REKLAM ENGELLEMEYİ GERİ ALMA KODU BURADA BAŞLAR --> REKLAM ENGELLEMEYİ GERİ ALMA KODU BURADA BİTER -->

LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK

{ lügât . lügat . لغت }

Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları 
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.

Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "OSMANLICA ARA" ya da "TÜRKÇE ARA" butonlarına tıklayın.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük'te Vermem ifadesini içeren 34 kelime bulundu...

adem-i iltifat

  • Yüz vermeme, kale almama.

adem-i müsaade / adem-i müsâade / عَدَمِ مُسَاعَدَه

  • İzin vermeme.
  • İzin vermeme.

adem-i takayyüd

  • Kayıtsızlık. Bir şeye bağlı olmayış. Kıymet vermemek. Üzerine almamak.

cevabü'l-ahmak es-sükut / cevabü'l-ahmak es-sükût

  • Ahmak olana verilecek en iyi cevap sükûttur, cevap vermemektir.

cimrilik

  • Dînin ve vicdânın, mürüvvetin (insanlığın) vermeyi emrettiği yerde vermemek. Vermek kendisine zor gelmek. Bahillik, pintilik.

ehl

  • (Ehil) Yabancı olmayan, alışık olduğumuz.
  • Dost, sahip, mensup. Evlâd, iyal. Kavm, müteallikat. Usta, muktedir ve becerikli anlamıyla ehil ve ehliyet İslâmiyette önemli bir husustur. Dinimiz, bize işleri ehline vermemizi emreder. Cemiyette işler, mevkiler, makamlar, görevler, ehline v

Emzik / Bibs / Kidful

  • About Page template By Adobe Dreamweaver CC
    sample

    Bibs Kauçuk Emzik


    Söz konusu emzik olunca, BIBS Colour gerçek bir klasik. Yaklaşık 40 yıldır Danimarka'da tasarlanıp üretilen BIBS Colour emzikler, %100 doğal kauçuk ucuyla, hava akışı sağlayan delikleri ve cilt tahrişini önlemek için geliştirilen hafif eğimli yapısı ile gerçek bir efsane! BIBS Colour, yuvarlak ve yumuşak kauçuk uç kısmı ile anne memesine en yakın forma sahip olduğundan, çocuklar tarafından kolay kabul ediliyor. Anne memesini taklit ederek, emiş sırasında hava akışı sağlıyor. Ultra hafif ve sağlam yapısı ile bebeğinizi yormuyor. BPA, PVC ve phthalates gibi zararlı maddeler içermiyor ve dünyaca geçerli EN 1400 standardına göre üretiliyor. Hiçbir emzik markasında göremeyeceğiniz kadar fazla renk çeşitine sahip olan BIBS Colour, klasikleşen zamansız tasarımı ve elegant duruşu ile tasarım ve işlevselliği birleştiriyor. BIBS Colour, bir emzikten beklenen tüm detaylara sahip olmasının yanısıra; bir emzikten beklenmeyen güzellikte tasarımı ile, tüm dünyada hem anneleri hem çocukları kendine hayran bırakıyor…

    https://www.kidnkind.com/bibs

sample

Kidful Bitkisel Boyalı Emzik Askısı


KIDFUL Emzik Askıları, çocuk ürünlerinde kullanıma uygun olan, en kaliteli %100 gerçek deriler kullanılarak EN 12586 standartlarına göre üretilir. KIDFUL'un organik serisinde kullanılan boyalar tamamen bitkiseldir ve kimyasal madde içermez. KIDFUL'un özel olarak üretilen metal klipsi kurşun ve krom içermez. Metal klipsin kıyafetlere zarar vermemesi için, klips içerisinde plastik aparatı bulunur. KIDFUL emzik askısını, güçlü lastik ve güçlü bağlantı yapısı ile, uzun seneler yıpranma sorunu yaşamadan kullanabilirsiniz...
https://www.kidnkind.com/kidful


Kidnkind Emzik Anne Bebek ve Tekstil Ürünleri Ticaret Limited Şirketi


Web sitesi :www.kidnkind.com

Telefon : 0(216) 606 21 06

(www.kidnkind.com)

habs

  • Hapis, alıkoyma, bir yere kapatıp dışarı çıkarmama. Salıvermeme.
  • Zaptetme, tutma.

hürriyet-i vicdan

  • Vicdan hürriyeti; kişinin, başkasına zarar vermemek şartıyla, inancını özgürce yaşayabilmesi.

i'tikab

  • Veresiye vermeme. Bir malı borç olarak satmama. Parasını almadıkça malı teslim etmeme.

ihanet

  • (Hevn. den) Alçak ve hakir addedip itibar etmemek, kıymet vermemek.
  • Hainlik. Haksızlık. Kötülük.

ihlal etmeme / ihlâl etmeme

  • Bozmama, zarar vermeme.

ihmal

  • Boş verme, önem vermeme.
  • Ehemmiyet vermemek. Yapılması lâzım bir işi sonraya bırakma. Dikkatsizlik. Başlayıp bırakmak. Terk etmek.

inhimal

  • İhmal etme, önem vermeme.
  • Mühlet alma.
  • Göz yaşı dökme.
  • Ciddi bir şekilde çalışma, uğraşma.

irşad / irşâd

  • Yol gösterme, rehberlik etme. İnsanları, Allahü teâlânın emir ve yasaklarına ve Resûlullah efendimizin sünnet-i seniyyesine uymaya, her zaman Allahü teâlâyı anmaya, O'nu unutmamaya, kalbde O'ndan başkasının sevgisine yer vermemeye çağırmak, Allahü te âlânın râzı olduğu yolu göstermek.

istibra / istibrâ

  • Temizlenme.
  • Erkeklerin küçük abdesti yaptıktan sonra yürüyerek, öksürerek veya sol tarafa yatarak, idrar yolunda damlalar bırakmaması. Kadınlar istibrâ yapmaz.
  • Nikâhla alınacak dul bir câriyenin hâmile olup olmadığını bilmek ve şüpheye yer vermemek için bir temizlik müddeti geçip tekr

istihfaf / istihfâf

  • Küçük ve aşağı görme, ehemmiyet vermeme, küçümseme.
  • Hafife alma, önem vermeme, hor görme.

istihfaf etme

  • Hafife alma, değer vermeme.

istiskal / istiskâl / استثقال

  • Hoş karşılamama, yüz vermeme. (Arapça)

istiskal etme

  • Ağır bulup hoşlanmama, değer vermeme.

kemal-i izzet / kemâl-i izzet

  • İzzet ve haysiyetinden tâviz vermeme.

ketumiyyet

  • Ketumluk. Ağız sıkılığı. Sır vermemeklik.

mahviyet / مَحْوِيَتْ

  • Alçak gönüllülük, nefsine kıymet vermeme.

mahviyyet

  • Alçak gönüllülük. Tevâzu. Kendi kusurunu bilip kendine haddinden fazla kıymet vermemek. Tevâzu içinde olmak.

mehr-i misl

  • Mehir söylenmeden veya mehir vermemek şartı ile yapılan bir nikahtan sonra, kadının, baba tarafından akrabâsının kadınlarına bakılarak bunlara verilen mehir kadar verilmesi kararlaştırılan altın, gümüş, mal veya herhangi bir menfeat.

muaveme

  • (Ağaç) bir sene meyve verip, bir sene vermeme.
  • Bir seneliğine tutma.

müşagare

  • Mehir alıp vermemek için, iki kişi birbirlerinin yakınlarından birer kadınla evlenme.

müzzemmil

  • Tezmil eden, sarınan. Elbise içine sarınan.
  • Bazıları, "Yükü yüklenen" şeklinde mânalandırmışlardır.
  • Mc: Gizlemek. Zayıf davranmak, işe pek kıymet vermemek.
  • Büyük bir hâdise karşısında başını içeri çekmek, kaçınmak, rahata meyletmek.
  • Resul-i Ekrem'e (A.S.M.) Ce

suret-perestlik / sûret-perestlik

  • Bir şeyin dış görünüşüne ve tertibine önem verip, ruhuna ve mânasına kıymet vermemek.
  • Resimlere meftuniyet.
  • Bir şeyin dış görünüşüne ve tertibine önem verip, rûhuna va mânâsına kıymet vermemek.

sütre

  • Perde. Örtü. Perdelenecek şey.
  • Namaz kılarken kıble cihetinde duvar ve sâir olmadığından, önden geçenlerin namaza zarar vermemeleri için, ön tarafa dikilen şey. (En az altmış cm. yükseklik)

tehavün

  • Mühimsememek, ehemmiyet vermemek, ağır davranmak. Aldırış etmemek.
  • İstihkar, horlama, hakir görme.

terk-i hükmi / terk-i hükmî

  • Dünyâyı hükmen terk etmek, (terk etmiş sayılmak) yâni her işte İslâmiyet'e uymak. Meselâ zekâtı İslâmiyet'in gösterdiği yere seve seve vermek, komşu, akrabâ, fakir ve ödünç istiyenin hakkını gözetmek ve başkalarının hakkına tecâvüz etmemek (saldırmam ak) ve malı zevk ve sefâya, eğlenceye vermemek.

terk-i zekat / terk-i zekât

  • Zekâtın terki, zekât vermemek.

tezehhüd / تَزَهُّدْ

  • Dünyaya değer vermeme.

 

Bağış Yapmak İçin Tıklayın