dahıs

• Tırnak yakınında olan bir verem hastalığı.

diryak

• Tiryâk, ilâç.

erahh

• Tırnağı yassı ve geniş olan hayvan.

fasete

• Tıraş olunmuş elmasın yüzlerinden her biri. (Fransızca)

fesit / fesît

• Tırnak kesintisi, tırnak parçası.

halik

• Tıraş edilmiş.

hidaş

• Tırmalama.

ibtila / ibtilâ

• Tiryakilik, düşkünlük.

ihtilak

• Tıraş etme veya edilme.

ıkak

• Tırnaklı hayvanların gebeleri.

inşab

• Tırnak batırma, tırnak bastırma.

istiha'

• Tıraş etme veya ettirme.

istihlab

• Tırmalama.

kezb

• Tırnakta görünen beyazca yer.

kulame

• Tırnak kesintisi. Kesinti.

muhadeşe

• Tırmalama. Sıkıntı ve zahmet verme.

muharriş

• Tırmalayan, azdıran, tahriş eden.

muhtelik

• Tıraş eden.

mümeyyize / مميزه

• Tırnak işareti. (Arapça)

müteharriş

• Tırmalanan, tırmıklanmış olan, tırmık yiyen.

nahun / nâhun / ناخن

• Tırnak. (Farsça)

• Tırnak. (Farsça)

nahun-büray / nâhun-bürây

• Tırnak makası, tırnak çakısı. (Farsça)

nahun-tıraş / nâhun-tıraş

• Tırnak makası, tırnak çakısı. (Farsça)

nahunbür / nâhunbür

• Tırnak makası. (Farsça)

nimnimeteyn

• Tırnak işareti.

nüdga

• Tırnak sonunda olan beyazlık.

sütürde

• Tıraş edilmiş. Yontulmuş. (Farsça)

tahriş / تخریش

• Tırmalama, azdırma.

• Tırmalama, kazıma. (Arapça)
• Tahriş etmek: Tırmalamak. (Arapça)

tıraş / تراش

• Tıraş. (Farsça)

tiryakmisal

• Tiryak gibi.

ucave

• Tırnağa bitişik olan sinir.

zıfr

• Tırnak. Çengel. Pençe.