REKLAM ENGELLEMEYİ GERİ ALMA KODU BURADA BAŞLAR --> REKLAM ENGELLEMEYİ GERİ ALMA KODU BURADA BİTER -->

LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK

{ lügât . lügat . لغت }

Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları 
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.

Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "OSMANLICA ARA" ya da "TÜRKÇE ARA" butonlarına tıklayın.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük'te Tartisma ifadesini içeren 38 kelime bulundu...

bahis / بحث

  • Konu. (Arapça)
  • Tartışma. (Arapça)

bahs / بحث

  • Konu. (Arapça)
  • Tartışma. (Arapça)
  • Bahs edilmek: Ele alınmak, söz edilmek. (Arapça)
  • Bahs etmek: Ele almak, söz etmek. (Arapça)

cedel / جدل

  • Münâkaşa, mücâdele, tartışma, kavga. Mantıkda, meşhur veya doğruluğu herkesçe kabûl edilen kadiyye (önerme)lerden meydana gelen kıyas'a verilen ad.
  • Tartışma, münakaşa.
  • Tartışma. (Arapça)
  • Mücadele. (Arapça)

cedeli / cedelî / جدلى

  • Tartışmaya, münakaşaya ait. Münakaşacı. Tartışmacı.
  • Tartışmaya dayalı, münakaşa üstüne oturmuş. (Arapça)

dahili münakaşat / dahilî münakaşât

  • İç tartışmalar.

ebhas / ebhâs / ابحاث

  • Bahisler, tartışmalar. (Arapça)

ibkam / ibkâm

  • Susturma, bir tartışmada ağız açamıyacak hale getirme.

ihtilafi / ihtilâfî

  • Tartışmalı.

ilm-i münazara / ilm-i münâzara / عِلْمِ مُنَاظَرَه

  • Tartışma ilmi.

la müşahhate fi't-temsil / lâ müşâhhate fi't-temsîl

  • Temsilde tartışma olmaz.

meydan-ı münakaşat / meydan-ı münakaşât

  • Tartışma ve anlaşmazlıkların alanı, sahası.

muaraza / muâraza

  • Çekişme, tartışma, muhalefet.

mübahesat / مباحثات

  • Tartışmalar. (Arapça)

mübahesat ve münakaşat-ı ilmiye

  • İlmî tartışma ve konuşmalar.

mübahese / مباحثه

  • Tartışma. (Arapça)
  • Mübahese olunmak: Tartışılmak. (Arapça)

mücadele / mücâdele

  • Karşısındakinin câhilliğini veya haksızlığını ortaya koymak ve kendisinin akıl, fazîlet ve şeref bakımından üstün olduğunu isbât etmek için iki kişinin bir şey üzerinde tartışması.

muharebe-i ilmiye

  • İlmî savaş, ilmî tartışma, mücadele.

mümarat

  • Çekişme, tartışma. Mücâdele.

münakaşa / münâkaşa / مناقشه

  • Tartışma.
  • Çekişme, tartışma.
  • Sert tartışma.
  • Tartışma.
  • İrdeleme.

münakaşa etme

  • Tartışma.

münakaşa etmek

  • Tartışmak.

münakaşa-i içtihadiye

  • İçtihatla ilgili tartışma.

münakaşa-i ilmiye

  • İlmî tartışma.

münakaşa-i lisaniye

  • Söz ile tartışma.

münakaşat / münâkaşât

  • Tartışmalar.
  • Sertçe tartışmalar.

münazara / münâzara / مُنَاظَرَه

  • Karşılıklı fikir alışverişi, ilmi tartışma.
  • Tartışma.
  • Fikir tartışması.

münazara-i faraziye

  • Varsayıma dayalı tartışma.

münazara-i ilmiye

  • İlmî sohbet ve tartışma.

münazara-i nefsiye

  • Kişinin kendisiyle tartışması.

münazara-i şeytani / münazara-i şeytanî

  • Şeytanla olan tartışma.

münazara-i şeytaniye

  • Şeytanla münazara, tartışma.

münazaralı

  • Tartışmalı.

münazarat / münâzarât

  • Tartışmalar.

münazarat-ı ilmiye

  • İlmî münazaralar, tartışmalar.

münazarat-ı nefsiye / münâzarât-ı nefsiye

  • Nefisle yapılan tartışmalar.

münazır / münâzır

  • Tartışmacı.
  • Münâzaracı, tartışmacı.

müşagabe

  • Demegoji; tartışma ve eleştiriyi meslek kabul edenlerin yolu.

tevkifi / tevkîfi

  • Şeriatın sahibi Cenab-ı Hakkın vahyetmesi, bildirmesi; tartışmasız hüküm.

 

Bağış Yapmak İçin Tıklayın