arz / آرض / ارض / اَرْضْ / عرض / عَرْضْ

• (Erz) Yeryüzü, toprak, zemin, dünya.
• Aşağı ve alçak.
• Memleket, ülke.
• Küre.
• İklim.
• Davarın ayağının altı.

• Ardıç adı verilen bir ağaç. (Farsça)

• Bir büyüğe bir şeyi hürmetle vermek. Bir işi büyüğüne hürmetle anlatmak. İzâh etmek. Takdim etmek. Bir kimseye bir şeyi izhar etmek.
• Kıymetli bir şeyi diğer bir şeyle değiştirmek.
• Bir şeyin birden, âniden meydana gelmesi.
• Altın ve paradan gayrı mal, metâ. Bir şeyin uz

• Sunma, gösterme, takdim etme. (Farsça)

• Yer, dünya.

• yeryüzü, dünya, genişlik.

• Sunma, verme, gösterme.

• Yer, yeryüzü.

• Dünya.

• Yer. (Arapça)
• Dünya, yeryüzü. (Arapça)

• Yeryüzü.

• Sunmak.

• Genişlik, en. (Arapça)
• Enlem. (Arapça)

• Sunma, arzetme. (Arapça)

• Sunma, bildirme.