Menu
İletişim
LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK
{ lügât . lügat . لغت }
Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.
Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "
OSMANLICA ARA
" ya da "
TÜRKÇE ARA
" butonlarına tıklayın.
İfadenin içinde geçtiği kelimeleri de göster.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük
'te
Zu
kelimesini içeren
82
kelime bulundu...
a'sef
Zulmedip zorla birşey alan.
adalet
Zulüm etmemek. Herkese hakkını vermek ve lâyık olduğu muâmeleyi yapmak. Mahkeme. Hak kanunlarına uygunluk. Haksızları terbiye etmek. İnsaf. Mâdelet. Dâd. Cenab-ı Hakk'ın emrini emrettiği şekilde tatbik etmek. Suçluya Allah'ın emrini icra etmek.
akvam-ı mazlume / akvâm-ı mazlume
Zulme uğrayan kavimler.
anka / ankâ / عنقا
Zümrütüanka,
(Arapça)
anka-yı mağrib
Zümrüd-ü Anka kuşu.
ayn-ı zulüm
Zulüm ve haksızlığın ta kendisi.
azar-dide
Zulüm görmüş. Küskün.
(Farsça)
azar-reside
Zulüm görmüş, kırılmış, incitilmiş.
(Farsça)
bağy
Zulüm, tecavüz.
bidad / bîdâd / بيداد
Zulüm.
(Farsça)
cevr
Zulüm, haksızlık; adâletin zıddı.
damar-ı gadir
Zulmetme damarı, merhametsizlik damarı.
daym
Zulüm. Sıkıntı. İhtiyaç.
dehnec
Zümrüt gibi bir kıymetli taş.
devre-i istibdat
Zulüm ve zorbalık dönemi.
düca
Zulmet, karanlık.
düstur-u zulüm
Zulm kanunu, kuralı.
enva-ı zulm / envâ-ı zulm
Zulüm çeşitleri.
eşedd-i zulm
Zulmün en şiddetlisi.
eşedd-i zulüm
Zulmün en şiddetlisi.
Zulmün en şiddetlisi.
ferengis / ferengîs
Zühre yıldızı, Venüs gezegeni, çoban yıldızı.
(Farsça)
gadir / غَدِرْ
Zulüm, acımasızlık, hıyanet.
Zulüm.
gadirli
Zulümlü.
gadirsiz
Zulümden kaçınarak, âdaletli davranarak.
gadr
Zulüm, acımasızlık.
gadren / غَدْرَنْ
Zulmen.
Zulümle.
gaşm
Zulüm etmek, zulüm yapmak.
gerziş
Zulümden şikâyet etme.
(Farsça)
güle
Zülüf. Bükülmüş ve kıvrılmış saç.
(Farsça)
gusv
Zulmet, karanlık.
i'tisaf
Zulüm ve haksızlık etmek. Doğru yoldan ayrılmak. Haksızlık.
ıdtıhad
Zulmetmek, cefâ vermek.
ilhad
Zulüm yapma, eziyet etme.
istem
Zulüm ve sitem.
iştitat
Zulmetme. Haksızlık etme. Hükümde ve sair işlerde eziyet etme.
izkam / izkâm
Zükâm hastalığına yani nezleye uğratma.
kabiliyet-i zulüm
Zulüm yapma kabiliyeti, potansiyeli.
kabl-ez zuhur
Zuhurundan ve meydana çıkmadan evvel.
kahr ü cehl
Zulüm ve cehalet.
lahif
Zulüm görmüş, ıztırab ve sıkıntı çekmiş.
mazlum / mazlûm / مظلوم / مَظْلُومْ
Zulme uğramış.
Zulüm görmüş, sessiz.
Zulme uğramış.
Zulme, haksızlığa uğramış kimse.
Zulum gören.
Zulmedilen.
mazlumane / mazlûmâne
Zulüm görmüşcesine.
mazlumen / mazlûmen
Zulme uğrayarak.
Zulmedilerek.
mazlumin / mazlumîn / mazlûmîn
Zulüm görmüş kimseler.
Zulme uğrayanlar.
Zulmedilenler.
mazlumiyet / mazlûmiyet
Zulme uğramış olma, mazlumluk.
Zulme uğramışlık.
meyl-i zulüm
Zulüm yapma meyli, eğilimi.
mezalim / mezâlim / مظالم / مَظَالِمْ
Zulümler. Haksızlıklar. Eziyet ve işkenceler.
Zulümler.
Zulümler.
Zulümlerr.
(Arapça)
Zulümler.
mezkum
Zükâm hastalığına tutulmuş. Nezle olmuş, nezleli.
millet-i mazlume
Zulme uğramış millet.
musadere
Zulüm ve cebir etmek.
redm-i azim
Zülkarneyn Seddi'nin ismi.
redm-i azim ve cesim / redm-i azîm ve cesîm
Zülkarneyn'in yaptığı çok büyük sed, yığınak.
safare
Zurna.
sahib-i zühd ve takva / sahib-i zühd ve takvâ
Zühd ve takva sahibi; her türlü nefsanî arzulara karşı koyarak kendini ibadete veren ve Allah korkusuyla dinin yasaklarından kaçınan kimse.
sahib-i zuhur
Zuhur sahibi; inkârcılık fikrine karşı ortaya çıkıp insanları hidayete ulaştırmaya vesile olan ve âhirzamanda ortaya çıkması beklenilen.
sedd-i zülkarneyn
Zülkarneyn'in yaptırdığı büyük sed.
şemşir-i zulm
Zulüm kılıcı.
simurg / sîmurg / سيمرغ
Zümrütüanka.
(Farsça)
sitem-keş
Zulme ve haksızlığa uğrayan. Zulüm çeken. Mazlum.
(Farsça)
sitemdide / sitemdîde / ست دیده
Zulme uğramış.
(Farsça)
şübhe-i tarık / şübhe-i târık
Zulmetten gelen şüphe belâsı.
sudagi / sudagî
Zülüfte olan nişan ve alâmet.
sur-nai / sur-naî
Zurnacı.
(Farsça)
sur-nay
Zurna.
(Farsça)
surna / sûrnâ / سورنا
Zurna.
(Farsça)
surna-pa
Zürafa.
(Farsça)
şütürgav / şütürgâv
Zürafa.
(Farsça)
tango / طانْغُو
Züppe kadın giysisi.
tebia
Zulümle ve zorla alınmış olan kumaş.
tehezzum
Zulmetmek.
tezalüm
Zulm edişmek.
tezennür
Zünnar kuşanmak.
tuğyan
Zulüm ve küfürde çok ileri gitmek, azgınlık, taşkınlık.
üştürgav
Zürafa.
(Farsça)
varidat-ı zulmiye
Zulüm yoluyla sağlanan girdiler, menfaatler.
zalam-ı zulm / zalâm-ı zulm
Zulmün karanlığı.
zalim / zâlim / ظالم
Zulmeden, zulüm yapan.
Zulmeden, haksızlık eden.
Zulmeden, haksız.
Zulm eden.
Zulüm eden.
(Arapça)
zeberced
Zümrüd cinsinden ve onun kadar kıymetli olmayan, sarımtırak yeşil, cam parlaklığında kıymetli taş.
Zümrütten daha açık renkte bir süs taşı.
zeraf
Zürafa.
(Farsça)
zerafe / zerâfe / زرافه
Zürafa.
(Arapça)
zeyhan
Zulüm etmek. Zâlimlik yapmak.
zıllim / zıllîm
Zulmü çok olan kimse. Zâlim insan.
En Çok Aranan Osmanlıca Kelimeler
kut'ül amare
ruhban
münib
lev
şegaf
tercüman-ı beliğ
inantab
terceme
tercüme
Emzik
En Son Aranan Osmanlıca Kelimeler
vikâ
şeyhuhet
ihraz
Malik-i Kerim
müstekar
kürre
vahdetü'l-mevcud
TABİİ
mertebe-i kusva
ihtizaz
En Son Aranan Türkçe Kelimeler
Zu
seddeli
Ellez
fetha
iddia ve defi'de bulunmak
daimi
yıkamak
adam
An'an
Kesr