Menu
İletişim
LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK
{ lügât . lügat . لغت }
Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.
Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "
OSMANLICA ARA
" ya da "
TÜRKÇE ARA
" butonlarına tıklayın.
İfadenin içinde geçtiği kelimeleri de göster.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük
'te
ZENGİNLİK
ifadesini içeren
47
kelime bulundu...
behişt-i gına
Zenginlik cenneti.
bi-niyazi / bî-niyazî
Zenginlik.
(Farsça)
cahfel
Dudakları kalın olan kimse.
Asker.
Zenginlik.
dest-res
İsteğine ulaşan, elini yetiştiren.
(Farsça)
Kudret, zenginlik, iktidar.
(Farsça)
dünyalık
Zenginlik, para ve mal.
(Türkçe)
emperyalizm
Bir devletin, sınırlarını genişletme politikası. Sınırları genişletmekteki gaye, başka memleketlerin zenginlik kaynaklarını ele geçirme ve insanlarını kendi hesaplarına çalıştırmaktır. Bu maksat için çok defa silâhlı harp, hem masraflı, hem de hürriyet fikriyle bağdaşmadığından zamanımızda daha sins
(Fransızca)
feragat / ferâgat / فراغت
Bırakma, terketme.
(Arapça)
Rahatlık.
(Arapça)
Zenginlik.
(Arapça)
ferve
(Çoğulu: Füre'-Firâ) Baş derisi.
Bir parça toplanmış kuru ot.
Servet, zenginlik.
Kürk.
fıtra
Fitre; ihtiyâcı olan eşyâdan ve borçlarından fazla olarak nisab (dinde zenginlik ölçüsü) miktârı malı, parası olan her hür müslümanın Ramazan bayramının birinci günü sabahı fakirlere vermekle yükümlü oldukları belli miktardaki buğday veya arpa yahut hurma veya kuru üzüm veya kıymetleri kadar altın v
gani / ganî
Her cihetle sonsuz zenginlik sahibi olan Allah.
ganiyy-i ale'l-ıtlak
Her cihetle sınırsız zenginlik sahibi Allah.
ganiyy-i alel'ıtlak / ganiyy-i alel'ıtlâk / غَنِيِّ عَلَي الْاِطْلَاقْ
Nihayetsiz zenginlik sâhibi olan (Allah).
ganiyy-i kerim / ganiyy-i kerîm
Sonsuz cömertlik ve zenginlik sahibi olan Allah.
ganiyy-i muğni / ganiyy-i muğnî
Bütün varlıkların ihtiyaçlarını karşılayan ve her varlığın zenginliği Kendisinin tükenmez hazinesinden çıkan ve hiçbir şeye muhtaç olmayan sınırsız zenginlik sahibi Allah.
ganiyy-i mutlak / غَنِيِّ مُطْلَقْ
Nihâyetsiz zenginlik sâhibi olan (Allah).
ganiyy-i rahim / ganiyy-i rahîm
Sınırsız zenginlik sahibi olan, şefkat ve merhamet sahibi Allah.
gına / gınâ / غنا / غِنَا
Zenginlik. Yeterlik.
Tok gözlülük.
Mülâki olmak. Bir kimseye dostluğunda devamlı olmak.
Bıkma, usanç.
Şarkı söylemek. Teganni etmek.
Şarkı, tegannî, müzik perdelerine uygun ses; çalgı ile birlikte şarkı, müzik. Tegannî de denir.
Zenginlik.
Zenginlik.
Zenginlik.
Zenginlik.
(Arapça)
Bıkkınlık.
(Arapça)
Zenginlik.
gına-yı mutlak / gınâ-yı mutlak / غِنَايِ مُطْلَقْ
Sınırsız zenginlik.
Nihayetsiz zenginlik.
gunyat
Kudret, zenginlik.
gunyet
Zenginlik.
isase
Zenginlik, servet.
Göz ucuyla bakma.
Cemiyet, topluluk.
istifaza
Feyz alma, feyz bulma, feyizlenme. İlim, irfan ve mânevi zenginlik kazanma.
istigna
Cenab-ı Hak'tan başka kimsenin minneti altına girmemek.
Gönül tokluğu. Elindekini kâfi bulmak. Zenginlik istememek. Muhtaç olmayıp zengin olmak.
Nazlanmak.
Azamet ve tekebbür etmek.
istiğna-yı mutlak / istiğnâ-yı mutlak
Sınırsız zenginlik, hiçbir şeye muhtaç olmayış, tokgönüllülük.
kudret
Güç. Takat.
Her yeri kaplayan kudretullah.
Varlık. Ehliyet. Becerebilme.
Zenginlik.
Kabiliyet.
İlm-i kelâmda: Allah Teâlâ'ya mahsus ezelî ve ebedî ve bütün kâinatta tasarruf eden sıfattır.
Güç.
Allah'ın bütün varlıkları kuşatmış olan gücü.
Varlık, zenginlik.
Ehliyet, becerebilme.
maddi mülkiyet / maddî mülkiyet
Maddî mal ve zenginlik.
maldari / maldarî
Zenginlik, servet.
menabi-i servet / menâbi-i servet
Zenginlik kaynakları.
Zenginlik kaynakları.
meyasir
(Tekili: Meysere) Ordunun sol kanatları. Sol cenahlar.
Zenginlikler, servetler.
meysere
(Çoğulu: Meyâsir) Ordunun sol cenâhı. Sol cenâh.
Zenginlik, servet.
neva / nevâ
Ses, sadâ, makam, âhenk.
Refah.
Levazım, kuvvet, zenginlik.
Nasip.
Türk musikisinde eski makamlardan biri.
nisab / nisâb
Dinde zenginlik ölçüsü. İslâm dîninde, zenginlik ile fakirlik arasındaki maddî sınır.
refahet
Bolluk, zenginlik, rahatlık.
reha
Bolluk, zenginlik, kurtuluş.
sadaka-i fıtır
İhtiyâcı olan eşyâdan ve borçlarından fazla olarak, nisâb yâni dinde zenginlik ölçüsü miktarında malı, parası bulunan her hür müslümanın, Ramazân bayramının birinci günü sabâhı, fakirlere vermekle yükümlü oldukları belli miktarlardaki buğday, arpa, hurma veya kuru üzüm yahut kıymetleri kadar altın v
saltanat
Kudret, kuvvet.
Hâkimiyet, padişahlık.
Tantana, gösteriş, debdebe.
Şatafatlı hayat. Bolluk. Zenginlik.
saman / sâmân / سامان
Servet. Zenginlik.
(Farsça)
Rahmet.
(Farsça)
Dinçlik.
(Farsça)
Düzen, tertip.
(Farsça)
Bir kimsenin varı-yoğu, serveti.
(Farsça)
Servet, zenginlik.
Zenginlik.
(Farsça)
Huzur.
(Farsça)
Düzen.
(Farsça)
servet / ثروت
Zenginlik.
Mal, mülk, zenginlik.
(Farsça)
Zenginlik, maddî varlık.
Zenginlik, varlık.
(Arapça)
Ekonomi.
(Arapça)
sia
Genişlik, bolluk.
Açlıklık. Zenginlik.
taganni / tagannî / تغنى
Zenginlik.
(Arapça)
Makamına göre şarkı söyleme.
(Arapça)
Tagannî etmek:
Şarkı söylemek.
(Arapça)
tarz-ı zenginlik
Zenginlik tarzı.
temevvül / تمول
Zenginlik.
(Arapça)
vicd
Zenginlik. Gına.
vüs'
Genişlik. Bolluk.
Fırsat.
Boş meydan.
Kuvvet, güç, tâkat.
Varlık, zenginlik.
Fls: Bir şeyin boşlukta doldurduğu yer.
yesar
Sol, sol el.
Varlık, zenginlik.
Gençlik.
Bolluk.
Kolaylık.
yesaret
Zenginlik.
Kolaylık.
yüsr / یسر
Kolaylık. Genişlik. Rahatlık. Zenginlik. Gına. Refah.
Kolaylık.
(Arapça)
Zenginlik.
(Arapça)
En Çok Aranan Osmanlıca Kelimeler
kut'ül amare
ruhban
münib
lev
şegaf
tercüman-ı beliğ
inantab
terceme
tercüme
ram olmak
En Son Aranan Osmanlıca Kelimeler
Yâre-i hicran
Şebnem
ennane
Zân
Milli müdafaa
lal ü ebkem
hayye ale'l-felah
Vahdehu La şerike leh
Leim
diyet
En Son Aranan Türkçe Kelimeler
ZENGİNLİK
Önem
SEVGİLİ
yol arkadaşı
arz etmek
Orğan
Dostlar
Şikayet
Hor Gormek
gerdanlik