LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK

{ lügât . lügat . لغت }

Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları 
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.

Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "OSMANLICA ARA" ya da "TÜRKÇE ARA" butonlarına tıklayın.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük'te Ucus ifadesini içeren 49 kelime bulundu...

arc

  • Mekke ile Medine arasında bir mevzi.
  • Deve sürücüsü.

bab / bâb

  • Kapı.
  • Bir kitâbın bölümlerinden her biri.
  • Bozuk bir yol olan Bâbîliğin kurucusu Ali Muhammed'in kendisine verdiği ad.

babur

  • (Zahirüddin Muhammed) Hindistan'da büyük Müslüman Türk devletinin kurucusu ve Timur'un beşinci göbekten torunudur. Fergana Emiri olan babası Ömer Şeyh'in ölümünden sonra tahta geçmiştir. (1494)

buda

  • Budizm'in kurucusu. Mîlâddan altı asır evvel yaşamış olup, asıl adı Guatama veya Gotama'dır.
  • Budizmin kurucusu.

cabir / câbir

  • Cebredici, zorla yaptıran.
  • Galib gelen.
  • Şefkatsiz, merhametsiz.
  • Tekebbür ve taazzüm eden.
  • Aziz ve kavi olan.
  • Tıb: Kırıkçı, çıkıkçı.
  • Cebir ilminin ilk kurucusu olan müslüman âlimi.

cemiyetçi

  • Topluluk teşkil eden, dernek kurucusu.

cemmal

  • Deveci, deve süren, deve sürücüsü.

cenab-ı mevla / cenâb-ı mevlâ

  • Herşeyin efendisi, koruyucusu ve sahibi olan Allah.

cihan-ban / cihan-bân

  • Cihanın bekçisi, dünyanın koruyucusu olan. Allah. Hükümdar. (Farsça)

cihan-penah

  • Cihanın koruyucusu olan.

cürm-ü meşhut

  • Suçüstü.

cürmümeşhud

  • Suçüstü.

hafiz-ı hakiki / hafîz-ı hakikî

  • Her şeyin gerçek koruyucusu olan ve her şeyi bütün özellikleriyle kaydedip muhafaza eden Allah.

hami-i saadet / hâmi-i saadet

  • Mutluluğun koruyucusu.

hamisiz / hâmisiz

  • Koruyucusuz.

haris-i vatan / hâris-i vatan

  • Vatanın koruyucusu, vatanın bekçisi.

imam-ıa'zam ebu hanife / imâm-ıa'zam ebû hanîfe

  • Ehl-i sünnet ve'l-cemâatın ameldeki dört mezhebinden biri. Hanefî mezhebinin kurucusu.

kadiyanilik / kâdiyânîlik

  • On dokuzuncu yüzyılda, Hindistan'da Mirzâ Gulâm Ahmed tarafından kurulan bozuk yol. Kurucusunun doğum yeri olan Kâdiyan kasabasına nisbetle bu adla anılmaktadır. İsmine nisbetle, Ahmediyye de denilmektedir.

kal'a-dar / kal'a-dâr

  • Kale koruyucusu, kal'a muhafızı. Dizdar. (Farsça)

maliki mezhebi / mâlikî mezhebi

  • Ehl-i sünnetin ameldeki dört hak mezhebinden biri. Kurucusu İmâm-ı Mâlik bin Enes'tir.

meydan-ı tayeran-ı ervah / meydan-ı tayeran-ı ervâh

  • Ruhların uçuştuğu meydan.

mezheb-i azami / mezheb-i âzamî

  • İmam-ı Âzamın kurucusu olduğu Hanefi Mezhebi.

mıt'an

  • (Çoğulu: Metâin) At sürücüsü.

muaviye / muâviye

  • Emevi Devletinin kurucusu olan bir sahabe.

müessis-i devlet

  • Devlet kuran. Bir devletin kurucusu.

muhtariyye / muhtâriyye

  • Şia fırkasının kollarından biri. Bu fırkaya Keysâniyye ve Bedâiyye de denir. Kurucusu Muhtâr bin Ebî Ubeyd es-Sakafî'dir.

müşerri / müşerrî

  • Şeriatın kurucusu.

müşerri'

  • Şeriat kanunu koyucusu; şeriat hükmünü vaz' eden, koyan.
  • Teşri' eden. Şeriatın kurucusu. Şeriat kanununu meydana getiren.

müstatir

  • Uçan, uçuşan.
  • Yangının veya sabahın intişarı gibi müstaid olan.

nahhat

  • Marangoz. Doğramacı. Ağaç oymacısı. Taş yontucusu.

neccaş

  • Hayvan sürücüsü.

necmeddin-i kübra

  • (Mi: 540 - 618) İran Mutasavvıflarının en mühim şahsiyetlerindendir. Kübreviyye veya Zehebiyye ismi ile anılan tarikatın kurucusu sayılır. İsmi: Ahmed bin Ömer Eb-ul Cenab Necmeddin Kübra el-Hivakî el-Harzemî.Münazara ve mübaheseyi çok sevdiği ve her münazarada hasımlarını yendiği için kendisine "Et

nezzam-ı hakiki / nezzam-ı hakikî

  • Kâinatın ve bütün varlık âleminin gerçek düzenleyicisi ve düzen koyucusu olan Allah.

orhan gazi

  • (Mi: 1288 - 1359) Osmanlı Devletinin kurucusu olan Babası Osman Gazi vefat edince (1326) Onun yerine tahta geçti. Onu yetiştiren, Hocası Şeyh Edebâli idi. Genç yaşta gazi akıncılar arasına karıştı, çok cesur ve atılgandı. Akıncı Gaziler onun oğlu Süleyman Paşa kumandasında Rumeli'ye geçtiler. Türbes

pervaz / pervâz

  • Uçuş.

pir / pîr / پير

  • Yaşlı, ihtiyar. (Farsça)
  • Reis. (Farsça)
  • Bir tarikatın kurucusu. (Farsça)
  • Herhangi bir meslek ve san'atın başlatıcısı, te'sis edicisi. (Farsça)
  • Reis; herhangi bir meslek veya sanatın kurucusu, başlatıcısı.
  • Yaşlı. (Farsça)
  • Tarikat kurucusu. (Farsça)

şafii / şâfiî

  • İmâm-ı Şâfiî'nin meşhur adı, Şâfiî mezhebinin kurucusu.
  • Ehl-i sünnetin amelde dört hak mezhebinden biri olan Şâfiî mezhebinde olan kimse.

sarban

  • Deve sürücüsü. Deveci. (Farsça)

şari-i hakiki / şâri-i hakikî

  • Şeriatın kurucusu ve gerçek sahibi olan Allah (c.c.).

şazeli / şazelî

  • (Ebu Hasan Şazelî) Nureddin Ebu Hasan-ı Şazelî de denildiği gibi Ali bin Abdullah diye de anılmaktadır. Tunus'lu olup Şazeliye Tarikatı kurucusu olarak bilinir. Tasavvufî, ilmî bir çok eseri vardır. Tarikatının tekke ve zaviyesi yoktur. Hicri 654 yılında Mekke-i Mükerreme'ye giderken sahrada dâr-ı b

sehab

  • (Çoğulu: Sehâib) Bulut.
  • Karanlık.
  • Bulut gibi uçuşan böcekler.

şeyh

  • Bir tarîkatın kurucusu veya başı.

sünusi / sünusî

  • (Seyyid Muhammed bin Ali) (Hi: 1206 - 1276) Şâzelî (Şazilî) Tarikatının sonradan teşekkül eden kollarından birisinin kurucusudur. Cezayir'in büyük velilerindendir. Memleketinin bir çok yerlerini ve Mekke-i Mükerreme'yi ziyaret etmiş; Mısır'da, Bingazi'de tederrüsle iştigal etmiştir. Bingazi'de zaviy

tavahi

  • Lâşe etrafında dolaşıp uçuşan akbaba kuşları.

tayaran

  • Uçma, uçuş.

tayeran

  • (Tayrân) Uçuş. Uçma.
  • Uçma, uçuş.

tetayür

  • (Tayeran. dan) Uçuşma. Uçuşup dağılma.

yezidiler / yezîdîler

  • Hazret-i Ali'ye düşman olan ve şeytana tapan kimselerin mensûb olduğu bozuk fırka. İbâdiyye fırkasının kurucusu Abdullah bin İbâd'ın adamlarından Yezîd bin Enîse'ye uydukları için bu adı almışlardır. Emevî halîfelerinden Yezîd'in bunlarla hiçbir ilgi si yoktur.

zerdüşt

  • Mecûsîliğin kurucusu.

 

Bağış Yapmak İçin Tıklayın