Menu
İletişim
LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK
{ lügât . lügat . لغت }
Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.
Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "
OSMANLICA ARA
" ya da "
TÜRKÇE ARA
" butonlarına tıklayın.
İfadenin içinde geçtiği kelimeleri de göster.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük
'te
Zırh
ifadesini içeren
49
kelime bulundu...
ahen-puş
Demirler giymiş. Zırh kuşanmış.
(Farsça)
ashab-ı fil / ashâb-ı fil
İslâmiyetten önce Kâbe-i Muazzamayı tahrib için Mekke'ye hücum eden Habeş ordusunun ismi ( Önlerinde fil bulunduğundan, zırhlı vasıtalar gibi ondan faydalandıklarından bu isim verilmiş olduğu nakledilir.
begter
Eskiden kullanılan zırhlı elbise.
(Farsça)
cebe
Zincir veya halkadan örme zırh. Cevşen.
cebe-puş / cebe-pûş
Zırh giyen.
(Farsça)
cebeci
Eski Osmanlı İmparatorluğunun ordusunun zırhlı sınıfına mensub nefer.
(Farsça)
cevşen / جوشن
Zırh.
"Zırh" mânâsında Peygamberimizin emsalsiz duası.
Zırh.
Zırhlı giysi.
(Farsça)
cevşen-i kebir / cevşen-i kebîr
Büyük zırh. Peygamberimiz Hz. Muhammed'e (A.S.M.) vahiyle gelen en azîm ve en mühim bir münâcâtın ismidir. Bu harika münâcât, mârifetullahda terakki eden bütün âriflerin münâcâtının fevkindedir. Bin hâsiyeti olan ve bin Esmâ-i Hüsnâ'yı içine alan emsalsiz bir münâcât-ı Peygamberiyedir.
cevşen-puş / cevşen-pûş
Zırhlı, zırh giyen.
(Farsça)
cevşenü'l-kebir / cevşenü'l-kebîr
Peygamberimize Cebrâil'in (a.s.) getirdiği ve "Zırhı çıkar, bu duâyı oku" dediği meşhur duâ.
cevşenü'l-kebir münacatı / cevşenü'l-kebîr münâcâtı
Peygamberimize Cebrâil'in (a.s.) getirdiği ve "Zırhı çıkar, bu duâyı oku" dediği meşhur duâ.
cinsi / cinsî
Zırh yapıcı.
devari'
(Tekili: Dır) Zırhlar. Zırhlılar. Zırhlı gemiler.
dır'
(Çoğulu: Dırâ'- Duru') Cevşen. Cenkte, muharebede giyilen zırh.
dir'
Zırh, demirden gömlek.
Kadın gömleği.
dizçek
Dizleri muhafaza etmek için muharebelerde kullanılan bir nevi zırh.
duru'
(Tekili: Dır) Savaşda giyilen zırhlar, cevşenler, çelik elbiseler.
düru'
(Tekili: Dır') Zırh gömlekler.
gılale
(Çoğulu: Galâyil) Zırh altına giyilen kısa gömlek.
Küçük kaftan zıbını.
haftan
Eskiden savaşlarda zırh üzerine giyilen bir cins pamuklu elbise.
Kaftan.
haşhaş
Kapsüllerinden uyuşturucu bir madde olan afyon; tohumlarından da yağı çıkarılan bir bitki.
Hazırlıklı.
Silâhlı ve zırhlı topluluk.
heftan
Zırhın altına giyilen pamuklu elbise.
Üstten giyilen kürk biçiminde süslü elbise. Kaftan. (Eskiden ekseriyetle taltif için, büyük kimseler tarafından liyâkat sahiplerine giydirilir veya üstlerine atılırdı.)
hod
Kendi.
(Farsça)
Miğfer, baş zırhı.
(Farsça)
Kendi.
Baş zırhı.
hud
Miğfer, baş zırhı.
(Farsça)
husser
Cübbesi ve zırhı olmayanlar. Çıplak kimseler.
imame
İslâma mahsus baş kisvesi olan sarık. Zırhlı külâh.
Çubuk ve sigaralığın başına takılan ağızlık.
Tesbihin başındaki ve ipin iki ucu içinden geçen uzunca tane.
kaba-yı ahenin / kaba-yı âhenin
Demirden yapılmış elbise. Zırh.
mesrude
Ulaştırmak.
Zırh halkalarının birbirine girmesi.
mevsume
Tamamen baştan aşağı süslü zırh.
Bahar yağmuru ile ıslanmış toprak.
migfer
Ateşli silâhların icadından evvel, muharebede kılıç, mızrak ve ok gibi harp âletlerinden korunmak için başa giyilen bir nevi başlık idi. Miğfer, zırh ile beraber bir bütün teşkil ederdi. Osmanlı miğferleri çeşitli şekillerde olmakla beraber genel olarak iki kısma ayrılırdı. Bir kısmı ince bakırdan,
müserred
Halkaları birbirine girmiş olan zırh.
müstel'im
Zırhlı, zırh giymiş kişi.
mütederri'
Zırh giyen, zırhlanan.
neşneşe
Koyun derisini yüzmek.
Zırh sesi.
Su kaynarken ötüp ses çıkmak.
puş
"Örten, giyen, giyinmiş" mânasına birleşik kelimeler yapılır.
(Farsça)
Örtü, elbise, zırh.
(Farsça)
safiyy
Peygamberimizin sallallahü aleyhi ve sellem ganîmet taksîminden önce kılıç, zırh ve at gibi seçip aldığı bâzı şeyler.
senn
Zırh çıkarmak.
Halinden döndürmek.
Koymak.
Keskinleştirmek.
Tasvir etmek.
Dökmek.
tarziye
Cübbe veya zırh giymek.
tedarru'
Cübbe veya zırh giymek.
tederru'
Zırhlanma. Zırh giyme.
tedri'
Zırh giydirme.
tedri-i cüyuş
Askerlere zırh giydirme.
ticfaf
(Çoğulu: Tecâfif) Zırh.
yeleb
Beyaz deve.
Polat demir.
Toplamak, cem'etmek.
Deriden yapılmış cübbe, zırh ve gömlek.
Kalkan.
zerd
(Zered) (Çoğulu: Zürud) Halka halka örülmüş savaşçı zırhı.
Yutmak.
Boğmak.
zered
Zırh.
zerrad
Zırh ören.
zırh / زره
Zırh.
(Farsça)
zırhpuş / zırhpûş / زره پوش
(Çoğulu: Zırhpuşân) Zırh giyinmiş, zırh giyen.
(Farsça)
Zırhlı.
(Farsça)
En Çok Aranan Osmanlıca Kelimeler
kut'ül amare
ruhban
münib
ram olmak
lev
şegaf
tercüman-ı beliğ
inantab
terceme
tercüme
En Son Aranan Osmanlıca Kelimeler
vezaif-i
bilakis
Münasebet
Müzahere
can-aferin
Şegaf
ifsad etmek
gönül
şehadetname
Vefak
En Son Aranan Türkçe Kelimeler
Zırh
I
MEKTUB
hareket
tagdiye
otomobil
Ğ
şarkı söylemek
Kitab
Dulger