Menu
İletişim
LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK
{ lügât . lügat . لغت }
Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.
Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "
OSMANLICA ARA
" ya da "
TÜRKÇE ARA
" butonlarına tıklayın.
İfadenin içinde geçtiği kelimeleri de göster.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük
'te
ahali
ifadesini içeren
77
kelime bulundu...
ishak aleyhisselam / ishâk aleyhisselâm
Şam ve Filistin ahâlisine (halkına) gönderilen peygamberlerden. İbrâhim aleyhisselâmın ikinci oğlu olup, annesi hazret-i Sâre'dir. İbrâhim aleyhisselâmın dînini insanlara tebliğ etti. İsmi, Kur'ân-ı kerîmde on yedi yerde bildirilmiştir.
ahali / اهالى
Halk, ahali, insan topluluğu.
(Arapça)
ahali-i müslime
Müslüman ahalî, halk.
akabe biatı
Nübüvvetin 11. senesinde Mekke'nin haricindeki Akabe denilen yerde Medine ahalisinden bir cemaatın, Hz. Peygamber'le (A.S.M.) gürüşüp konuşarak İslâm'ı kabul ve tasdik ettikleri biat hâdisesi.
ashab / ashâb
(Tekili: Eshâb) (Sahib) Arkadaş olanlar. Sahip olanlar, kullanma yetkisine sahip kişiler.
Halk, ahali.
Sahabeler, yani Peygamberimiz Hz. Muhammed'i (A.S.M.) görmüş ve mü'min olarak ona ve onun mesleğine bağlı kalmış olan zatlar. Bu kişiler, insanlık, doğruluk ve her türlü faz
bağdadi / bağdadî
Bağdad şehrine mensub. Bağdad ahalisinden olan. Bağdadlı.
Dar, ensiz tahta pervazlarından yapılmış ve üstü sıvanmış bölme veya tavan.
baha-dar
Pahalı değerli, kıymetli.
(Farsça)
bahadar / bahâdar
Pahalı.
beledi / beledî
(Beled. den) şehir veya kasaba ahalisinden olan, şehirli.
Şehir ve kasabaya ait.
Belediye İdaresine mensub.
Mahallî, yerli.
beyn-el ahali
Halk arasında, ahali arasında.
biş-baha
Pahalı, fiatı yüksek, değerli, kıymetli.
(Farsça)
çek
Çekoslovakya, Bohemya ahalisinden olan ve Çek'ce konuşan kavim ki, Osmanlı metinlerinde "çeh" diye geçer.
cemaat
Topluluk. Bir yere toplanmış insanlar. Takım, bölük.
Fık: Bir imama uyup namaz kılan müslümanların heyeti. Bir mezhebe tâbi bir heyet teşkil eden ahali.
Aralarındaki münasebetleri din, örf ve âdetlere göre tanzim eden, akrabalık, komşuluk, hemşehrilik gibi rabıtalarla birbiri
cerre çıkma
Eski zamanda medrese talebelerinin, mübarek üç aylar olan Receb, Şaban ve Ramazanda köylere dağılıp halka, ahaliye dini nasihatlarda bulunmak, namaz kıldırmak veya müezzinlik etmek suretiyle para ve erzak toplamaları.
cihaniyan
Dünya ahalisi olan insanlar.
(Farsça)
cumhur / cumhûr
Halk, kalabalık, ahâlî, çoğunluk.
dar-ı eman / dâr-ı emân
Müslümanların zimmetini kabul eden veya müslümanlarla sulh halinde olan, gayr-i müslim bir ahalinin memleketi.
ehali / ehâlî / اهالى
Ahali, halk.
(Arapça)
ehl-i veber ve badiye / ehl-i veber ve bâdiye
Çadırda oturan bedevi Arab, çöl ahalisi.
enfar
(Tekili: Nefir) Cemaatler, topluluklar, cemiyetler. Halk, ahali, kalabalıklar, izdihamlar.
erzan / erzân
Ucuz, değeri düşük, pahalı olmayan.
(Farsça)
Lâyık, münâsib, muvafık, elyâk, şâyân, müstehak, uygun, yerinde.
(Farsça)
Ucuz, pahalı olmayan.
fantaziye
yun. Yalandan gösteriş, boş debdebe. Zâhirî süs ve zinet. Lüzumlu ihtiyaçtan olmayan ve zevk için kullanılan pahalı eşya.
gala / galâ
Yüksek kıymet, pahalılık.
Bir şeyin haddini aşması.
Pahalılık.
Pahalılık.
ğala / ğalâ
Kıtlık, pahalılık.
gali / galî / gâlî
Pahalı. Kıymetli. Ağır.
Haddini tecâvüz eden, haddini aşan.
Pahalı.
galiye
Galeyan eden.
Değerinden çok pahalı.
Misk ve amberden yapılmış meşhur koku.
Hoş kokulu kıymetli madde.
gàliye
Kıymetli, pahalı.
garbiyyun
Garplılar, Avrupalılar. Batı memleketleri ahalisi.
giran / girân / گران
Pahalı. Tartısı ağır olan. Ağır. Dolu.
(Farsça)
Sert. Katı.
(Farsça)
Bıktırıcı. Usandırıcı.
(Farsça)
Ağır.
(Farsça)
Pahalı.
(Farsça)
Kokuşmuş.
(Farsça)
Katı.
(Farsça)
giranbaha / giranbahâ
Çok pahalı.
girankıymet / گران قيمت
Kıymetli, değerli, pahalı.
(Farsça - Arapça)
gürcü
Güney Kafkasya'nın Gürcistan ahalisinden olan ve Gürcüce konuşan kimse.
habeş
Afrika'nın Kızıldeniz sâhili güneyinde müstakil bir memleket. Bu memleket ahalisinden olan.
Beyaz ve siyah arasında koyu esmer adam.
habeşi / habeşî
Habeş memleketi ahalisinden olan. Habeş'e mensub ve müteallik olan.
Koyu esmer renkli adam.
Hat, tezhib, minyatür gibi güzel san'atlarda kullanılan bir cins kâğıt.
halebi / halebî
Halepli, Halep ahalisinden olan.
hazımlı
Mc: Tahammüllü, müsamahalı, tolerans sahibi.
hıfz-ı bilad u ibad
Şehirlerin ve şehir ahalisinin korunması.
hindi / hindî
Hind'e ait.
Hind ahalisinden olan, Hindli.
Bugün konuşulan Hind dillerinin en yaygın ve tanınmış olanı.
Güzel sanatlarda kullanılan ve Hind'de yapıldığı için de bu ismi alan bir kağıt cinsi.
hindu
Satürn (Zühal) gezegeni.
(Farsça)
Benek, ben.
(Farsça)
Hind'in Brahman ahalisinden olan.
(Farsça)
Hindliler gibi pek esmer adam.
(Farsça)
hodfüruşluk
Kendi kendini beğenme, pahalıya satma.
hulle
Ağır, pahalı.
Belden aşağı ve belden yukarı olan iki parçadan ibâret olan elbise.
Cennet elbisesi.
Fık: Üç defa kocasının boşadığı bir kadının dördüncü defa eski kocasına nikâh düşebilmesi için başka birine nikâhlanması. Müslim bir erkek karısını üç talak ile boşarsa,
igsas
Sıkıştırma, tazyik etme.
Bir yer ahalisini sıkıntıya düşürme.
ihtikar / ihtikâr / اِحْتِكَارْ
Pahalı satmak üzere mal saklama, vurgunculuk.
ihtilaf-ı dar / ihtilaf-ı dâr
Huk: Mirası bırakan ile vâristen her birinin başka başka ülkeler ahâlisinden olması.
irtifas
Fiatların yükselmesi, pahalılık.
kaht u gala / kaht u galâ
Kıtlık, pahalılık.
kaht ü gala / kaht ü galâ
Yokluk. Kıtlık. Fakirlik.
Pahalılık.
kaht ve gala / kaht ve galâ / قَحْطُ وَ غَلَا
Kıtlık ve pahalılık.
Kıtlık ve pahalılık.
karen
(Çoğulu: Akrân) Ok mahfazası.
Kılıç.
Ok.
İki deveyi biribirine çattıkları ip. Başka deveye çatılmış deve.
Çatık kaşlı olmak.
"Yakınlık" mânâsına mastar.
Necid ahâlisinin mikâtı olan mevzi.
karn
Zaman, devre.
Bir insanın ortalama ömrü olan altmış sene.
Yüz yıllık zaman. Asır.
Boynuz. Hayvanda başın boynuz yerleri, boynuz yerinden sarkan saç. (Karn, iki mânaya gelir. Birisi, zamandan bir müddete mukterin olan ümmet, bir zaman ahalisi olan hey'et-i içtimaiye ki
kasaba
(Çoğulu: Kasabât) Akciğerdeki nefes borularından herbiri. Bronş.
Küçük şehir. Çarşısı olan büyük köy.
Ahalisi beş-on bin raddelerinde olan mâmure.
kıyemi / kıyemî
(Çoğulu: Kıyemiyyât) Az bulunan pahalı şey.
kıyemiyyat
(Tekili: Kıyemî) Değerli nesneler, az bulunan pahalı şeyler.
kıymet-dar / kıymet-dâr
Değerli, kıymetli, pahalı.
(Farsça)
lut
Hz. İbrahim'in kardeşi Harran oğlu Lut (A.S.) onunla beraber Bâbil diyarında Şam yakasına geçmişti. Sodom nahiyesine peygamber oldu. Bu nâhiyenin ahalisi ehl-i küfr ve fücur idi. Yolsuz giderlerdi ve hiçbir kavmin yapmadığı fuhşiyatı yapalardı. Hz. Lut, onları doğru yola dâvet etti, dinlemediler ve
mahbube
(Hubb. dan) Sevilmiş veya sevilen kadın. Muhabbet edilen kadın veya kız.
Vaktiyle çok kıymetli ve pahalı olan lâle cinsinden bir çiçek.
mahleb
(Çoğulu: Mahâlib) Kedi, arslan gibi hayvanların pençesi.
mançurya
(Mançu memleketi) Asya'nın kuzeydoğu tarafında büyük bir memleket olup, son zamana kadar kuzeyde Ohurcuk Denizine ve Sahalin Adasını ayıran Tataristan Boğazı'na kadar uzandığı halde; doğudan Japon Deniziyle sınırlanmış iken, sonraları kuzey ve kuzeydoğu tarafları Ruslar tarafından zaptedilerek Sibir
manda
Kendini idare edemeyen bir memleket ahalisini başka bir yabancı devletin idare etmesi.
(Fransızca)
t. Camız denen hayvan. Kömüş.
(Fransızca)
mi'van
Ahâliye yardım eden, halka yardımı çok olan kimse.
mikail aleyhisselam / mîkâil aleyhisselâm
Dört büyük melekten biri. Ucuzluk, pahalılık, kıtlık, bolluk yapmak, ferah ve huzûr getirmek ve her maddeyi hareket ettirmekle görevli melek.
münfis
Ağır, pahalı, değerli.
müzy
Şam ahalisinin kullandığı bir ölçüdür ve onbeş kile alır.
nasara
Hristiyanlar. Nasraniler. Hz. İsa'ya (A.S.) ilk önceleri Nâsıra Karyesindeki ahali yardım ettiklerinden, onlara "Nasara" ismi verilmiştir.
riş
Çok pahalı elbise.
ruhs
Ucuzluk.
Hafif pahalı olmak.
seken
Ev ahâlisi.
Mesken, ev.
Kalbin teskin olduğu nesne.
semin
(Semine) Çok değerli, pahalı, kıymetli.
şerye
Çekirdekten biten hurma ağacı.
Az pahalı nesne.
şuayb
Ashab-ı Eyke ile Medyen ahâlisine gönderilen bir peygamberdir. Çok hakikatlı ve güzel sözlerle bu iki kavmi Hakka davet ettiği halde kendisini dinlemediler. Cenab-ı Hak Eykeliler üzerine şiddetli sıcaklık ve Medyen ahalisine de şiddetli sayha ile azab verdi ve onları mahveyledi. Şuayb Aleyhisselâm k
şuayb aleyhisselam / şuayb aleyhisselâm
Medyen ve Eyke ahâlisine gönderilen peygamber. İbrâhim aleyhisselâmın, dînini insanlara tebliğ etti. İbrâhim aleyhisselâmın veya Sâlih aleyhisselâmın neslinden olduğu rivâyet edilir. İsminin Arabça Şuayb, Süryânicede Yesrûb olduğu bildirilmiştir. Mûsâ aleyhisselâmın kayınpederidir.
tuhlüb
(Çoğulu: Tahâlib) Soysop, sülâle.
vatandaş
Bir devlet ahalisinden ve teb'asından olan.
yehmum
Kömür gibi simsiyah olan şey.
Zifir ve kara duman.
Cehennem ahalisini ihata eden perde.
yunus
Benî İsrail peygamberlerinden ve Kur'an-ı Kerim'de bahsi geçenlerdendir. Elyesa (A.S.) dan sonra Ninova şehrine gönderildi. Şehir ahalisi kendisine itaat etmediği için müteessir olarak bir gemiye binmiş ve oradan denize atılmış. Cenab-ı Haktan emir almadan şehri terk ettiğinden bu hâl başına gelmişt
yunus aleyhisselam / yûnus aleyhisselâm
Musul yakınındaki Nineve (Ninova) ahâlisine gönderilen peygamber. Babasının ismi Metâ'dır. Yûnus aleyhisselâm Âsûr Devleti'nin başşehri ve önemli bir ticâret merkezi olan Nineve şehrinde doğdu.
yusuf aleyhisselam / yûsuf aleyhisselâm
Kur'ân-ı kerîmde adı geçen peygamberlerden. Mısır ahâlisine gönderilen peygamber. Yâkûb aleyhisselâmın oğludur. Yâkûb aleyhisselâmın neslinden gelen ilk peygamberdir. Allahü teâlâ ona rüyâ tâbiri ilmini öğretti.
En Çok Aranan Osmanlıca Kelimeler
kut'ül amare
ruhban
münib
lev
şegaf
tercüman-ı beliğ
inantab
terceme
tercüme
ram olmak
En Son Aranan Osmanlıca Kelimeler
taği
ulema-yı batın
münakkas
ma'den
işrâb
Amiyane
Ervah
haham
fudala
zalike
En Son Aranan Türkçe Kelimeler
ahali
dogum günü
varlık
varoluş
andan
Civa
Dost
Zev
Panter
yetenek