REKLAM ENGELLEMEYİ GERİ ALMA KODU BURADA BAŞLAR --> REKLAM ENGELLEMEYİ GERİ ALMA KODU BURADA BİTER -->

LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK

{ lügât . lügat . لغت }

Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları 
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.

Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "OSMANLICA ARA" ya da "TÜRKÇE ARA" butonlarına tıklayın.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük'te ancın ifadesini içeren 25 kelime bulundu...

arrade

  • (Çoğulu: Arrâdât) Küçük bir çeşit mancınık ki, hareket eden tekerlek üzerine konurdu.
  • Dişi çekirge.

ayn-ı itikad

  • Gerçek inanç, inancın tâ kendisi.

çerh

  • Çark. Dolap. (Farsça)
  • Felek. Talih. (Farsça)
  • Dingil üzerine dönen. (Farsça)
  • Gök. (Farsça)
  • Def. (Farsça)
  • Zenberek. (Farsça)
  • Mancınık. (Farsça)
  • Elbise yakası. (Farsça)
  • Ok yayı. (Farsça)
  • Çakır gözlü doğan kuşu. (Farsça)

gazz

  • (Gadd) Utancından dolayı önüne bakmak.
  • Bir şeyin miktarını eksiltmek.
  • Hurmanın tomurcuğu.
  • Zerafet sâhibi.
  • Yeni buzağı.

hakimiyet-i milliye / hâkimiyet-i milliye

  • Millî egemenlik (İslâm dini, şeriatı ve inancının egemenliği).

hürriyet-i vicdan

  • Vicdan hürriyeti; kişinin, başkasına zarar vermemek şartıyla, inancını özgürce yaşayabilmesi.

i'tizal

  • Mu'tezile mezhebinden olmak; akla ve sebeplere aşırı önem vererek, orta yol olan Ehl-i Sünnet inancından ayrılmak.

ilhad / ilhâd

  • Dinsizlik, inanç bozukluğu.
  • Allah inancından ayrılış, tevhid inancından ayrılma.

kanaat / kanâat

  • Yeme, içme ve barınacak yer husûsunda bileğin emeği, alın teri ile kazanılana râzı olmak, başkasının kazancına göz dikmemek. Kanâat, çalışmayıp, sâdece eline geçeni kullanmak, tembel oturup, başka bir şey aramamak değildir. Aksine hırslı hareketlerden kaçınıp, gönül huzûru ile yaşamaktır.

kötü din adamı

  • İlmini dünyâ kazancına, mala, mevkîye kavuşmaya vâsıta eden, ilmi ile amel etmeyen, insanları ibâdete ve âhirete yönelmeye teşvik etmeyen din adamı.

maden-i iman / mâden-i iman

  • İmanın, inancın kaynağı.

mecanik

  • (Tekili: Mencenik) Mancınıklar.

mencenik

  • (Bak: Mancınık)

mencınık

  • (Çoğulu: Mencınıkât) Mancınık.

millet-i ibrahim

  • İbrahim milleti, tevhid inancını benimseyenler.

millet-i ibrahimiye

  • İbrahim milleti, tevhid inancını benimseyenler.

mirade

  • Mancınık taşı.

muhabbet-i milliye

  • Millî muhabbet; İslâm dinine, şeriatına ve inancına ait sevgi.

müseylime

  • Peygamberlik dâvâ eden yalancının adı.

mutekid / معتقد

  • İnanan, inancında olan. (Arapça)

ruh-ul-kuds / rûh-ul-kuds

  • Cebrâil aleyhisselâm.
  • Allahü teâlânın Îsâ aleyhisselâma ihsân ettiği kudret, kuvvet.
  • Hıristiyanlıktaki teslis (üçlü tanrı) inancında, baba-oğul unsurlarından türeyen üçüncü unsur.
  • İsm-i âzam.
  • İncîl.
  • Allahü teâlânın hayat verici, koruyucu mânâsına gelen

şamaniler / şâmânîler

  • İyi ve kötü ruhların bütün âlemi te'siri altında tuttuğu inancına dayanan sapık bir yolun mensupları.

takıyye

  • İdâre, korunmak, sakınmak; iki yüzlülük; sevmediği kimse ile dost geçinmek. Bir kimsenin hakîkatte sâhib olduğu görüş ve inancını saklaması.

uknum / uknûm

  • Hıristiyanların kabûl ettiği teslis (üç tanrı) inancındaki üç asıl veya üç esas varlıktan her birine verilen ad. Üçüne birden üç uknum mânâsına ekânim-i selâse denir.

ulema-i su / ulemâ-i sû

  • Kötü âlimler; insanları doğru yoldan saptıran, ilmini dünyâ kazancına, mala ve mevkîye kavuşmaya vâsıta eden din adamları.

 

Bağış Yapmak İçin Tıklayın