akul

• İshalden kurtaran bir ilâç.

amir

• Mâmur eden, harâbelikten kurtaran, şenlendiren.
• İmâr olunmuş.
• Devlete âit, mirî.

dülfin

• Denize düşenlere yardım edip, onları kurtaran bir balık.

ehl-i işarat / ehl-i işârât

• Çeşitli ifadeler ile geleceğe dair bazı haberleri dolaylı işaretler yoluyla aktaran âlimler.

el-hafız / el-hâfız

• Hadîs ilminde uzman olan ve en az yüz bin hadîs-i şerifi, o hadîsleri aktaranların bilgileriyle beraber ezbere bilen hadîs âlimi.

esanid-i sahiha / esânîd-i sahiha

• Sahih ve güvenilir senedler; raviler, hadisleri aktaranlar.

faric

• (Ferec. den) Keder ve tasadan kurtaran.

feth-i mübin

• Açık ve parlak zafer. Hakkı, bâtılın tahakkümünden kurtaran veya birbirine zıd olan hak ile batılın karışıklığını ayırarak hakkı galip kılan feth ve zafer Bu zafer, harp ile olabileceği gibi harpsiz de olur. (Hakikatın ve ilmin galebesi gibi.)Fetih suresinin birinci âyetinde geçen "Feth-i mübin"in i

fettah

• (Fetih. den) En iyi, en çok fetheden. Darlıktan kurtaran. Her şeyi en iyi cihetten açan. Her şeyi açan. Zabteden Allah (C.C.)

ilanname-i ilahi / ilânnâme-i ilâhî

• İlâhî hakikatleri aktaran duyuru yazısı.

inkaz eden

• Kurtaran.

ka'b

• (Ölm: Hi: 32) Yahudi âlimlerinden olup İsrailiyatı İslâmiyet'e en çok aktaranlardan biridir. Hz. Ebubekir devrinde Müslüman olmuştur. Sa'lebi ve Kisai gibi İslâm tarihçileri ondan çok rivayetlerde bulunmuşlardır.

lisan-ı fasihane / lisân-ı fasihâne

• Fasih dil; meramı güzel, açık ve düzgün ifadelerle aktaran dil.

muhaddis

• Hadîs ilmini bilen, çok sayıda hadîs ezberleyen, yazan veya aktaran hadîs âlimi.

muhaddis-i meşhur

• Meşhur hadisçi; hadis ilmini bilen, çok sayıda hadis ezberleyen, yazan veya aktaran meşhur hadis âlimi.

muhaddisin-i kamilin / muhaddisîn-i kâmilîn

• Hadis ilmini çok ileri derecede bilen, çok sayıda hadîs ezberleyen, yazan veya aktaran olgun hadis âlimleri.

muhallis

• (Halâs. dan) Kurtaran, halâs kılan, tahlis eden.

mukız / mûkız

• (Yakaza. dan) Uyandıran, ikaz eden.
• Gaflet ve dalgınlıktan kurtaran.

muktebis

• (Çoğulu: Muktebisîn) (Kabs. dan) İktibas eden. Faydalanmak üzere aktaran. Birinin bilgisinden faydalanan.

muktebisin / muktebisîn

• (Tekili: Muktebis) (Kabs. dan) Aktaranlar, iktibas edenler. Faydalanmak için alanlar.

münci

• İncâ eden. Kurtaran, necat veren.Resul-i Ekremin (A.S.M.) insanların azabtan kurtulmasına ve dünyâ ve âhiret saadetlerine sebeb olmasından mübarek isimlerinden birisi de münci olmuştur.

münebbih

• Uyandıran, tenbih eden, dalgınlıktan kurtaran. Uyuşukluğu gideren.

• Uyandıran, dalgınlıktan kurtaran.

münkız

• Kurtaran.

• Kurtaran. Kurtarıcı.

müsrah

• Taranmış.

müstahlis

• (Halâs. dan) Kurtaran, halâs eden. Kurtarıcı.

nakıl

• İleten, taşıyan, aktaran, nakleden.
• Tercüme eden.
• İşittiğini anlatan.

nakleden

• Aktaran.

perestar

• (Çoğulu: Perestarân) Hizmetçi. (Farsça)
• Kul. (Farsça)
• Tapan, tapıcı. (Farsça)
• Dalkavuk. (Farsça)

ravi / râvî

• Hadisi kendisinden sonrakilere aktaran kimse.

ravi-i hadis / râvi-i hadîs

• Hadis râvisi; hadis rivayet eden, aktaran.

şanezede

• Tarakla saçları taranmış. (Farsça)

sarih

• Kurtaran, maded veren. İmdad eden.
• Çağırılan, kendisinden meded beklenen.
• Meded isteyen.

tahlis eden

• Kurtaran.

tahlisiyye

• Can kurtaran.

temşit

• (Muşt. dan) Tarama veya taranma.

usve

• Çoktandır taranmamış sakal.

zaaf-ı ittisal

• Bir hadis veya haberi Peygamber Efendimizden (a.s.m.) aktaranların isim listesi demek olan seneddeki bağlantı zayıflığı.