akem

• Vergisi olmayan emlâk. Türbe, cami, köprü, çeşme gibi.

bab-ı şerif / bâb-ı şerîf

• Konya'da bulunan Mevlana türbesinin kapısı.

dahme

• Mezar, kabir. türbe. (Farsça)
• Donanma geceleri atılan hava fişeği. (Farsça)

dar-ül maarif / dâr-ül maarif

• Sultan Mecid zamanında Valide Sultan'ın İstanbul'da Sultan Mahmud türbesi civarında yaptırmış olduğu mekteb.

gur-hane

• Türbe. (Farsça)

gurabe

• Kubbeli türbe. (Farsça)

guristan

• Mezarlık, türbe. Kabristan. (Farsça)

hamuşan

• Mevlevi tâbirlerindendir. Konya'da Mevlâna'nın türbesi haricinde ve kıble cihetindeki büyük kabristana verilen isimdir.
• Sessizler, susmuş olanlar, uykuda olanlar.

kubbe-i saadet

• Mutluluk kubbesi; büyük ve manevî derecesi yüksek bir zâtın kabrinin ve türbesinin bulunduğu yer.

kubur

• (Tekili: Kabr) Kabirler, mezarlar, türbeler.

kurabe / kûrabe

• Kubbeli mezar, türbe. (Farsça)

medine

• Şehir.
• Hicazda Hz. Peygamberin (A.S.M.) türbesi bulunan şehirdir. Buranın İslâmiyyetten evvel ismi "Yesrib" idi.

• Şehir.
• Eski adı Yesrib olan ve Peygamberimizin türbesi bulunan Hicaz şehirlerinden.

medinet-ün nebi

• Eski ismi Yesrib olan ve Peygamberimiz Hz. Muhammedin (A.S.M.) türbesinin bulunduğu Medine şehri.

orhan gazi

• (Mi: 1288 - 1359) Osmanlı Devletinin kurucusu olan Babası Osman Gazi vefat edince (1326) Onun yerine tahta geçti. Onu yetiştiren, Hocası Şeyh Edebâli idi. Genç yaşta gazi akıncılar arasına karıştı, çok cesur ve atılgandı. Akıncı Gaziler onun oğlu Süleyman Paşa kumandasında Rumeli'ye geçtiler. Türbes

sanduka

• Türbelerde mezarların üzerine tahtadan sandık şeklinde yapılan ve üstüne yeşil çuha örtülen yerin adıdır. Kadın sandukaları düz olduğu halde, erkek sandukalarının baş tarafına bir ağaç konarak üzerine kavuk, taç, sikke gibi sağlığında giydikleri başlık konurdu. Açık mezarlıklarda sandukalar taştan y

türbedar / türbedâr

• Türbede hizmet gören, bekçilik yapan kimse.

• Türbe muhafız ve hizmetkârı. (Farsça)

• Türbe bekleyen.

türbedar-ı nebevi / türbedâr-ı nebevî

• Peygamberimizin türbesinde nöbet tutan, hizmet eden kişi.

türbet / تربت

• Türbe. (Farsça)

zarih

• (Darih) Mezar, kabir. Türbe.