REKLAM ENGELLEMEYİ GERİ ALMA KODU BURADA BAŞLAR --> REKLAM ENGELLEMEYİ GERİ ALMA KODU BURADA BİTER -->

LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK

{ lügât . lügat . لغت }

Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları 
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.

Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "OSMANLICA ARA" ya da "TÜRKÇE ARA" butonlarına tıklayın.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük'te Vasla ifadesini içeren 30 kelime bulundu...

agza

  • (Tekili: Gazâ) Düşmanlarla savaşlar, muharebeler.

bahtak

  • Evvelce savaşlarda başa giyilen demirden yapılmış başlık. Miğfer. (Farsça)

balimez

  • 16. ve 17. yy. larda Osmanlılar tarafından kara ve deniz savaşlarında kullanılan uzun menzilli top.

dahdaha

  • Yorulmak, yorultmak.
  • Yavaşlamak.
  • Muti etmek, emre itaat ettirmek.
  • Hor etmek.

div-came

  • Eskiden savaşlarda giyilen kaplan veya arslan postekisi. (Farsça)

feth

  • Açma, açılma.
  • Bir yeri savaşla ele geçirme.

gazavat / gazavât / غزوات

  • Savaşlar, harpler. (Arapça)

gazevat / gazevât

  • Gazveler, savaşlar .

gazve

  • Peygamber Efendimizin (a.s.m.) bizzat katıldığı savaşlar.

gırajova ateşi

  • Tar: Eskiden kale müdafaalarında hücum edenlere karşı ve deniz savaşlarında düşman gemilerini tutuşturmak için kullanılan ve su ile sönmeyen bir cins ateş. Balmumu, kükürt, ispirto, kâfuru karmasından ibarettir. Bu ya doğrudan doğruya tutuşturulur veya buna batırılmış yuvarlak yün parçaları ateşlene

haftan

  • Eskiden savaşlarda zırh üzerine giyilen bir cins pamuklu elbise.
  • Kaftan.

hazine-i hümayun

  • Hazine-i Hümayun'da bulunan savaş eşyasından bir kısmının manevî değeri büyüktü. Diğer kısmının ise maddî değeri fazla idi. (Savaşlarda ele geçirilen kıymetli ganimet, padişahlardan kalmış olan değerli eşyalar gibi.)

huneyn

  • Peygamber Efendimizin savaşlarından biri.

hurub

  • (Tekili: Harb) Harpler, savaşlar, muharebeler.

iki harb-i umumi / iki harb-i umumî

  • Birinci ve İkinci Dünya Savaşları.

kusur

  • Noksanlık. Eksiklik. Noksan ve âcizlik. İhmal. Tedbirsizlik.
  • Cem' olmalar.
  • Pahalanmak.
  • Eksilmek.
  • Şiddetli olan şeyin yavaşlayıp sâkin olması.
  • Bereketlenmek.
  • İmtina', âciz olmak.
  • Bir hesabın üstü. Artan kısım.
  • (Tekili: Kasr) Kası

magazi

  • Muharebeye âit hikâyeler. Gazâ hikâyeleri.
  • Savaşlar, muharebeler, gazalar.

mağazi / mağâzî / مغازی

  • Savaşlar, gazalar. (Arapça)
  • Savaş öyküleri. (Arapça)

megazi / megâzî

  • Harp tarihi, gazâlara (savaşlara) dâir bilgiler, menkıbeler, hikâyeler.

muarekat

  • (Tekili: Muâreke) (Ark. dan) Vuruşmalar, savaşlar, kavgalar.

mücahedat-ı fikriye / mücâhedât-ı fikriye

  • Fikir yoluyla yapılan mücadeleler, fikrî savaşlar.

muharebat

  • Harpler, savaşlar.

muharebe-i diniye

  • Din savaşları.

mukatelat

  • (Tekili: Mukatele) (Katl. den) Muharebeler, savaşlar, kavgalar, dövüşler.
  • Vuruşmalar, düello yapmalar.

rezmi / rezmî

  • Savaşla ilgili. (Farsça)

tebtıe

  • (Bati. den) Yavaşlama, ağırlaşma.

teenni / teennî / تأنى

  • Yavaşlama, duraksama. (Arapça)
  • Dikkat gösterme. (Arapça)

umumi harpler / umumî harpler

  • Bütün dünyayı olumsuz olarak etkileyen savaşlar; Birinci ve İkinci Dünya Savaşları.

vekayi' / vekâyi' / وقایع

  • Olaylar. (Arapça)
  • Savaşlar. (Arapça)

zelzele-i beşeriye

  • İnsanî zelzele; insanın maddî ve mânevî hayatında meydana gelen sarsıntı, Dünya Savaşları, dinsizlik gibi.

 

Bağış Yapmak İçin Tıklayın