LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK

{ lügât . lügat . لغت }

Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları 
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.

Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "OSMANLICA ARA" ya da "TÜRKÇE ARA" butonlarına tıklayın.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük'te Vedi ifadesini içeren 24 kelime bulundu...

acele

  • Çabuk, çabukluk. Bir işi çabuk yapmaya ve çabuk bitirmeye çalışma, ivedilik.

af'af

  • Devedikeni ağacının yemişi.

amürziş

  • Bağışlayış, afvediş. (Farsça)

azir

  • Özür dileyen, özrünün afvedilmesini isteyen.
  • Özür.
  • Sünnet düğünü.

bahşayende

  • Bağışlayıcı, afvedici. (Farsça)

bahşude / bahşûde

  • Bağışlanmış, verilmiş. (Farsça)
  • Afvedilmiş. (Farsça)

evdad

  • (Tekili: Vedid) Sevgililer, sevilenler.

hac

  • (Tekili: Hâcet) İhtiyaçlar.
  • Devedikenleri.

i'tifa'

  • Bağış dileme, afvedilmesini isteme.

ida'

  • Emanet bırakmak. Vedia koymak.
  • Huk: Kendi malının muhafazasını başkasına havale etme.

insilab

  • (Selb. den) Kaldırılma, selb olunma, giderilme. Kalmama. Mahvedilme. Soyulma, soyulmuş olma.

ızaa

  • Bir şeyi zâyi etmek. Zâyi olmak. Kaybetmek. Mahvetmek, mahvedilmek.

lağv / لغو

  • Kaldırma. (Arapça)
  • Boşuna. (Arapça)
  • Lağvedilmek: (Arapça)
  • Kaldırılmak. (Arapça)
  • Hükümsüz kılınmak. (Arapça)
  • Lağvetmek: (Arapça)
  • Kaldırmak. (Arapça)
  • Hükümsüz kılmak. (Arapça)
  • Lağvolmak:< (Arapça)

ma'füvv

  • Suçu afvedilmiş. Bağışlanmış.
  • İstisnâ edilmiş, müstesnâ kılınmış, ayrı tutulmuş.

ma'zerethah / ma'zerethâh

  • Özür dileyen. Afvedilmesini isteyen. (Farsça)

makhur

  • (Kahır. dan) Kahredilmiş. Mahvedilmiş. Bozguna uğratılmış. Mağlub. Mahkum. Allah'ın (C.C.) gazabına uğramış. Yenilmiş. Hakaret görmüş.

muafname

  • Afv kâğıdı. Bir şeyin muaf tutulup afvedildiğini gösteren kâğıt. (Farsça)

müdemmer

  • Mahvedilmiş, yok edilmiş.

mülga

  • İlga edilmiş. Kaldırılmış. Metruk ve lağvedilmiş şey. Terkedilmiş.

müsta'fi

  • Bir işten isteği ile çekilen, istifa eden.
  • Suçunun bağışlanıp afvedilmesini isteyen.

müstaceliyet / müstâceliyet

  • Acele yapılması gerekmek, ivedilik.

tahacu

  • Hicvedişmek. Mesel söyleşmek.

tavaf / tavâf

  • Kâbe-i muazzamanın etrâfında Hacer-i esvedin bulunduğu köşeden başlamak sûretiyle Kâbe sola alınarak yedi defâ dolaşmak. Tavâf edene tâif; Kâbe etrâfında tavâfa mahsûs mahalle (yere) metâf denir.

vareste / vâreste

  • Afvedilmiş, halâs bulmuş, kurtulmuş, rahat, serbest.

 

Bağış Yapmak İçin Tıklayın