REKLAM ENGELLEMEYİ GERİ ALMA KODU BURADA BAŞLAR --> REKLAM ENGELLEMEYİ GERİ ALMA KODU BURADA BİTER -->

LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK

{ lügât . lügat . لغت }

Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları 
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.

Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "OSMANLICA ARA" ya da "TÜRKÇE ARA" butonlarına tıklayın.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük'te Yalandan ifadesini içeren 24 kelime bulundu...

bahane

  • Vesile. Sebeb. (Farsça)
  • Yalandan özür. (Farsça)
  • Kusur. Noksan. (Farsça)
  • Garaz. (Farsça)

bühtan

  • İftira. Birisine yalandan bir şey isnad etme. Birisini suçlu gösterme.
  • Dalgınlık.
  • Medhûş ve mütehayyir olma.

fantaziye / fantâziye

  • yun. Yalandan gösteriş, boş debdebe. Zâhirî süs ve zinet. Lüzumlu ihtiyaçtan olmayan ve zevk için kullanılan pahalı eşya.
  • Aşırı süs ve lüks, yalandan gösteriş.
  • Yalandan gösteriş, boş debdebe.

istiname

  • Uyur gibi görünme. Yalandan uyuma.

izhar

  • Açığa vurma. Meydana çıkarma.
  • Göstermek. Zâhir ve âşikâre ettirmek.
  • Yalandan gösteriş.
  • Tecvidde, iki harfin arasını birbirinden ayırıp açarak ihfâsız, idgamsız olarak okumaya denir. Bu sıfatın harfleri Huruf-ı halk denilen harflerdir.

izhar-ı tecellüd

  • İnad edip kafa tutma, yalandan cesaretlilik gösterme.

kalp

  • t. Hileli. Sahte. Taklit.
  • Yalandan cesaret satan korkak adam.
  • Yalancı. Kendisine güvenilmez olan.

mahsus

  • Ayrılmış, tâyin edilmiş.
  • Herkese âit olmayıp bazılara âit olmuş olan. Yalnız birine âid olan. Hususileşmiş. Müstakil.
  • Bile bile, istiyerek.
  • Yalandan, şakadan, lâtife olarak.

müdahin

  • Dalkavuk. Yüze gülen. Birisini yalandan yüzüne karşı medheden. Menfaat koparmak için dostluk eden.

müleffak

  • (Telfik. den) Düzme, uydurma, yalandan, sahte.
  • Yaldızlama.

mutatabbib

  • (Tıbb. dan) Yalandan hekim. Doktorluk taslıyan.

mütemarız / mütemârız

  • Kendini hasta gösteren, yalandan hasta olan.

mütemarızane / mütemârızâne

  • Yalandan hastalanarak. (Farsça)

mütemarızin / mütemârızîn

  • (Tekili: Mütemârız) Hasta gibi görünenler, yalandan hasta olanlar.

mütenavim

  • (Çoğulu: Mütenavimîn) (Nevm. den) Uyur gibi görünen. Yalandan uyuyan.

mütenavimin / mütenavimîn

  • (Tekili: Mütenavim) Uyur gibi görünenler. Yalandan uyuyanlar.

neşriyat-ı kazibe / neşriyât-ı kâzibe

  • Yalandan, uydurma sözler.

nümayiş / nümâyiş

  • Gösteriş, görünüş, miting.
  • Yalandan gösteriş, göz boyama.

sahte

  • Düzme, yapmacık, yalandan, taklit. (Farsça)
  • Kalp, karışık. (Farsça)

teami

  • Görmez gibi görünme. Yalandan görmezliğe gelme.

tebaki

  • (Bükâ. dan) Ağlar görünme. Yalandan ağlama.

tehdin

  • Çocuğu güzel sözlerle susturup avutma. Yalandan yüze gülüp medhetme.
  • Teskin etmek.

temaruz

  • Yalandan hastalanmak. Kendini hasta gibi göstermek.

tenavüm

  • Yalandan uyur gibi görünme.

 

Bağış Yapmak İçin Tıklayın