Menu
İletişim
LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK
{ lügât . lügat . لغت }
Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.
Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "
OSMANLICA ARA
" ya da "
TÜRKÇE ARA
" butonlarına tıklayın.
İfadenin içinde geçtiği kelimeleri de göster.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük
'te
afeti
ifadesini içeren
31
kelime bulundu...
ab-ı kevser
Kevser âb-ı hayatı. Kevser letâfeti.
abdulaziz
32. Osmanlı Padişahıdır. Hilâfeti (Hi: 1277-1293) seneleri arasındadır. Mithat Paşa ve arkadaşları tarafından bilek damarları kesilerek şehid edilmiştir.
afat / âfât
Âfetin çoğulu, musibetler, büyük felaketler.
aşti-hure / aştî-hûre
Barış ziyafeti.
(Farsça)
bahsan
Bozuk, soluk.
(Farsça)
Salına salına yürüyen.
(Farsça)
Kıyafeti bozuk, pejmürde.
(Farsça)
bezazet
Perişanlık, pejmürdelik. Kıyafetin düzgün ve intizamlı olmayışı.
camis
Cansız, camid.
Letâfeti gitmiş olan elbise.
cübbe
(Çoğulu: Cübeb) Şeâir-i İslamiyeden olup, giyilmesi sünnet olan dış kıyafetini teşkil eden, bilhassa namazda giyilen uzun ve bolca bir libas.
hadim-ül haremeyn-iş şerifeyn / hâdim-ül haremeyn-iş şerifeyn
Hilâfeti haiz olmaları hasebiyle Osmanlı Padişahlarına verilen ünvandır. Haremeyn; Mekke ile Medine'ye denilir. İslâm âleminin bu iki şehre hürmet-i mahsusaları sebebiyle ve daha fazla tâzim kasdiyle şerif sıfatını da ilâve ederek "Haremeyn-iş şerifeyn" denilmiştir. Haremeyn'in Hâdimi mânasına gelen
harbat
Ahmak, bön, ebleh.
(Farsça)
İri yapılı kaz.
(Farsça)
Kalıp ve kıyafeti yerinde olduğu halde ahmak olan kimse.
(Farsça)
hilafet saltanatı / hilâfet saltanatı
Hilafetin egemenliği.
hilafet-i aliye-i osmaniye / hilâfet-i âliye-i osmaniye
Yüksek Osmanlı hilâfeti.
hilafet-i seniyye
Büyük, yüce hilafet. Osmanlı Devleti hilafeti.
hilafetpenah
Hilafetin dayanak yeri. Halifeliği haiz bulunan, hilafeti koruyan kimse. Halife, padişah.
(Farsça)
ilmiye kıyafeti
İlmiye mensublarının giyiniş tarzları. İlmiye kıyafeti; şalvar, cübbe ve sarıktı. Bununla birlikte ilmiye mensublarının kıyafetlerinde bazı değişiklikler de vardı. Orta derecedekiler cübbe ile sokağa çıktıkları halde üst tabakayı teşkil eden ricâl kısmı, lata yahut biniş giyerlerdi. Ayrıca ilmiyenin
izafet-i maktu'
Kesik tamlama. Terkib-i izafet-i maktu'da denir. Esre'yi kaldırmağa da fekk-i izafet denir. Yani izafetin kaldırılması demektir. Meselâ: Câme-hâb : Yatak. Câme-i hâb : Uyku elbisesi. Ser-rişte : İp ucu, vesile, tutamak. Ser-i rişte : İpin ucu.
maide-i seniyye
Pâdişah ziyâfeti.
mana-yı hilafet / mânâ-yı hilâfet
Hilâfetin anlamı; Peygamberimizin vekili olarak Müslümanların din ve dünya işlerinin tedbirini gören genel başkanlık makamının anlamı.
meftihane / meftihâne
Yeni bir kitaba veya yeni bir derse başlarken, talebelere hocası tarafından verilen başlama ziyafeti.
meftuhane
Başlangıç için verilen ziyâfet. Bir kitabı okumaya veya yeni bir derse başlarken, talebelere hocası tarafından verilen başlama ziyafeti.
(Farsça)
muaviye
(Mi: 603 - 682) Sahabe-i Kiramdan olup Şam'da yirmi seneden ziyade valilik yaptı, sonra hilâfetini ilân etti. Yirmi sene de halifelik yaptı. Resul-i Ekrem Aleyhissalâtu Vesselâmın kayın biraderi ve vahiy kâtibi idi. Beni Ümeyye sülalesinden olan bu zattan itibaren İslâm Devletine, Emevi Devleti denm
müftehan
Hoca ile talebeler arasındaki bir kitaba başlangıç ziyafeti.
(Farsça)
Hazineler.
(Farsça)
müşekkel
(Şekl. den) Kalıbı, şekli, biçimi, kıyafeti gösterişli ve yerinde.
Şekil verilmiş, şekillendirilmiş.
müşevveh
Şekil ve kıyafeti çirkin. Bed-endâm kimse.
pejmürde-hal
Kılığı kıyafeti pejmürde olan, üstü başı pis bir halde bulunan.
(Farsça)
rabıta-i telebbüsiyye / râbıta-i telebbüsiyye
Râbıta yaparken kendisini, velînin şeklinde, kıyâfetinde görmek ve düşünmek.
savt-ı davud-u hilafet / savt-ı dâvud-u hilâfet
Hz. Dâvud'un (a.s.) hilâfetinin sesi.
serahor
Osmanlı İmparatorluğunun ilk devirlerinde ordunun bir yerden başka bir yere hareketinde yolların yapılması ile beraber ağırlıkların nakil vesairesi veyahut memleket içinde zelzele, deprem gibi bir âfetin vukuuyla harap olan yerlerin hemen tamir edilmesi işlerinde kullanılanlara verilen addır.
şerait-i hilafet
Hilafetin şartları.
velime / velîme
Sevinç ve sürur günleri verilen ziyafet. Düğün ziyafeti.
Düğün, evlenme.
Düğün ziyafeti.
zenne
Kadın kısmı.
Eskiden orta oyununda kadın rolü yapan erkek sanatkârlar hakkında kullanılan bir tâbirdi. Eskiden kadınlar, oyunda rol alamadıkları için erkekler kadın kıyâfetine girer ve oyunda kadın rolü yaparlardı.
En Çok Aranan Osmanlıca Kelimeler
kut'ül amare
ruhban
münib
lev
ram olmak
şegaf
tercüman-ı beliğ
inantab
terceme
tercüme
En Son Aranan Osmanlıca Kelimeler
Makber
ramazan-ı şerif
muharric
istiğnam
ifte
Semere-i şecere-i hilkat
keşf-i esrar
یبوست
MELAHAT
muhdes
En Son Aranan Türkçe Kelimeler
afeti
malûmat
Ceva
kabâl
GEMİ
eğlenceli
Önemi
Sa'yi
ayrıca
mezar