Menu
İletişim
LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK
{ lügât . lügat . لغت }
Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.
Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "
OSMANLICA ARA
" ya da "
TÜRKÇE ARA
" butonlarına tıklayın.
İfadenin içinde geçtiği kelimeleri de göster.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük
'te
Taam
ifadesini içeren
26
kelime bulundu...
aş
Muharrem ayında pişirilen aşure.
(Farsça)
Yemek, taam.
(Farsça)
at'ime / اطعمه
Taamlar, yiyecekler.
(Arapça)
çem
Naz ve eda ile salınarak yürüme.
(Farsça)
Ziynetli, süslü, düzgün.
(Farsça)
Cürüm, kabahat, suç.
(Farsça)
Taam, yemek.
(Farsça)
Mâna.
(Farsça)
Kazanılmış, toplanılmış.
(Farsça)
et'ime
(Taam. dan) Yemekler, taamlar, yenecek şeyler.
etraf
(Tekili: Türfe) Nazik ve zarif şeyler.
Lezzetli taamlar, güzel yemekler.
han
Yemek sofrası. Üstüne yemek konan tepsi.
(Farsça)
Yemek, taam.
(Farsça)
Ahçı dükkânı, lokanta.
(Farsça)
it'am
Yemek yedirmek. Doyurmak. Taam vermek.
kandave
Yaramaz huylu.
Gıdası olmayan taam.
Büyük iri.
küsbe
Bir parça süt ve hurma.
Taamdan veya başka şeyden az iken çoğalıp toplanan nesne.
lukme
Yutmak.
Bir yudum taam, lokma.
mat'um
(Çoğulu: Mat'umat) Yenecek yemek. Taam.
mat'umat
(Taam. dan) Yemekler. Taamlar. Yenecek şeyler.
mayir
(Çoğulu: Miyâr) Taamlandıran, yiyecek veren.
miyere
Taam, yemek.
mürizza
Köremez dedikleri taam ki süt ve yoğurt ile yapılır.
mut'im
(Taam. dan) Yemek veren, yemek yediren, doyuran.
rahmaniyyet
Cenab-ı Hakk'ın Rahman oluşu. (Yâni: Gözümüzle görüyoruz, birisi var ki, bize zemin yüzünü rahmetin binlerle hediyeleri ile doldurmuş, bir ziyafetgâh yapmış ve Rahmâniyetin yüz binlerle ayrı ayrı lezzetli taamları içinde dizilmiş bir sofra etmiş ve zemin içini rahimiyyet ve hakîmiyetin binlerle kıym
taam / taâm / طعام
Yemek.
(Arapça)
Taâm etmek:
Yemek yemek.
(Arapça)
taammüdat / taammüdât
(Tekili: Taammüd) İsteyerek ve bilerek yapılan işler.
taammüdi / taammüdî
(Teammüdiyye) Kasıt ve niyet ile olan, taammüdle alâkalı.
taammuk / تعمق
Derinleşme.
(Arapça)
Taammuk etmek:
Derinleşmek.
(Arapça)
taammukat
(Tekili: Taammuk) Derinleşmeler.
taammüm / تعمم
Genelleşme, yayılma.
(Arapça)
Taammüm etmek:
Genelleşmek, yayılmak.
(Arapça)
teammüd
(Bak: Taammüd)
tezakkum
Lokma lokma etmek.
Kaymak ile hurmayı karıştırıp yemek. (O taama "zekkum" derler.)
tuum
(Tekili: Taam) Taamlar, yemekler.
Lezzetler, tadlar, zevkler.
En Çok Aranan Osmanlıca Kelimeler
kut'ül amare
ruhban
ram olmak
münib
lev
şegaf
tercüman-ı beliğ
inantab
lugat
evliya
En Son Aranan Osmanlıca Kelimeler
merd
nugnug
جباری
Tafsıy
vara\'
lügnun
ashab
takrir
ulûm-u îmaniye
müstesnâ
En Son Aranan Türkçe Kelimeler
Taam
Çeviri
Cezir
Uzun
tükeniş
istira
Birand
Kral
kulak
Suskunluk