adaletkar / adaletkâr / عدالتكار

• Adil, adaletli. (Arapça - Farsça)

adilane / âdilane / âdilâne / عدلانه

• Âdilce.

• Adilce. (Arapça - Farsça)

adiliyet / âdiliyet

• Âdillik.

adiyyet / âdiyyet

• Adilik. Aşağılık.

amiyane / âmiyane

• Âdice. Bayağıca. Cahillere yakışır surette. (Farsça)

bednam / bednâm / بدنام

• Adı kötüye çıkmış. (Farsça)

dari'

• Adımı geniş olan kişi.

ecr-i misil

• Âdil iki ehl-i vükûfun (bilir kişinin) takdîr ettikleri ücret.

esbab-ı adi / esbab-ı âdi

• Âdi, basit sebepler.

etelan

• Adım birbirine yakın olmak.

etenan

• Adım birbirine yakın olmak.

gümnam / gümnâm / گمنام

• Adı unutulmuş. (Farsça)

hadis-i sahih / hadîs-i sahîh

• Âdil ve hadîs ilmini bilen kimselerden işitilen, müsned-i muttasıl (Resûl-i ekreme kadar, rivâyet edenlerin hepsi tam olup noksan bulunmayan), mütevâtir (bir çok sahâbînin rivâyet ettiği) ve meşhûr (önceleri bir kişi bildirmişken, sonraları şöhret bu lan) hadîsler.

hasis

• Âdi, basit, değersiz.

hatv

• Adım adım yürümek, adım atmak.

hatve / خطوه / خَطْوَه

• Adım, bölüm.

• Adım. (Arapça)

• Adım.

hatve-behatve

• Adım adım.

hatve-endaz / hatve-endâz

• Adım atan. (Farsça)

• Adım atan.

hatve-endaz olma / hatve-endâz olma

• Adım atma.

hatve-endazi / hatve-endazî

• Adım atıcılık. (Farsça)

hayr-ul fasilin / hayr-ul fâsilîn

• Âdil olanların, hâkimlerin en hayırlısı.

herif / herîf

• Âdi adam.

hükumet-i adile / hükûmet-i âdile

• Âdil hükümet.

hutuvat / hutuvât

• Adımlar, şeytanın adımları.

• Adımlar.

huzuk

• Adımları birbirine yakın olan kısa boylu kimse.

ıknas

• Adi ve rezil bir kimse iken asaletlilik iddiasında bulunma.

kadem

• Adım, ayak.

kademran

• Adım atan, ilerliyen. (Farsça)

kemnam

• Adı sanı belirsiz. Namsız, şöhretsiz. (Farsça)

ma'deletkar / ma'deletkâr

• Âdil, adaletli. (Farsça)

mağmure / mağmûre

• Adı sanı silinmiş, yerinde yeller esen, harap olmuş.

• Adı sanı silinmiş, yerinde yeller esen.

mahkeme-i adile / mahkeme-i âdile

• Âdil mahkeme.

mahlukat-ı mezkure / mahlûkat-ı mezkûre

• Adı geçen yaratıklar.

mamhuran

• Adilcevaz, Patnos, Erciş ve bilhassa Beytüşşebab havalisinde meskun olan bir aşiret ismi.

menfaat-i hasise

• Âdi, değersiz çıkar.

merkum / مرقوم

• Adı geçen, anılan; yazılmış. (Arapça)

mesbuk-üz zikr

• Adı ve zikri geçmiş, bahsedilmiş.

mezbur

• Adı geçen, yukarıda söylenen.

mezkur / mezkûr

• Adı geçen, zikredilen.

mumaileyh

• Adı geçen.

mumaileyhim / mûmâileyhim / مومى اليهم

• Adı geçenler. (Arapça)

nam mevki

• Adıyla anılan yer.

namına / nâmına

• Adına.

namında / nâmında

• Adında.

namındaki / nâmındaki

• Adındaki.

namınıza

• Adınıza.

namıyla

• Adıyla.

raşin

• Adı tufeylî olan ve davetsiz olarak ziyafetlere giden kimse.

retve

• Adım. Hatve.

şahid-i adl / şâhid-i adl

• Âdil şahid, doğru sözlü şahid.

sahih hadis / sahîh hadîs

• Âdil yâni yalancılıktan uzak, büyük günah işlemeyen ve hadîs ilmini bilen kimselerden işitilen, Resûlullah efendimize kadar, rivâyet edenlerden hiçbiri noksan olmayan ve mütevâtir yâni birçok Sahâbînin Resûl-i ekremden ve başka birçok kimselerin onla rdan naklettikleri hadîsler ve meşhûr, yâni ilk z

sahun

• Adım tutan eşek.

şahve

• Adım, hatve.

sati

• Adımlarını geniş atan at.

sifle

• Adi, alçak, zelil, terbiyesiz.

siflekam / siflekâm

• Adi kişilerin işine yarayan. (Farsça)

simya

• Adi madenleri altın madenine çevirmek gayesini güden bir çalışma. Bu çalışma bir takım maddelerin bulunmasına sebep olduğu için kimya ilminin ilerlemesine hizmeti dokunmuştur.

tabakat-ı mezkure / tabakat-ı mezkûre

• Adı geçen, ifade edilen tabakalar, sınıflar.

tederrüc

• Adım adım ilerleme.

zecca'

• Adımı birbirinden uzak olan.

zelif

• Adımını atmak.

zevf

• Adımını birbirine yakın atmak.