Menu
İletişim
LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK
{ lügât . lügat . لغت }
Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.
Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "
OSMANLICA ARA
" ya da "
TÜRKÇE ARA
" butonlarına tıklayın.
İfadenin içinde geçtiği kelimeleri de göster.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük
'te
UHTEM
ifadesini içeren
14
kelime bulundu...
analoji
Mant. Benzetme yoluyla sonuç çıkarma. Bilinmeyen bir durum, bir hadise, bir münasebet ve bir varlık hakkında hüküm vermek için bilinen bir benzeri hakkındaki bilgilerden faydalanılarak muhakeme yürütülmesidir. Bu tarz düşünce çok defa düşüneni yanlış sonuca götürür. Muhtemel olanın muhakkak zannedil
faraziye
(Hipotez) Var sayma, kabul. Bir hâdiseyi, bir olayı açıklamak, bir düşünceyi isbat etmek için isbatı yapılmamış başka düşünceleri dayanak olarak alma. Müsbet ilimlerde araştırmanın bir merhalesini meydana getirir. İncelenen hâdiseyi açıklaması muhtemel olan faraziyeler düşünülür. Faraziyenin doğrulu
ihtimal ki / احتمال كه
Belki de, muhtemelen.
(Arapça - Farsça)
isti'naf
Önceki cümlelere bağlı olmayıp ilerdeki muhtemel sorulara cevap teşkil etme.
mahmil
Bir söze yüklenen muhtemel mânâlardan her birisi.
muhkemat-ı kur'aniyye
Mânası açık ve te'vile ihtiyacı olmayan âyetler. Başka bir mânaya ihtimali olmayıp sarih emir ve nehiyleri müştemil olan âyetler. Bu âyetler mensuh veya anlaşılmayan şekilde müteşabih ve muhtemel olmayıp muhkem ve mübeyyin olmakla aslâ te'vile muhtaç olmazlar. Bâzı şeylerin haram olması veya enbiya
muhtemelat
(Tekili: Muhtemel) Olabilir ve umulur şeyler. İhtimâl dahilindeki şeyler.
mukadder sualler
Gelmesi beklenen, muhtemel sorular.
müste'nife
Yeni başlayan; önceki cümlelere bağlı olmayıp ilerideki muhtemel, sorulara cevap teşkil eden cümle.
nass-ı hadis
Hadisin açık, gerçek ifadesi. Muhtemeli olmayan sağlam mânaya delâlet eden lâfız. Delil mânâsına olan "Nass-ül fukaha" bundan alınmıştır.
taayyünat-ı itibariye / taayyünât-ı itibariye
Farazî taayyünler; muhtemel şekil ve keyfiyetler.
te'minat / te'minât
(Tekili: Te'min) İnandırmak ve emniyet vermek için veya muhtemel zararı ödemek için verilen söz veya para, gösterilen kefil.
tekaddüm
Geçmiş bulunma.
Öne geçme. İlerleme.
Birine gelmesi muhtemel bir zararın def'i için evvelceden iş'ar ve tenbih eylemek.
Fık: Mürur-u zaman olmak. Zamanı geçmiş bulunmak.
vaziyet-i muhtemel
Muhtemel durum, olasılık hesabı.
En Çok Aranan Osmanlıca Kelimeler
kut'ül amare
ruhban
münib
lev
şegaf
tercüman-ı beliğ
inantab
terceme
tercüme
Emzik
En Son Aranan Osmanlıca Kelimeler
hur
düla
giras
veçhile
mehat
nesârâ
ev edna
vücud-u müteşabihat ve müşkilat
mısr
zey'
En Son Aranan Türkçe Kelimeler
UHTEM
Namaz dinin direğidir
Ömrün baharı
savaş
istihlak
Gereksiz
Çeviri
mevhibe-i ilahi
dirse
Gubar