a'mar

• (Tekili: Ömr) Ömürler, yaşayışlar.
• Mes'ut hayat. Hoşa gidecek garib ve tuhaf şeyler.
• Sinler, yaşlar.

ahkam-ı kat'iye / ahkâm-ı kat'iye

• Kesinleşmiş hüküm ve esaslar.

ahkam-ı kat'iye-i islamiye / ahkâm-ı kat'iye-i islâmiye

• İslâmın kesinleşmiş hüküm ve esasları.

emr-i sabit

• Sabitleşmiş, kesinleşmiş iş, durum.

hakikat-i mukarrere

• Sabit, kesinleşmiş gerçek.

ilhamat / ilhâmât / الهامات

• İlhamlar, esinler. (Arapça)

kaide-i mukarrere

• Kesinleşmiş kural.

kaziye-i muhkeme

• Kesinleşmiş hüküm, bir daha bozulamayacak karar.

mansus / mansûs

• İyice kesinleşmiş, âyetle sabit.

muhsinin / muhsinîn

• (Tekili: Muhsin) Muhsinler.

nazariyat-ı şer'iye / nazariyât-ı şer'iye

• Dinin teori düzeyinde olup kesinleşmemiş hususları.

pasinler cephesi

• Birinci Dünya Savaşı'nın ilk çıktığı sıralarda Erzurum yakınlarındaki Pasinler yöresinde Ruslar'a karşı açılan cephe.

ramaz

• Güneşin sıcaklığı şiddetle ve yakarak gelmek, şiddetli olmak, yakmak.
• Kesinleştirmek.

sabit / sâbit

• Durgun, duran, kesinleşmiş.

sübut / sübût

• Sabit oluş, kesinleşme.

tahsinat / tahsinât

• Tahsinler, beğenmeler.