Menu
İletişim
LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK
{ lügât . lügat . لغت }
Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.
Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "
OSMANLICA ARA
" ya da "
TÜRKÇE ARA
" butonlarına tıklayın.
İfadenin içinde geçtiği kelimeleri de göster.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük
'te
aleme
ifadesini içeren
50
kelime bulundu...
afakgir
Ufukları tutmuş, âleme yayılmış, şâyi, çok meşhur.
afaki / afakî
Kâinat ve içindeki hâdiselere âid. Nefsin haricindeki âleme dair.
Kıymetsiz sözler ve meseleler. (Enfüsinin zıddı.) (Objektif)
ala-ruus-ileşhad / alâ-ruus-ileşhad
Aleme karşı. Herkesin gözü önünde. Halkın önünde.
alem-efruz / âlem-efruz
Âlemi parlatan, bütün âleme ışık saçan.
(Farsça)
alem-i maneviyat / âlem-i mâneviyat
Mânevi âleme ait olan şeyler.
alemgir / âlemgir
Bütün âleme yayılan, cihanı kaplayan, dünyayı zapteden.
(Farsça)
alemi / alemî
(Alem. den) Has isimle alâkalı. Aleme aid.
alemiyan / âlemiyan
(Tekili: Âlemî) Âleme mensub olanlar, insanlar.
cahid
Mânen, kavlen, kalemen ve maddeten cihad eden. Mücâhid olan. Din düşmanı ile elinden geldiği kadar mânen, kavlen, kalemen ve maddeten cenkeden, vuruşan. Mümkün olduğu kadar gayretle çalışan. Kur'an ve İman hakikatlarının neşrinde çalışmak suretiyle mücahede eden.
cevahir-ül-kelimat
Şemsi adındaki bir zat tarafından Arapçadan Türkçeye kaleme alınan 108 sahifelik bir lügat kitabının adı.
dünyevi / dünyevî
(Dünyeviye) Bu âleme mensub ve müteallik. Dünyaya âit ve dünya ile alâkalı.
eşya-yı gaybiye
Görünmeyen âleme ait varlıklar.
ezan
Namaza dâvet ve vahdaniyet-i İlâhiyyeyi ve hakaik-ı İslâmiyyeyi âleme, kâinata ilân etmek için minare ve emsali mahallerde edilen nidâ. Kamet getirmek.
Bildirmek.
haber-i gayb
Bilinmeyen, görünmeyen âleme ait haberler.
hatırat-ı imaniye
İmanî meselelerle ilgili hatıralar; hatıra gelen ve kaleme alınan meseleler.
hıdr-ı bahreyn-i velayet / hıdr-ı bahreyn-i velâyet
İki denize (âleme) bakan Hızır'ın veliliği.
huccet-i rahmet-i alem / huccet-i rahmet-i âlem / حُجَّتِ رَحْمَتِ عَالَمْ
Âleme rahmet olan zatın delili.
ibnü'l-hacer
İbn Hacer el-Heysemî'nin (ö.1567) fıkıh esasları üzerine kaleme aldığı eseri.
ibret-i alem için / ibret-i âlem için
Bütün âleme ibret olsun diye. Herkese ibret olsun için.
kalemzede
Yazılmış, kaleme alınmış.
(Farsça)
kütüb-ü mezbure
Kaleme alınan, yazılan kitaplar.
kütüb-ü mutebere
Konu hakkında kaleme alınan ve bütün ilim ehli tarafından kabul edilen eserler.
lahuti / lahutî
Uluhiyet âlemine mensub ve müteallik olan. Sır âlemi. Gaybî âleme ait. Ruhanî âlemle alâkalı.
layiha / lâyiha / لَايِحَه
Kaleme alınan yazı.
makale
Söylenen söz. Söyleme. Söyleyiş. Kelâm. Nutuk.
Bir bahsin kaleme alınışı.
mazhar-ı rahmet-i alem / mazhar-ı rahmet-i âlem / مَظْهَرِ رَحْمَتِ عَالَمْ
Aleme rahmet olan zata nail olan.
meb'us-u alem / meb'us-u âlem
Bu âleme gönderilen, âlemin vekili Peygamber Efendimiz.
mecmua
Belli bir konuda kaleme alınan yazıların toplandığı eser.
mir'at-ı rahmet-i alem / mir'ât-ı rahmet-i âlem / مِرْاٰتِ رَحْمَتِ عَالَمْ
Aleme rahmet aynası.
misal-i rahmet-i alem / misâl-i rahmet-i âlem / مِثَالِ رَحْمَتِ عَالَمْ
Aleme rahmet olan örnek.
mükalemat / mükâlemat
(Tekili: Mükâleme) (Kelâm.dan) Mükâlemeler, konuşmalar.
münşeat
Kaleme alınmış şeyler. Nesir yazılar. Mektublar.
müsaleme
(Bak: MÜSALEMET)
nizam-ı hikmet
Allah'ın hikmetiyle bu âleme yerleştirdiği düzen.
nizam-ı hikmet-i ilahiye / nizam-ı hikmet-i ilâhiye
Cenâb-ı Hakkın hikmetle bu âleme yerleştirdiği düzen.
nur-u rahmet-i alem / نُورُ رَحْمَتِ عَالَمْ
Aleme rahmet olan zatın nuru.
seyf-i rahmet-i alem / seyf-i rahmet-i âlem / سَيْفِ رَحْمَتِ عَالَمْ
Âleme rahmet kılıcı.
şöhretşiar-ı alem / şöhretşiâr-ı âlem
Âleme şöhret salmış.
te'lif / te'lîf / تأليف
Yanyana getirme, alıştırma.
(Arapça)
Kaleme alma, yazma.
(Arapça)
Te'lîf edilmek:
(Arapça)
Bir araya getirilmek, birleştirilmek.
(Arapça)
Kaleme alınmak, yazılmak.
(Arapça)
Te'lîf etmek:
(Arapça)
Bir araya getirmek.
(Arapça)
(Arapça)
te'lifat / te'lîfât / تأليفات
Kaleme alınmış eserler.
(Arapça)
te'lifkerde / te'lîfkerde / تأليف كرده
Biri tarafından kaleme alınmış.
(Farsça)
telif eden
Yazan, kaleme alan.
telif edilen
Yazılan, kaleme alınan.
telif etme
Yazma, kaleme alma.
temyiz evrakı
Yargıtay'ın kaleme aldığı cevap yazısı.
tesahhur
(Çoğulu: Tesahhurât) Zevklenip alay etme.
Aleme gülünç olma. Maskara olma.
teşhir
Göz önüne serme, gösterme. Sergi serip âleme ilân etme.
Meşhur ve nâmdâr kılmak.
Kılıç sıyırma.
ulvi / ulvî
Yüce, yüksek, göğe ve manevî âleme mensup.
velkalemi
Kalem hakkı için. Kaleme yemin olsun.
vücud-u harici / vücud-u hârîci
Dış âleme çıkmış varlık, maddî varlık, görünen varlık.
En Çok Aranan Osmanlıca Kelimeler
kut'ül amare
ruhban
münib
lev
ram olmak
şegaf
tercüman-ı beliğ
inantab
terceme
tercüme
En Son Aranan Osmanlıca Kelimeler
arende
Üssat
Vahy-i sarîhî
aizze
Tebri
mevat
Baki
infal
İşve
Sirayet
En Son Aranan Türkçe Kelimeler
aleme
n
Kurtulmak
Yolun
asayi
Tere
ici güzel
meydana gelmek
Istişare
Buh