sâhib olmak. Suçsuzluk.
  • Peygamberlik vasıflarından birisidir. Peygamberler (A.S.), hiç bir zaman gizli, âşikâr herhangi bir ma'siyete yaklaşmazlar; bütün kusur ve hatâlardan ve şâibelerden müberrâdırlar.

kusurat / kusurât / kusûrât

  • Kusurlar, hatalar.
  • Eksikler, hatâlar.

mezabıt

  • (Tekili: Mazbata) Mazbatalar, tutanaklar.

mugalatat

  • (Tekili: Mugalata) Safsatalar. Demagojiler. Mugalâtalar.

mukil / mukîl

  • Hataları, yanlışları afveden.
  • Hataları affeden.

mumatele

  • (Bak: Mümatala)

neseb

  • Sülâle, hısımlık, karabet, soy. Baba soyu, atalar zinciri.
  • Vuslat.
  • Sülâle, hısımlık, karabet, soy, baba soyu, atalar zinciri.

safsatiyat / safsatiyât

  • Safsatalar, yalan ve yanlış şeytâni sözler.
  • Safsatalar; yalan ve uydurma şeyler.
  • Safsatalar, uydurmalar.

silsile-i ecdad

  • Atalar silsilesi, soy defteri.

usuli / usulî

  • Asıllara, köklere ait; bir kimsenin soy ağacı itibariyle anne baba tarafından geriye doğru silsilesi, ataları, dedeleri.

zellat

  • (Tekili: Zelle) Yanılmalar, yanlışlar.
  • Sürçmeler, kaymalar.
  • Hatalar.

 

Bağış Yapmak İçin Tıklayın