Menu
İletişim
LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK
{ lügât . lügat . لغت }
Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.
Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "
OSMANLICA ARA
" ya da "
TÜRKÇE ARA
" butonlarına tıklayın.
İfadenin içinde geçtiği kelimeleri de göster.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük
'te
Ve ona
ifadesini içeren
50
kelime bulundu...
"icl" meselesi
Buzağı olayı. Bu olay İsrailoğullarının Firavun'dan kurtulup Sina Çölüne yerleştikleri zaman yaşandı. Bir ara Mûsa (a.s.) Tur Dağına çıkmış ve orada bir müddet kalmıştı. İsrailoğulları da bu esnâda altından bir buzağı yaptı ve ona tapmaya başladı.
ala nebiyyina ve aleyhissalatü vesselam / alâ nebiyyinâ ve aleyhissalâtü vesselâm
Peygamberimize ve ona salât ve selâm olsun.
ala-rağm-i enf-il ye's / alâ-rağm-i enf-il ye's
Ye'sin burnunu kırmak maksadiyle ve ona tahkir ile.
avamil
(Tekili: Amil) Sebepler.
Ayaklar.
Valiler. Hâkimler.
Gr: Arabçada kelime sonlarının okunuşuna te'sir eden hususları öğreten ilim ve ona dâir kitab.
Birgivi Hazretlerinin "Nahiv" ilmine dâir olan kitabının ismi.
çuvaldız
Çuval ve ona benzer çul vs. dikmeye mahsus büyük iğne.
dafr
Saçı ve ona benzer şeyleri enlice örmek ve dokumak.
Vakarla yürümek.
Def'etmek, kovmak.
damar
t. İstidad. Huy, tabiat, inat.
İnsan bedeninde kanın dolaştığı yollar, şiryan.
Irk.
Toprağın içindeki maden filizleri ve su tabakası.
Damar veya köke benzeyip bir cismin her tarafına uzanan yollar.
Mermer ve ona benzer dalgalı şeylerdeki çizgiler.
damen-i pakiniz / dâmen-i pâkiniz
Çok temiz eteğiniz; her türlü kötülük ve günahtan uzak duran bir kişinin peşinden gitmeyi ve ona saygı göstermeyi ifade eden bir deyim.
efatih
Mantar ve ona benzer bitkiler.
elfaz-ı tahmidiye / elfâz-ı tahmidiye
Allah'ı öven ve Ona şükürlerini sunan sözler.
esma ve kemalat-ı ilahiye / esmâ ve kemâlât-ı ilâhiye
Cenâb-ı Allah'ın isimleri ve Ona ait mükemmellikler.
farisi / farisî
Acemce, Farsça. İran'la alâkalı ve ona müteallik. İran dili veya halkı ile alâkalı olan.
farzi / farzî
Farzedilene, tahmin olunana dair. Takdir ve tahmin usulüne dayanan ve ona müteallik.
gaye-i hayal
Hayalde tasavvur edilen ve ona varılması istenen gaye ve maksat. İdeal.
harf-i rahmani / harf-i rahmânî
Rahmet ve merhameti sonsuz olan Allah'tan gelen ve Ona ait harf.
hatem-i tasdik / hâtem-i tasdik
Tasdik ve onay mührü.
hatice-i kübra / hatîce-i kübra
Peygamberimizin (A.S.M.) ilk zevcesi ve mü'minlerin annesi. Yirmidört sene bütün varlığıyla ve mülküyle Peygamber Efendimize hizmet etmiş ve Ona ilk olarak iman etmiştir. (Radıyallahu Anha)
hayvani / hayvanî
Hayvana, diriye âit ve ona müteallik.
hicabi / hicabî
Zar ve perde ile alâkalı ve ona müteallik. Perde ve örtüye âit.
Mahcub. Utangaç.
hüsna
(Ahsen'in müennesidir) İyi zan. En güzel. Amel-i sâlih. Pek güzel.
Cennet.
İyi amel ve haslet. Cenab-ı Hakk'ı görmek ve Ona iman ve ubudiyetle şereflenmek.
Düşman üzerine fevz ve zafer bulmak, şehidlik.
ictimaiyyun
İçtimaî hayatı en güzel şekilde idareyi düşünen ve ona çalışan. İçtimaî mes'elelere dair ilimlerle uğraşan kimseler. Sosyologlar.
ihtiras
Bir şeyi fazla arzulama ve ona fazla düşkünlük.
kahinane / kâhinane
Kâhin gibi ve ona benzer şeklide haberler veren. Bir nevi zan ile gaibden haber verir gibi.
(Farsça)
kariye
(Çoğulu: Kavâri) Uzun burunlu, kısa ayaklı, arkası yeşil bir kuş.
Süngü demirinin keskin yeri.
Kılıcın ve ona benzer şeylerin keskin yeri.
kuddusi / kuddusî
Cenab-ı Hakk'ın Kuddus sıfatına dair ve müteallik. Kusursuz olan Cenab-ı Hakk'a ait.
Kudsi ve temiz olana ait ve ona müteallik.
küfr
Allah'a inanmama ve ona ortak koşma.
Dinsizlik, imansızlık, kâfirlik.
Nankörlük.
Kaba, ayıp söz söyleme, sövme.
ma'lum
Resul-i Ekrem'in (A.S.M.) bir nâmıdır. Onun geleceği, melekler, resuller ve nebiler tarafından mâlum olduğundan ve dünyaya teşriflerinden evvel kendilerinin ta'zim edilmesi ve ona intisab dileklerinden dolayı bu isim verilmiştir.
Bilinen, belli olan.
mahiyet-i mücerrede / mâhiyet-i mücerrede / مَاهِيَتْ مُجَرَّدَه
Bir şeyin ne olduğunun, kendi maddi vücudundan ve ona has kimliğinden bağımsız soyut hali.
maliye / ماليه
Devletin gelir ve gider işlerini takip eden bakanlık ve ona bağlı daireler.
(Arapça)
mehasin-i yusufiye / mehâsin-i yusufiye
Hz. Yusuf'un güzelliği ve ona ait güzellikler.
mertebe-i tevhid
Herşeyi bir olan Allah'a verme ve Ona ait kılma mertebesi, derecesi.
mesihi / mesihî
(Mesihiyye) Hristiyan. Hristiyanlığa âit. Hz. İsâ Aleyhisselâma âit ve ona müteallik.
mirzah
(Çoğulu: Merâzıh) Çekirdek ve ona benzer şeyleri dövüp ezdikleri taş.
nasrani
Hristiyanlıkla alâkalı ve ona mensub olan. Hristiyanlardan olan.
nizam
Sıra, dizi, düzen. Dizilmiş olan şey, sıralanmış.
İcaba göre yapılan kanun. Bir kaideye binaen tertib olunmak ve ona binaen tertib olundukları kaide.
Bir işin sebat ve kıyamına medar, sebep olan şey ve hâlet.
ruh-u behişti
Cennete ehil ve ona lâyık ruh.
sahib / sâhib
(Sohbet. den) Sohbet edilen kimse.
Bir şeyi koruyan ve ona mâlik olan.
Bir iş yapmış olan.
Bir vasfı olan.
sevs
Arpaya, buğdaya ve ona benzer hububata bit düşmesi.
tahmid
Allah'ı övme ve Ona şükürlerini sunma.
tahmidat / tahmidât
Allah'ı öven ve Ona şükürlerini sunan sözler.
taht-ı tasdikinde
Doğrulaması ve onayı altında.
tarik-i berzahiye / tarîk-i berzahiye
Berzaha giden ve ona ait yol.
tasalsul
Demir ve ona benzer madenlerin birbirine değmelerinde ses çıkarmaları.
teb'an
Bir şeyin arkasından gitmek ve ona tabi olmak.
temren
Okların ucuna demir veya sarıdan takılan parçaya verilen addır. Menzil oklarına maden yerine kemik takılır ve ona da "soya" adı verilirdi. Temren ile soyanın takılışında fark vardı. Temren oka; ok ise soyaya takılırdı.
tevhid-i ceberut / tevhid-i ceberût
Kâinatın simasına akseden azamet, kibriya, haşmet, kudret gibi yüce sıfatları bir olan Allah'a verme ve Ona ait kılma.
tevhid-i şuhud / tevhid-i şuhûd
Görünen ve gözlemlenen herşeyi bir olan Allah'a verme ve Ona ait kılma.
vazife-i tefekküriye ve ubudiyet
Varlıklar ve olaylar üzerinde düşünüp Allah'ı tanıma ve Ona kullukta bulunma görevi.
vücud-u arızi / vücud-u ârızî
Gerçek varlığa ilişen ve ona dayanan varlık.
zevk-i tevhidi / zevk-i tevhidî
Allah'ı bilmenin ve Ona inanmanın verdiği mânevî zevk, lezzet.
En Çok Aranan Osmanlıca Kelimeler
kut'ül amare
ruhban
münib
lev
şegaf
tercüman-ı beliğ
inantab
terceme
tercüme
Emzik
En Son Aranan Osmanlıca Kelimeler
figan
inhifaz
ams
metru
şecaat
tebdil-i mekan
azren
tecviz
istisarat
murg
En Son Aranan Türkçe Kelimeler
Ve ona
bades
bulucu
Akten
dedektif
Tarihin
Endam
silah
yenir
alev