REKLAM ENGELLEMEYİ GERİ ALMA KODU BURADA BAŞLAR --> REKLAM ENGELLEMEYİ GERİ ALMA KODU BURADA BİTER -->

LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK

{ lügât . lügat . لغت }

Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları 
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.

Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "OSMANLICA ARA" ya da "TÜRKÇE ARA" butonlarına tıklayın.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük'te USTALIK ifadesini içeren 33 kelime bulundu...

çiregi / çiregî

  • Bahadırlık, kahramanlık, yiğitlik. (Farsça)
  • Ustalık. Mâhirlik. (Farsça)

ehl-i hüner

  • Ustalık ve beceri sahipleri.

ehliyyet

  • Yeterlik, ustalık, yetki.

hadia / hadîa

  • (Çoğulu: Hadâyi') Ustalıklı bir şekilde aldatma, oyun yapma.

hazakat / hazâkat

  • Ustalık, uzmanlık.

hazıkıyyet

  • Mâhirlik, ehillik, ustalık, hâzıklık.

hazka

  • Mahâret, ustalık, mâhirlik.

hızk

  • Zeyreklik, akıllılık.
  • Ustalık, mahâret.

hüner / هنر

  • Mârifet. Bilgililik. Ustalık, mahâret. (Farsça)
  • Beceri, ustalık.
  • Ustalık, beceri.
  • Sanat, ustalık, beceri. (Farsça)

hünerver

  • Çok ustalıklı. Becerikli. Usta. Mahâret sahibi. (Farsça)

kar-nüma / kâr-nüma

  • Menfaat gösteren. (Farsça)
  • Usta çıkacak olan çırakların, ustalıklarını göstermek için yaptıkları örneklik iş. (Farsça)

karname / kârname

  • Usta çıkacak kişilerin ustalıklarını göstermek için yaptıkları iş örneği. (Farsça)

ma'rifet

  • Herkesin yapamadığı ustalık, ustalıkla yapılmış olan şey.
  • Bilme, biliş, bilgelik.

maharet

  • Ustalık, beceri.
  • Ustalık, beceriklilik.

maharet-i ilmiye

  • İlmi beceri, ustalık.

maharet-i san'at

  • San'attaki ustalık.

mahirane

  • Ustaca, ustalıkla, maharetle. (Farsça)

marifet / معرفت

  • Bilme. (Arapça)
  • Ustalık, beceri. (Arapça)
  • Aracı. (Arapça)

meharet

  • Ustalık, beceriklilik, üstadlık. Meleke ve mümârese.
  • Kur'anda meharet: Hıfzın kuvvetiyle harflerin mahreçlerine riâyettir.

meleke

  • Tecrübe ve tekrarla elde edilen beceri, maharet, iktidar, ustalık.

mümaresat

  • Mümâreseler. Alıştırmalar, bir işi devamlı yapmakla alıştırmalar. Ustalıklar. Melekeler.

mümaresat-ı ilzamiyat / mümâresât-ı ilzâmiyat

  • İkna ve ilzam etmek için meharetle bir işe devam etmek. İlzam için yapılan ustalıklar.
  • İknâ veya mağlup etmek için çaba harcamaya devam etmek, bu konuda ustalık göstermek.

mustalık gazası

  • Benî Mustalık gazasına Müreysî gazası da denilir. Benî Mustalık, Huzaa'nın bir şubesidir. Müreysî de bunların bir kuyusudur. Benî Mustalık, Resul-i Ekrem'le harb etmek üzere bu kuyu başında toplandıkları için bu sefer bu isimle anılır. Çeşitli râviler, bu gazanın hicrî dört veya beş veya altıncı sen

rüsuh / rüsûh

  • Ustalık, sağlamlık, maharet.

san'at

  • Zanaat, ustalık; bir şey hakkındaki yöntemlerin tamamı; meslek kurallarının tümü.
  • Ustalıkla, hünerle yapılan iş.
  • Ustalık, hüner, mârifet.

sanat / sanât

  • Ustalık, hüner.

saz

  • Kamış. (Farsça)
  • Bir çalgı âleti. (Farsça)
  • Takım, silâh, edevat. (Farsça)
  • Ustalık. (Farsça)
  • At takımı. (Farsça)
  • Düzen, tertip, sıra. (Farsça)
  • Öğrenme. (Farsça)
  • Kuvvet, kudret. (Farsça)
  • Menfaat. (Farsça)
  • Benzer, misil, eş. (Farsça)
  • Hile. (Farsça)

şemşir-baz

  • İyi kılıç kullanan, kılıç oynatan. (Farsça)
  • Kılıçla ustalık gösteren. (Farsça)

sınaat

  • (Çoğulu: Sanâyi') San'at, mahâret, ustalık.

tabb

  • Âdet.
  • Maharet. Ustalık.
  • Âlim.

terdesti / terdestî

  • Ustalık, el yatkınlığı, mahâret. (Farsça)

üstadi / üstadî / üstâdî / استادی

  • Üstadlık, ustalık. (Farsça)
  • Ustalık. (Farsça)
  • Üstatlık. (Farsça)

zeberdesti / zeberdestî

  • Maharetlilik, ustalık. (Farsça)
  • El üstünlüğü, üstünlük, galibiyet. (Farsça)

 

Bağış Yapmak İçin Tıklayın