REKLAM ENGELLEMEYİ GERİ ALMA KODU BURADA BAŞLAR --> REKLAM ENGELLEMEYİ GERİ ALMA KODU BURADA BİTER -->

LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK

{ lügât . lügat . لغت }

Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları 
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.

Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "OSMANLICA ARA" ya da "TÜRKÇE ARA" butonlarına tıklayın.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük'te Yusuk ifadesini içeren 38 kelime bulundu...

alak

  • Kan. Kızıl veya koyu ve uyuşuk kan.
  • Yapışkan veya ilişken nesne.
  • Hayvanat.
  • Bir işe mülâzemet eylemek.
  • Husumet-i lâzime veya muhabbet-i lâzime. Aşk ve muhabbet eylemek. Bir işe başlayıp o işe devamlı olmak.
  • Bir şeye ilişip tutulmak.
  • Yapışkan, ba

alaka

  • Kan pıhtısı. Uyuşuk kan.

enbeste-dem

  • Miskin, uyuşuk kişi. Tenbel, gayretsiz kimse. (Farsça)

fetret

  • Uyuşukluk, zayıflık.
  • Vahy ve semavî hükümlerin sükûn zamanı olduğu için, iki peygamber-i zişan devirleri arasındaki zaman.
  • Vukuu âdet halinde olan şeyin kesilme zamanı veya kesilmesi.
  • İki vakıa arasındaki geçen zaman. Terakki ve teâli devirleri arasındaki hareketsiz,

gerdun-sirişt

  • Mağrur, gururlu, kibirli kimse. (Farsça)
  • Zâlim, gaddar, kan dökücü. (Farsça)
  • Tenbel, uyuşuk. (Farsça)

hader-i umumi / hader-i umumî

  • Bütün vücudu kaplayan uyuşukluk.

hadır

  • Tembel, uyuşuk, uyumuş.

hadir

  • Gevşek, tembel, uyuşuk.

humud / humûd

  • Durgunluk, uyuşukluk; bir mâni olmadığı halde bekârlığı istemek. Şehvet ve iffetin azlığı.

icnis

  • Tembel ve uyuşuk adam.

ipnotizma

  • (Hypnotisme) Telkin ile kabiliyetli bir kimsenin üzerinde, söz ve bakış ile elde edilen bir çeşit uyku hâli. (Fransızca)
  • Uyuşukluk. İradesizlik hâli ve bu hâle ait vaziyetler. (Fransızca)

kesalet / kesâlet

  • Tembellik. Üşenmek. Uyuşukluk. Rehâvet.
  • Uyuşukluk, tembellik.
  • Tembellik, uyuşukluk.

kesel

  • Tembellik. Uyuşukluk.
  • Yorgunluk.
  • Ağırlık.
  • Tembellik, ağırlık, uyuşukluk.
  • Tembellik, gevşeklik, uyuşukluk.

keselan

  • Tembellik. Yorgunluk. Uyuşukluk.

keslan

  • Uyuşuk, tembel, gevşek. Yorgun.

kevahil

  • (Tekili: Kâhil) Sırtlar, arkalar.
  • Gayretsizler, uyuşuklar, tembeller.

küsiste

  • (Güsiste) Gevşek, uyuşuk, tembel. (Farsça)
  • Kopuk, kopmuş. (Farsça)

küsul

  • Tembel, uyuşuk, gevşek.

lebh

  • Bir büyük ağacın adı. (Bir kimse kabuğunu yarsa filhâl o kişiye uyuşukluk gelir; o ağaçtan tahtalar biçip gemi yaparlar. Rivâyet olunur ki, iki tahtasını birbirine bitiştirip bir yıl su içinde dursa ikisi bir olup yekpâre olur, Mısır'da yetişir. Ahter-i Kebir'den)

manyatizma

  • Birisinin bâzı hareketleri ile başkası üzerinde uyuşukluk verici te'sir.

manyetizma

  • Başka üzerinde uyuşukluk verici tesir.

matruk

  • Gevşek ve uyuşuk adam.
  • Kuruduktan sonra yine yağmurla tazelenmiş.

menbel

  • Tembel, uyuşuk.

mesakin / mesakîn

  • (Tekili: Miskin) Ziyadesiyle fakir olanlar. Miskinler. Uyuşuklar. Zavallı, fakir kimseler.
  • Oturanlar.

meskenet

  • Miskinlik. Tembellik. Uyuşukluk. Bitkinlik. Beceriksizlik. Fakirlik. Yoksulluk.

miskin / مسكين

  • Uyuşuk, tenbel, hareketsiz. Zavallı.
  • Cüzzam hastası.
  • Fık: Kendi kendini idâre edemiyen, iktisabtan âciz, mal ve mülkü hiç olmayan kimse.
  • Yoksul, uyuşuk, tembel, zavallı.
  • Zavallı, uyuşuk. (Arapça)
  • Cüzzamlı. (Arapça)

miskinlik

  • Âcizlik, uyuşukluk, beceriksizlik, güçsüz ve tepkisiz kalma.

münebbih

  • Uyandıran, tenbih eden, dalgınlıktan kurtaran. Uyuşukluğu gideren.

münebbihat / münebbihât

  • Uyandıranlar. Tenbih edenler. Uyuşukluğu giderici olanlar.

müseyyeb

  • (Seyb. den) Tenbel, uyuşuk, üşengeç.
  • Tembel, uyuşuk, üşengeç.

mütebellid

  • Tembel, uyuşuk. Ağır davranan.

mütekasilane / mütekâsilâne

  • Tembelce hareket ederek, üşengeçlik ve uyuşuklukla davranarak. (Farsça)

nuas

  • Uyuklama, uyuşukluk.

nüas

  • Uyuklama, uyku gelip basma.
  • Hislere ârız olan uyuşukluk ve fütur. Pineklemek.

rehl

  • Sülpük olmak. Kendini salıvermek.
  • Acı çekmek, muztarib olmak.
  • Çok uyumaktan yüzü şişip uyuşuk olmak.

süst / سست

  • Gevşek. (Farsça)
  • Tembel, uyuşuk. (Farsça)

süsti / süstî

  • Gevşeklik, uyuşukluk, tembellik. (Farsça)

tekasüli / tekâsülî

  • Gevşeklik ve uyuşukluğa âit. Tembellikten gelen.

 

Bağış Yapmak İçin Tıklayın