Menu
İletişim
LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK
{ lügât . lügat . لغت }
Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.
Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "
OSMANLICA ARA
" ya da "
TÜRKÇE ARA
" butonlarına tıklayın.
İfadenin içinde geçtiği kelimeleri de göster.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük
'te
Ten
kelimesini içeren
51
kelime bulundu...
adem-i tenezzül
Tenezzül etmeme, eğilip bakmama, inmeme.
bataet
Tenbellik, yavaşlık. Ağırlık.
benş
Tenbellik. İhmâl.
beray-ı tenezzüh / berây-ı tenezzüh
Tenezzüh için, gezinti için.
cem'iyet
Tenasüp ve tezat gibi söz san'atları yoluyla birbirine uyan veya zıt olan sözleri bir arada bulundurma san'atı.
cesed
Ten, gövde, vücut, beden. Ruhsuz vücud.
dantela
Tentene. Her nevi iplikle örülen, bir kumaşın kenarına işlenen türlü biçimde ince örgü, dantel.
(Fransızca)
Tentene, dantel.
dehş
Tenbel olmak.
dig / dîg / دیگ
Tencere.
(Farsça)
ejhan
Tenbel.
(Farsça)
guşe-i uzlet
Tenha ve ıssız köşe.
hali
Tenhâ. Boş. Sahipsiz. Issız. İçinde bir şey olmama.
halvet
Tenha yerde yalnız kalmak.
heyhat
Teneffür ve tehassür ifâde eder; "sakın, savul, yazıklar olsun, uzak ol" mânalarına geldiği gibi, daha ziyade; Eyvah, yazık, ne yazık, ne kadar uzak... gibi mânalar için söylenir.
hiss-i tenkit
Tenkit, eleştirme duygusu.
irtat
Tenbellik etme. Yerinden kımıldamama.
kabil-i tenkit
Tenkit edilmesi mümkün, eleştirilebilir olma.
kadih / kadîh
Tencere dibinde arta kalan.
kritik
Tenkit, sıkışık durum.
ledis / ledîs
Tenbel kimse.
madde-i tenkit
Tenkit unsuru, eleştiri noktası.
medar-ı tenkit / medâr-ı tenkit
Tenkite sebep olan.
merzgun
Tenâsül organı.
(Farsça)
miskinane / miskinâne
Tenbelcesine, miskincesine.
(Farsça)
münekkah
Tenkıh edilmiş, fazlalıkları atılarak düzeltilmiş, temizlenmiş.
münekkid / مُنَقِّدْ
Tenkid edici. Kötüyü iyiyi ayıran ve onları söyleyen, kusurları söyleyen.
Tenkid eden, eleştiren, değerlendiren.
Tenkîd eden.
münekkit
Tenkitçi; hadisin tahlil ve kritiğinde uzman olan hadis âlimi.
münezzeh
Tenzih edilmiş, temiz, arı, noksanlıklardan uzak.
mütenavil
Tenavül eden. Alıp yiyen. El uzatıp alan.
mütenebbit
Tenebbüt eden, yerden biten, yetişen.
mütenezzih
Tenzih eden.
Tenezzüh eden, gezen, seyreden.
mütenezzihane / mütenezzihâne
Tenezzüh edercesine, gezip eğlenircesine. Mütenezzihcesine.
(Farsça)
nakkad
Tenkitçi; hadîsin tahlil ve kritiğinde uzman olan hadîs âlimleri.
patile
Tencere.
(Farsça)
redane
Tentelerin kenarlarında açılan ufak deliklerin yırtılmaması için o deliklere geçirilen mâdeni halka.
secur
Tennur kızdırılan nesne.
tavsib
Tenbellik ve süstlük.
tehevvük
Tenbel olmak.
tenasüh-vari / tenasüh-vâri
Tenasühe benzer bir surette.
(Farsça)
tenasühvari / tenâsühvârî
Tenasüh gibi.
tenbihat / tenbihât
Tenbihler, uyarmalar.
tenezzülat / tenezzülât
Tenezzüller.
tenezzülen
Tenezzül ederek.
tenkidat / tenkidât
Tenkitler.
tenkitkar / tenkitkâr
Tenkit eden, eleştiren.
tenkitkarane / tenkitkârâne
Tenkit edercesine.
tenzihen
Tenzih ederek. Tenzih etmekle.
usret-i teneffüs
Teneffüs zorluğu, nefes darlığı.
uzletgüzin
Tenhada yaşayan, yalnızlık köşesine çekilen.
(Farsça)
uzletnişin
Tenha bir köşeye çekilip yalnız yaşayan.
(Farsça)
yektene
Tenha, yalnız başına.
(Farsça)
En Çok Aranan Osmanlıca Kelimeler
kut'ül amare
ruhban
münib
lev
şegaf
tercüman-ı beliğ
inantab
terceme
tercüme
Emzik
En Son Aranan Osmanlıca Kelimeler
Beykem
cahi
Ğayr
ifakat
sanadik
mahmil
ez'afü'l-ibad
Likâm
insaniyetperver
dil-şikeste
En Son Aranan Türkçe Kelimeler
Ten
BERK
KAÇMak
Akten
cahe
Cengaver
inna lillah
dış görünüş
Esan
İnanmamak