Menu
İletişim
LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK
{ lügât . lügat . لغت }
Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.
Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "
OSMANLICA ARA
" ya da "
TÜRKÇE ARA
" butonlarına tıklayın.
İfadenin içinde geçtiği kelimeleri de göster.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük
'te
Siks
ifadesini içeren
79
kelime bulundu...
adalet-i tamme / adalet-i tâmme
Tam ve eksiksiz adalet.
alim / alîm
Allahü teâlânın Esmâ-i hüsnâsından (güzel isimlerinden). Devâmlı ve eksiksiz bilen.
asced
Halis, karışıksız altın.
azimet
Takvâ ile amel etmek. Allah'ın emirlerini en mükemmel ve eksiksiz yapmağa çalışmak.
Kesin karar vermek.
Yola çıkmak, gitmek.
bi-fetret / bî-fetret
(Bilâ-fetret) Dâimâ, kesiksiz olarak.
bi-gışş / bî-gışş
Hilesiz, safi, karışıksız.
(Farsça)
Samimi.
(Farsça)
bi-kusur / bî-kusur
Eksiksiz, kusursuz, tam, mükemmel.
(Farsça)
çolpa
Bir ayağı sakat olan.
(Farsça)
Yürürken ilk defa sol ayağını atan.
(Farsça)
Mc: Beceriksiz. Eli yakışıksız.
(Farsça)
ekmeliyyet
Pek mükemmel ve kusursuz olanın hâli. Kusursuzluk, mükemmellik, noksansızlık, eksiksizlik.
enva-ı salihin / envâ-ı salihîn
Dinin emir ve yasaklarını eksiksiz olarak yerine getirenler.
etemm / اتم
Tastamam, eksiksiz.
Tam, mükemmel, eksiksiz.
(Arapça)
galebe-i tamme / galebe-i tâmme
Tam ve eksiksiz yeniş, zafer.
gayr-ı memnun
Devamlı. Kesiksiz.
Minnetsiz, sürekli.
gayr-ı münkatı'
Devamlı, fasılasız, kesiksiz.
halis / hâlis / خالص
Saf, duru, katışıksız.
Katışıksız, saf, som.
(Arapça)
hikmet-i kudsiye
Mukaddes, kusursuz ve eksiksiz hikmet.
hikmet-i tamme / hikmet-i tâmme
Tam ve mükemmel hikmet; eksiksiz ve yerli yerinde iş.
hüsn
(Hüsün) Güzellik. İyilik. Eksiksizlik. Cemal ile kemal.
ilm-i ekmel
Tam, eksiksiz ve mükemmel ilim.
iman-ı tam
Tam, eksiksiz iman.
inayet-i tamme / inâyet-i tamme
Bütün yararların, hikmetlerin ve faydaların kaynağı olan düzenliliğin eksiksiz ve tam oluşu.
irade-i tamme / irade-i tâmme
Tam ve eksiksiz irade, Allah'ın iradesi.
istikmal
Bir şeyin olgunluğa, kemale erdirilmesi. İkmal etmek. Eksiksiz ve tam oluş, tam ve kâmil olmak.
kabih
(Kabiha) Çirkin, fena, kötü, yakışıksız, ayıp.
kabih-kabiha
Çirkin, yakışıksız, fena, ayıp.
kamil / kâmil
(Kemal. den) Bütün, tam, olgun, eksiksiz, kemalde olan, kusursuz. Kemal ve fazilet sâhibi.
Resul-i Ekrem'in de (A.S.M.) bir vasfıdır.
Yaşını başını almış, terbiyeli ve görgülü kimse.
Âlim, bilgin kişi.
Bir aruz kalıbı ismi.
Bütün, eksiksiz, tam.
Kemale ermiş, olgun.
Geniş bilgili, kültürlü, bilgin.
Tam, eksiksiz, olgun.
kamilen / kâmilen
Noksansız, eksiksiz olarak. Tam olarak. Kâmil olarak. Bütünü ile. Tamamen.
kanaat-i kamile / kanaat-i kâmile
Tam, eksiksiz kanaat.
kemal / kemâl
Olgunluk, olma.
Eksiksizlik, tamlık.
Değer, baha.
Bilgi, fazilet.
Olgunluk, mükemmellik, eksiksiz olma, fazîlet.
kemal-i afiyet / kemâl-i âfiyet
Tam ve eksiksiz bir sıhhat.
kemal-i alaka / kemâl-i alâka
Eksiksiz ilgi ve alâka.
kemal-i dikkat / kemâl-i dikkat
Tam ve eksiksiz dikkat.
kemal-i iffet / kemâl-i iffet
Tam ve eksiksiz bir iffet ve namusluluk.
kemal-i imtisal / kemâl-i imtisâl
Eksiksiz bir şekilde bağlanma, boyun eğme.
kemal-i kudret ve hikmet / kemâl-i kudret ve hikmet
Allah'ın kudret ve hikmetinin eksiksiz ve mükemmel oluşu.
kemal-i lezzet / kemâl-i lezzet
Eksiksiz lezzet.
kemal-i sarahat / kemâl-i sarahat
Eksiksiz bir şekilde açık olma.
kemal-i suhulet / kemâl-i suhulet
Tam ve eksiksiz bir kolaylık, kolayca.
kemal-i takdir / kemâl-i takdir
Eksiksiz bir takdir; çok beğenme.
kudret-i tamme / kudret-i tâmme
Allah'ın eksiksiz tam kudreti, noksansız iktidarı.
künd
Biçimsiz, yakışıksız, kısa.
Kesmez, kör.
Yiğit, cesaretli, cesur.
Anlayışsız. Fehim ve idraki kısa.
mahs
Hâlis olmak, saf ve katışıksız olmak.
mahz-ı eser-i rahmet ve inayet / mahz-ı eser-i rahmet ve inâyet
İlâhî şefkat, merhamet ve yardımın eksiksiz gerçekleşmesi.
makabih
(Tekili: Makbaha) Çirkin ve yakışıksız davranışlar.
makbaha
(Çoğulu: Makabih) Kabih, yakışıksız ve çirkin hareket.
mazhar-ı etemm
Tam ve eksiksiz bir ayna, görünme yeri.
mücerred
(Çoğulu: Mücerredât) Yalnız, tek.
Hâlis, saf, katışıksız, karışık olmayan. Tek başına.
Çıplak, soyulmuş.
Tek başına yaşayan, evlenmemiş, bekâr.
Edb: Kur'ân yazısında noktasız harflerle yazılı mensur veya manzume. Bu şekil yazıya mahzuf veya mühmel de denir.
mükemmel
Tamam. Olgun. Noksansız. Eksiksiz. Kemal bulmuş. Kemale erdirilmiş. Çok iyi.
Eksiksiz.
mükemmeliyet
Tam olma; eksiksizlik.
müstekmil
(Kemâl. den) Tam ve olgun bir hâle getiren. Eksiksiz olarak bitiren.
mütemadi
Devamlı, kesiksiz, sürekli, daima.
na-kaste
Eksiksiz, noksansız. Tamam.
(Farsça)
na-münasib
Münâsebetsiz, yakışıksız, uygunsuz, uygun olmayan.
(Farsça)
na-reva
Yakışıksız, reva olmayan. Münâsib ve lâyık olmayan.
nab / nâb / ناب
Saf, halis, katışıksız.
(Farsça)
niam-ı sübhaniye / niam-ı sübhâniye
Zâtında, sıfatında ve işlerinde eksiksiz ve kusursuz olan Allah'ın nimetleri.
nizam-ı ekmel
En mükemmel ve eksiksiz düzen.
noksaniyetsiz
Noksansız, eksiksiz.
noksansız
Eksiksiz.
pergune
Yakışıksız, çirkin.
(Farsça)
raik
Hâlis, sâfi, sâde, katışıksız.
saf
Katışıksız, berrâk, temiz.
Zeki olmayan, derin düşünmeyen, dikkatsiz.
safi / sâfî
Katışıksız. Temiz, süzülmüş ve temiz.
Bozuk olmayan. Hâlis.
Temiz, katışıksız, duru.
safiye
Temiz, katışıksız, bozuk olmayan.
İçinde yapmacık ve uydurma bir şey, fazladan kelime ve kafiye bulunmayan söz.
sahih
Gerçek.
Sağ, sağlam.
Tam, eksiksiz.
salim / sâlim
Sağlam.
Sıhhatli. Sağ. Noksansız, eksiksiz.
Her türlü tehlikeden uzak olan. Emin ve korkusuz olan.
Gr: Kelimelerdeki harfler bozulmadan cemi' eki katılarak yapılan çoğul hali. Sâlimûn, sâlihât, sâdıkûn, sâdıkât gibi yapılan cemiler.
İçinde harf-i illet bulunma
Sağlam, eksiksiz, korkusuz.
salimen / sâlimen
Sağlam ve eksiksiz bir hâlde.
sıfat-ı kemal / sıfât-ı kemâl
Eksiksiz ve mükemmel olma sıfatı.
sıhhatli
Yanlışsız ve eksiksiz.
tahkik
Doğru olup olmadığını araştırmak veya doğruluğunu, yanlışlığını meydana çıkarmak. İncelemek. İçyüzünü araştırmak.
Bir şeyi eksiksiz ve ziyâdesiz yapmakta mübâlağa etmektir. Bir şeyin hakikatına ermek, künhüne vâkıf olmak, nihayetine erişmek demektir. Kur'an kıraat ıstılahında ise: He
tamam
Eksiksiz, bütün.
Bitme, bitirme, son, nihayet.
Tam, eksiksiz, noksansız.
Ne eksik ne fazla.
Münasib, uygun.
tamamen
Büsbütün, eksiksiz ve tam olarak, mükemmel biçimde.
tamm / tâmm / تام
Tam, eksiksiz.
(Arapça)
tamme / tâmme / تامه
Bütün, noksansız, eksiksiz, tam.
Tam, eksiksiz.
(Arapça)
tebliğ / teblîğ
Peygamberlerin, Allahü teâlânın emir ve yasaklarını, insanlara eksiksiz ve noksansız olarak bildirmeleri.
tecelli-i etemm / tecellî-i etemm
Noksansız tecelli, eksiksiz yansıma.
tekmil
Bitirmek, tamamlamak. Kemâle erdirmek.
Tam, bütün, eksiksiz.
tevzin-i adalet
Adaletin her şeyi teraziye alması; her hak sahibine hakkının tam ve eksiksiz verilmesindeki ölçü, tartı, denge.
varestegi / varestegî
Kurtulma, halâs bulma.
(Farsça)
Rahatlık, serbestlik.
(Farsça)
İlişiksizlik.
(Farsça)
En Çok Aranan Osmanlıca Kelimeler
kut'ül amare
ruhban
münib
lev
şegaf
tercüman-ı beliğ
inantab
terceme
tercüme
ram olmak
En Son Aranan Osmanlıca Kelimeler
Le âli
ilh.
bahriyyun
silsile-i efkar
Rusul
alem-i anasır
esbab-ı tefrika
vech
Sîm-i
gitmek
En Son Aranan Türkçe Kelimeler
Siks
geciktirmek
üstüste
südü
Letafe
Derk etmek
Muave
iş yapan
Nara atmak
nu