Menu
İletişim
LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK
{ lügât . lügat . لغت }
Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.
Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "
OSMANLICA ARA
" ya da "
TÜRKÇE ARA
" butonlarına tıklayın.
İfadenin içinde geçtiği kelimeleri de göster.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük
'te
Varmak
ifadesini içeren
51
kelime bulundu...
baliğ / bâliğ / بالغ
Erişkin.
(Arapça)
Tutan, varan.
(Arapça)
Bâliğ olmak:
(Arapça)
Erişkin olmak.
(Arapça)
Tutmak, ulaşmak, varmak
(Arapça)
çare / çâre
Neticeye varmak üzere maniaları kaldırmak için tutulması icabeden çıkar yol. Kurtuluş yolu. Tedbir, yardım, yol.
(Farsça)
Hile.
(Farsça)
Bir def'a.
(Farsça)
Ayrılık.
(Farsça)
ce'r
Tazarru etmek, yalvarmak.
Çağırmak.
daka'
Varmak. Ulaşmak.
Buluşmak.
dua
Allah'a (C.C.) karşı rağbet, niyaz, yalvarış, tazarru.
Salât, namaz.
Cenab-ı Hak'tan hayır ve rahmet dilemek. Allah'ın rızâsını, hidayet ve istikamete muvaffakiyyeti dilemek, yalvarmak.
Peygamber'e (A.S.M.) salavat getirmek.
Birisini çağırmak.
Birisini
entimem
yun. Man: Mantıkta kısaltılmış kıyas şekli. Öncül veya had denilen ve bilinen kaziyelerden biri söylenmeden sonuca varmak. Örnek: (Orucu bozdu, o halde 61 gün keffareten oruç tutması gerekir.) Burada hadlerden biri (Orucu bozan, 61 gün keffareten oruç tutar), kaziyesi biliniyor kabul edilerek söylen
evvah
Kusurunu bilerek, ah, vâh ederek yalvarmak.
Çok âh edip duâ eden.
Merhametli. Sağlam imanlı. Yakin ilim sahibi. Dinde çok âlim olan. Hz. İbrahim Aleyhisselâmın bir vasfı.
hads
Uzun düşünce ve delile ihtiyaç kalmadan hâsıl olan ilim. Sür'at-i intikal. Ani ve doğru idrâk. Delilden neticeye çabuk varmak.
hann
Yalvarmak.
İnlemek.
Esirgemek.
hasıl-ı bilmasdar / hâsıl-ı bilmasdar
Bir şeyin kaynağından ortaya çıkan, gerçek tesir sahibinden meydana gelen sonuç; varmak fiili masdar, acı ise hâsıl-ı bilmasdardır.
hiss
Duymak. Farkına varmak. Duygu.
Bir kimsenin haline acıyıp rikkat ve şefkat eylemek.
Bir şeyi idrak edip şuur hâsıl eylemek. Bedendeki his uzuvlarından birisini müteessir eden bir şeyin mevcudiyetini idrak eylemek.
iltica
Sığınmak. Melce' ve penaha varmak. Birinden himâye istemek.
ishal
Mülâyim ve düz bir yere varmak.
Tıb: Barsakların iltihabından soğuk algınlığından hâsıl olan sürgün, iç sürme.
istatistik
Bir neticeye varmak veya bir hüküm çıkarmak için metodlu olarak mevcud lüzumlu şeyleri toplayıp sayı hâlinde göstermek işi ve bu işle meşgul olan ilim.
(Fransızca)
istidrak
Nâil olmak, ulaşmak, varmak.
Anlamak.
Gr: Bir kelimeyi, evvelki sözden neş'et eden bir tevehhümü kaldırmak için kullanmak.
istiğfar
(Gufran. dan) Afv dilemek. Cenab-ı Hak'tan kusurlarının affedilmesini, günahlarının bağışlanmasını dilemek. Tevbe etmek. Yalvarmak. " Estağfirullâh" demek.
istirham
Merhamet istemek. Yalvarmak.
İzin istemek. Rica etmek.
istiska / istiskâ
Kıtlık, kuraklık vaktinde, sahrâya çıkıp, yağmur yağdırması için Allahü teâlâya yalvarmak, duâ etmek. Yağmur duâsı.
lahh
Ulaşmak, varmak.
Yağmuru kesilmeyen bulut.
lat'
Yapışmak.
Ulaşmak, varmak.
lecz
Ulaşmak, varmak.
Yapışmak.
levt
Yapışmak.
Varmak, ulaşmak.
leyt
Ulaşmak, varmak.
lüzk
(Lâzık) Yapışmak.
Ulaşmak varmak.
münacat / münâcât
Allah'a yalvarmak. Duâ. Allah'tan necat için dua.
Yalvarmak için yazılan duâ veya manzume.
Sürurlaşmak, neşelenmek.
Allahü teâlâya duâ etmek, yalvarmak.
münacat-ı rahman
Rahman'a yalvarmak. Cenab-ı Hakk'a dua ve niyazda bulunmak.
müstaksi / müstaksî
(Kusv. dan) Dikkatle araştıran.
Sonuna, nihâyetine varmak isteyen.
muvasalat / muvâsalat / مواصلات
Varma, ulaşma.
(Arapça)
Muvâsalat etmek:
Ulaşmak, varmak.
(Arapça)
neec
Yel esmek, rüzgâr esmek.
Yalvarmak, tazarru etmek.
nefh
Üflemek, şişmek, üfürük.
Kaba kuşluk vaktine varmak.
netice / netîce / نتيجه
Sonuç.
(Arapça)
Netice çıkarmak:
Sonuç çıkarmak, sonuca varmak.
(Arapça)
niyaz / niyâz / نياز
Yalvarma.
(Farsça)
Dua.
(Farsça)
Niyâz etmek:
(Farsça)
Yalvarmak.
(Farsça)
Rica etmek.
(Farsça)
reca
Emel, ümit, yalvarmak.
Cânib, taraf.
İstek, arzu, dilek.
rica
Yalvarmak, niyaz eylemek.
Canib. Taraf.
seccade
Genellikle üzerinde secdeye varmakta yâni namaz kılmakta kullanılan küçük halı, kilim cinsinden sergi.
sücud / sücûd
Secdeye varmak. Cenab-ı Hakk'ın huzurunda hiçliğini, aczini bilip teslimiyetle yere kapanıp duâ ve tesbih etmek.
(Tekili: Sâcid) Secde ederek yere kapananlar, secde edenler.
Secdeye varmak, secdeler.
sürye
Gece seyri.
Ulaşmak, varmak.
tazarru / tazarrû
Yalvarmak, yakarış.
tazarru'
Bir şeye gizlice yaklaşmak.
Kendi kusurlarını bilip kibirden vaz geçip tevâzu ile yalvarmak.
Bir şeye gizlice yakarma.
Kendi kusurlarını bilip kibirden vazgeçip tevazu ile yalvarmak, ağlayıp, sızlamak.
teellüh
Kulluk ve ibadet etmek.
Tazarru' etmek, yalvarmak.
tefehhüm / تفهم
Farkına varmak. İdrâk eylemek.
Yavaş yavaş anlamak. Tekellüfle anlamak.
Anlama.
(Arapça)
Tefehhüm etmek:
Anlamak, farkına varmak.
(Arapça)
tekvif
Kûfe'ye varmak.
telak
Ulaşmak, varmak.
telkıye
Ulaşmak, varmak.
Bir nesneyi yüze getirmek.
tesatül
Ulaşmak, varmak.
tevaggul
Çok uğraşma, meşgul olma. Bir işin çok ilerisine varmak.
teveccüh
Yönelme.
Peygamberleri aleyhimüsselâm veya evliyâyı vesîle (vâsıta) yaparak, onların hâtırı için istenilen bir şeye kavuşturması için Allahü teâlâya yalvarmak. Buna, istigâse, tevessül ve teşeffü' de denir.
Tasavvuf yolunda ilerleme, yükselme sebeblerinden en önemli olanı. Bir velîni
urret
(Çoğulu: Urr) Devenin dudaklarında ve ayaklarında çıkan bir çıban.
Ulaşmak, varmak.
Kuş tersi.
vasıl olmak
Ulaşmak, varmak.
vekc
Ulaşmak, varmak.
velb
Ulaşmak, varmak.
En Çok Aranan Osmanlıca Kelimeler
kut'ül amare
ruhban
münib
lev
şegaf
tercüman-ı beliğ
inantab
terceme
tercüme
Emzik
En Son Aranan Osmanlıca Kelimeler
bedad
ayet-i celile
leyli
alem-i ulvi
mükellefiyet-i askeriye
tiryak
bab-üs-selam
Berkârar
perverdigar
istihdam-ı ilâhî
En Son Aranan Türkçe Kelimeler
Varmak
heym
uyutma
amerika
OLAN
sikiş
bu yüzden
belirme
DİR
mubay