REKLAM ENGELLEMEYİ GERİ ALMA KODU BURADA BAŞLAR --> REKLAM ENGELLEMEYİ GERİ ALMA KODU BURADA BİTER -->

LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK

{ lügât . lügat . لغت }

Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları 
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.

Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "OSMANLICA ARA" ya da "TÜRKÇE ARA" butonlarına tıklayın.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük'te Tevekku ifadesini içeren 20 kelime bulundu...

ehl-i tevekkül

  • Allah'a tevekkül içinde olanlar.

gayr-ı mütevekkil

  • Tevekkül etmeyen, sadece sebeplere takılıp neticeyi Allah'tan beklemeyen.

hakikat-i tevekkül

  • Tevekkül gerçeği.

ittikal / ittikâl

  • Allah'a tevekkül etme, güvenme, dayanma.

mütevekkil / متوكل

  • Kendi yapamıyacağı işde aczini bilip başka birisini vekil kabul etmek.
  • Tevekkül eden.
  • Allah'a (C.C.) güvenen ve işlerini O'na güvenerek tanzim eden.
  • Vekil eden, tevekkül eden.
  • Tevekkül eden her işini Tanrı'nın iradesine bırakan. (Arapça)

mütevekkilane / mütevekkilâne

  • Tevekkül edercesine, Allaha güvenerek.
  • Tevekkül ederek, yalnızca Allah'a dayanıp güvenerek.
  • Tevekkül ederek, tevekkül ile. (Farsça)

mütevekkilen

  • Mütevekkil olarak, tevekkül etmiş olarak.

mütevekkilen alallah / mütevekkilen alâllah

  • Allah'a sığınarak, Allah'a tevekkül ederek.
  • Allah'a sığınarak, tevekkül ederek.

tevekkelna

  • Tevekkül ettik (meâlinde fiil).

tevekkelna alallah / tevekkelnâ alâllah

  • "Allah'a tevekkül ettik, dayandık".

tevekkelnaalallah / tevekkelnâalallah

  • Allaha tevekkül ettik.

tevekkeltü alallah / tevekkeltü alâllah

  • Allah'a tevekkül ettim (meâlindedir).
  • "Allah'a tevekkül ettim, dayandım".

tevekkeltüalallah

  • Allaha tevekkül ettim.

tevekkül-i imani / tevekkül-i imanî

  • İman edenlere yakışır tevekkül. İman kuvvetinin ve hakikatının neticesi olan tevekkül.

tevekkül-ü imani / tevekkül-ü imanî

  • Îmandan gelen tevekkül, teslimiyet.

tevekkül-ü şer'i / tevekkül-ü şer'î

  • Şeriatın ön gördüğü tevekkül.

tevekkül-ü tembelane / tevekkül-ü tembelâne

  • Tembelce tevekkülde bulunma; üzerine düşen görev ve sorumlulukları yerine getirmeden sonucu Allah'tan isteme.

tevekkülvari / tevekkülvâri / tevekkülvârî

  • Tevekkül ederek, Allah'a güvenerek.
  • Tevekkül ederek.

tüklan

  • Tevekkül etmek.

vekil / vekîl

  • Allahü teâlânın Esmâ-i hüsnâsından (güzel isimlerinden). Mahlûkâtın dünyâda ve âhirette işlerini hakkıyla yerine getiren, rızkları veren, tevekkül etmeye (kendisine güvenilmeye) lâyık olan.
  • Bir kimsenin, bir işi yapmak için kendi yerine koyduğu, işini havâle ettiği kimse.

 

Bağış Yapmak İçin Tıklayın