Menu
İletişim
LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK
{ lügât . lügat . لغت }
Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.
Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "
OSMANLICA ARA
" ya da "
TÜRKÇE ARA
" butonlarına tıklayın.
İfadenin içinde geçtiği kelimeleri de göster.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük
'te
Surat
ifadesini içeren
59
kelime bulundu...
abis
Asık suratlı, ekşi yüzlü kimse.
Arslan.
abus / abûs / عَبُوسْ
Somurtan, surat asan.
Asık suratlı.
as'ar
Çok kibirli, mağrur.
Çarpık suratlı, eğri yüzlü, eğri boyunlu.
asga
Öğrenmeğe çok hevesli.
Çarpık suratlı.
ateş-hiram / ateş-hirâm
Süratle yürüyen, hızlı yürüyen.
(Farsça)
ateşpare-i zeka / ateşpâre-i zekâ
Ateş saçan zekâ; çok süratli ve keskin anlayış sahibi.
bilhads
Derhal, süratle kavrama, sezme ve anlama.
çalaki / çalakî
Çeviklik, süratlilik, tezlik.
(Farsça)
çehre
Vech, yüz, surat.
(Farsça)
Mc: Surat asmak, dargınlık.
(Farsça)
Görünüş, şekil, zahir.
(Farsça)
dim
Yüz, yanak, çehre, surat.
(Farsça)
felekseyr
Hareketleri ve gidişi süratli olan.
(Farsça)
hatıf
Süratli kapıp götürücü.
Göz kamaştırıcı şimşek.
hefvan
Yanılma, yanlışlık.
Süratle gitme, hızla gitme.
Ayak kayıp sürçme.
hezazik / hezazîk
Süratle kat'etmek, çok çabuk kesmek.
hezic / hezîc
Ahmak kimse.
Süratle yürüyen kimse.
hezz
Hızlı okumak.
Süratli kesmek.
icmar
Bir araya toplamak.
Süratle yürümek.
Atın sıçrayarak yürümesi.
Bir şeyin umumi olması. Ateşe öd ağacı koymak.
Bir şeyi buhurlamak. Tahmini hesab yapmak.
Yeni ayın görünmesi.
ıs'ar
Enaniyet ve kibirle surat asma.
işmi'zaz / işmi'zâz / اشمئزاز
Surat ekşitme.
(Arapça)
Ürperme.
(Arapça)
izmihrar
Surat asma.
(Yıldız) parıldama.
Kış mevsiminin şiddetli olması.
kabih-ül vech
Çirkin yüzlü. Suratı, siması güzel olmayan.
kabis
Hızlı giden at. Süratli at.
kabz
Tutmak. Ele almak. Kavramak. Almak.
Tahsil etmek. Teslim almak.
Amelde zorluk çekmek.
Kuşun süratle uçması.
Mülk.
kamtarir / kamtarîr
Çatık suratlı.
Çatık suratlı, şiddetli, sert.
kaşur
(Çoğulu: Kaşurât) Yarış atlarının en sonra geleni.
kruvazör
Daha ziyade toplarla mücehhez açık denizlerde emniyeti te'min etmek ve konvoyları korumakla vazifeli süratli harp gemisi.
(Fransızca)
kümaşe
Sürat, hız.
lemha
Göz atma, süratle bakış.
levendane / levendâne
Leventçesine, hızla, süratle.
(Farsça)
ma'c
Süratle gitmek, hızlı gitmek.
Yürürken dolaşmak.
memsuh
Suratı, daha çirkin şekle sokulmuş. Biçimsiz ve çirkin surete girmiş olan.
mükfehirr
Üstüste yığılmış karabulut.
Asık suratlı adam.
Yaşlanmış kimse.
mütekabbız
(Kabz. dan) Toplanıp çekilen.
Asık suratlı, asık, çehreli.
Buruşup kasılan adale.
mütekerrih
(İkrah. dan) Kerih gören, tekerrüh eden, ikrah eden. Tiksinen.
Surat asan.
mütekerrihane / mütekerrihâne
Tiksinircesine. Surat asarcasına.
(Farsça)
necaşe
Süratle yürümek, hızlı yürümek.
peyker
Yüz, çehre, surat.
(Farsça)
sahtru
Suratı asık, dargın, kırgın.
(Farsça)
samut
(Samt. dan) Az konuşan.
Susmuş. Surat asarak susan.
şeretiyy
(Çoğulu: Şurut-Şuratâ) Çeri başı.
Pazar başı.
sereyan-ı seria / sereyan-ı serîa
Süratle yayılma.
seri / serî
Çabuk, süratli.
Çabuk, süratli.
seriüsseyir / serîüsseyir
Çok hızlı olan, süratle akan.
seriüzzeval / serîüzzeval
Hızla, süratle yok olup giden.
sertem
Uzun, tavil.
Yumuşak sözlü kişi.
Hışmını ve gadabını süratle yenen kimse.
şürta
(Çoğulu: Şurat-Şuratâ) Malı mülkü ile tanınan meşhur bir kimse.
Askerin önünde yürüyüp düşman ile evvel cenk eden taife. Öncü kuvvet.
taabbüs
(Çoğulu: Taabbüsât) Yüz ekşitme, somurtma, surat asma.
tebessül
Somurtma, surat asma. Yüzünü ekşitme.
tedvir
İdare etmek, yönetmek, döndürmek, çevirmek, devrettirmek. Kur'ân kırâetinde orta süratle okuma tarzı.
tenahhum
Tükürmek.
Asık suratlı olmak, ekşi yüzlü olmak.
tiz-pay / tiz-pây
Tez, süratli, ayağına çabuk.
(Farsça)
tündçihre
Asık suratlı.
(Farsça)
tündreftar
Çabuk giden, sert ve süratli giden.
(Farsça)
türşru / türşrû / ترش رو
Suratı sirke satan, ekşi suratlı.
(Farsça)
türüş-ruy
(Çoğulu: Türüşruyan) Asık suratlı, ekşi yüzlü.
ubs
Huzursuzluktan yüz burkulmak. Yüz ekşime, surat asma.
vahid-i sahih
Sağlam birey, küsuratsız sayı; tamsayı.
vech
(Vecih) Yüz, çehre, surat.
Tarz, üslub.
Her şeyin karşısına gelen ve karşısında olan. Satıh. Ön. Alın. Cephe.
Tarih.
Suret.
Sebeb.
Bir şeyin nefsi ve zatı.
Semt. Cihet.
Münasebet.
Yüz, çehre, surat.
Tarz, üslub.
Alın, ön, satıh, cephe.
vegif
Yürüme sürati.
Ses sürati, ses hızı.
En Çok Aranan Osmanlıca Kelimeler
kut'ül amare
ruhban
münib
lev
şegaf
tercüman-ı beliğ
inantab
terceme
tercüme
Emzik
En Son Aranan Osmanlıca Kelimeler
cûce
mütenebbi
Sagar
güşade-destan
şebab
hicab
an-kasdin
kamus-i türki
memzuc
ve minallahi't-tevfik
En Son Aranan Türkçe Kelimeler
Surat
nargı
Tenasül uzvu
TELİF
kötü
Reng
Küntü
isa
Arzem
Muellef