Menu
İletişim
LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK
{ lügât . lügat . لغت }
Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.
Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "
OSMANLICA ARA
" ya da "
TÜRKÇE ARA
" butonlarına tıklayın.
İfadenin içinde geçtiği kelimeleri de göster.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük
'te
Sevgili
ifadesini içeren
158
kelime bulundu...
ab-ı ru-yi habib-i ekrem / âb-ı rû-yi habîb-i ekrem
Allah'ın sevgili kulu olan Hz. Muhammed'in (a.s.m.) yüz suyu.
afet / âfet / آفت
Afet, bela, felaket.
(Arapça)
Güzel sevgili.
(Arapça)
afitabcemal / âfitâbcemâl / آفتاب جمال
Güzel yüzlü, parlak yüzlü, yüzü güneş gibi parlayan, sevgili, maşuk.
(Farsça - Arapça)
ahbap
Dostlar, sevgililer.
ahibba / ahibbâ / احبا
Dostlar, sevilenler; sevgililer.
(Arapça)
ahu-yi simin
Sevgili.
Sâki.
aram-ı can / ârâm-ı cân
Gönül rahatı.
Sevgili, sevilen güzel.
aram-ı dil / ârâm-ı dil
Sevgili, sevilen güzel.
Gönül rahatı.
aşk-ı mecazi / aşk-ı mecazî / aşk-ı mecâzî / عَشْقِ مَجَاز۪ي
Gerçek sevgiliye değil, geçici ve sınırlı bir güzelliğe karşı duyulan sevgi.
Geçici sevgililere yönelik aşk.
asnım
(Tekili: Sanem) Putlar.
Sevgililer.
azam-ı aktab / âzam-ı aktâb
Kutupların, Allah'ın sevgili kulları velilerin ileri gelenlerinin en büyükleri.
aziz / azîz
İzzetli. Çok izzetli. Sevgili. Çok nurlu.
Dost.
Şerif.
Nadir.
Dini dünyaya âlet etmeyen.
Sireti temiz.
Ermiş. Mânevi kudret ve kuvvet sahibi.
Mağlup edilmesi mümkün olmayan ve daima galib olan manasında Cenab-ı Hakk'ın bir ismidir.
azize / azîze / عزیزه
Sevgili.
(Arapça)
Saygın.
(Arapça)
azra
Medine-i Münevvere'nin bir ismi.
Sevgili. Mahbûbe.
Delinmemiş inci.
Üzerinde yürünmemiş kum. Kız olan kız.
Hz. Meryem'in bir vasfı.
ban
Dam, çatı.
Sorgun ağacı. Bey söğüdü.
yun. Sevgilinin boyu. Farsçada kelime sonuna gelerek, Türkçedeki "ci, cu" ekleri yerini tutan mânâda kullanılır. Meselâ: Bağban: Bağcı.
behkele
Nârin vücutlu kız, sevgili.
beyne'l-evliya
Allah'ın sevgili kulları arasında.
cam-ı sim
Sevgilinin çenesi.
can / cân / جان
Ruh.
(Farsça)
Can.
(Farsça)
Sevgili.
(Farsça)
can-bahş
Hayat bağışlayan, can veren. Sevgili. Cenâb-ı Hak. Allah.
(Farsça)
cana / cânâ / جانا
Ey sevgili! Ey can!
(Farsça)
Ey sevgili.
Sevgilim, ey sevgili.
(Farsça)
canan / cânân / جانان
Sevgili, güzel, sâhib-i cemâl.
(Farsça)
Canlar, ruhlar.
(Farsça)
Sevgili.
Sevgili.
Sevgili.
(Farsça)
canane / cânâne / جانانه
Sevgili.
(Farsça)
canşikar / canşikâr
Öldürücü.
(Farsça)
Mc: Can avlayan veya öldüren. Sevgili, mahbub.
(Farsça)
cefa-pişe
Gaddar, cebbar, zâlim.
(Farsça)
Sevgili, mâşuk, sevilen.
(Farsça)
cefapişe / cefâpîşe / جفاپيشه
Üzmeyi huy edinmiş, cefa eden.
(Arapça - Farsça)
Aşığını üzen sevgili.
(Arapça - Farsça)
cemiyet-i ahbap
Sevgililer topluluğu.
cennet-i canan / cennet-i cânan
Canların, sevgililerin buluştuğu Cennet.
ciğer-guşe / ciğer-gûşe
Evlât, yavru.
(Farsça)
Sevgili. Mâşuk.
(Farsça)
ciğer-pare / ciğer-pâre
Sevgili yavru, evlâd.
(Farsça)
cigerguşe / cigergûşe / جگرگوشه
Ciğerköşe, evlat.
(Farsça)
Sevgili.
(Farsça)
ciğerpare / ciğerpâre
Ciğer parçası, sevgili yavru.
dil-dar
Kalbi hükmü altında tutan. Sevgili, mâşuk.
(Farsça)
dilaşub / dilâşûb / دل آشوب
Gönül karıştıran, sevgili.
(Farsça)
dilbend / دلبند
Gönül bağlanan, sevgili.
(Farsça)
dilber / دلبر
Gönül alan, güzel, sevgili.
(Farsça)
dilcu / dilcû / دلجو
Gönlün aradığı, güzel, sevgili.
(Farsça)
dildar / dildâr / دلدار
Gönül tutan, sevgili.
(Farsça)
dilefruz / dilefrûz / دل افروز
Gönül aydınlatan, sevgili.
(Farsça)
dilfirib / dilfirîb / دل فریب
Gönül aldatan, sevgili.
(Farsça)
dost / دوست
(Çoğulu: Dostân) Sevilen insan, muhib, yâr.
(Farsça)
Erkek veya kadın sevgili, mâşuk, mahbub, mâşuka, mahbube.
(Farsça)
Hakiki dost ve âşıkların ve âriflerin âşık oldukları Allah.
(Farsça)
Sevgili.
(Farsça)
Yakın arkadaş.
(Farsça)
Tanrı.
(Farsça)
dua ordusu / duâ ordusu
Sıkıntı ve darda kalan müslümanlara duâları ile yardımda bulunan Allahü teâlânın sevgili kulları, velîler.
dürc / درج
Kutu.
(Arapça)
Mücevher kutusu.
(Arapça)
Sevgilinin küçük ağzı.
(Arapça)
dürdane / dürdâne / دردانه
İnci tanesi.
(Arapça - Farsça)
Sevgili.
(Arapça - Farsça)
dürr-i can / dürr-i cân
Canın incisi. Çok sevgili.
(Farsça)
dust / dûst / دوست
Dost.
(Farsça)
Sevgili.
(Farsça)
Tanrı.
(Farsça)
ehabb
Çok sevgili. En sevgili.
ehabb-ı ehibba
Dostların, ahbabların en sevgilisi.
ehibba
(Tekili: Habib) Habibler, dostlar, sevgililer.
ehl-i beyt
Sevgili Peygamberimiz Muhammed aleyhisselâmın bütün âile fertleri. Mübârek zevceleri, çocukları, kızı hazret-i Fâtıma ile hazret-i Ali ve bunların mübârek evlâdları olan hazret-i Hasen ve hazret-i Hüseyn'den kıyâmete kadar gelecek nesilleri.
ehver
Sevgili, mâşuk.
(Farsça)
el-kasibü habibullah / el-kâsibü habibullah
Cenab-ı Hakk'ın (C.C.) ma'rifetini ve rızâsını kazanan onun habibidir, sevgili kuludur. (Hadis meâli)
enis / enîs / انيس
(Üns. den) Dost, arkadaş, ünsiyet edilmiş olan. Alışılmış, kendisi ile ülfet edilmiş olan. Sevgili.
Sulu ve ağaçlı yerlerde bulunan ve sesi gayet hoş bir kuş. Çeşitli nağmelerde öter, kâh deve gibi kükrer ve at gibi kişner; insana alışır.
Yaban horozu.
Dost.
(Arapça)
Sevgili.
(Arapça)
evdad
(Tekili: Vedid) Sevgililer, sevilenler.
evliya / evliyâ
Velîler, Allah'ın sevgili kulları.
Velî kelimesinin çoğuludur.
Dostlar.
Allahü teâlânın sevgili kulları, nefsin esâretinden kurtulup, sözleri, işleri ve hareketleri İslâmiyet'e uygun olanlar, devamlı Allahü teâlâyı hatırlayıp, ananlar.
evliyaullah / evliyâullah
Allah'ın sevgili kulları.
Allahın velîleri, sevgili kulları.
fahr-i enam / fahr-i enâm
Yaratılmışların kendisiyle övündüğü zât. Sevgili Peygamberimiz Muhammed aleyhisselâm için kullanılan hürmet ve saygı ifâdesi. Gece-gündüz dilimde, salât-ü selâm, O mübârek rûhuna, ey Fahr-ül-enâm.
fahrü'l-alemin ve habib-i rabbü'l-alemin / fahrü'l-âlemîn ve habib-i rabbü'l-âlemîn
Kâinatın övgüsüne sahip ve Alemlerin Rabbinin sevgilisi, Muhammed (a.s.m.).
fakdü'l-ahbap
Sevgililerin, dostların yok oluşu, onları kaybetme.
fena fillah / fenâ fillah
Kalbin yalnız Allahü teâlâyı sevmesi, O'nun beğendiği şeylerde fâni olmak yâni O'nun sevdiklerini sevmek O'nun sevdiklerini kendi için sevgili bilmek.
gavsü'l-vasılin / gavsü'l-vâsılîn
Hakikate, marifete ermiş anlamına gelen, Allah'ın sevgili kulu, irşad eden büyük zât.
gül
Küçük ve dikenli bir ağaçta olup şeklinin ve kokusunun güzelliği ile meşhurdur. Şairlere göre bülbülün sevgilisidir. Pek çok cinsi vardır.
(Farsça)
gulampare
Dost, sevgili, mahbup. (Halk ağzında kulampara şeklinde kullanılır.)
habaib
(Tekili: Habibe) Habibeler, sevgili kadınlar.
habib / habîb / حبيب / حَب۪يبْ
(Hubb. dan) Sevilen. Sevgili. Seven. Dost.
Allah'ın en sevdiği kul olan Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (a.s.m.).
Sevgili.
Sevgili mânâsına Muhammed aleyhisselam.
Sevgili, dost.
Sevgili, sevilen.
Sevgili.
(Arapça)
Dost.
(Arapça)
Hz. Muhammed.
(Arapça)
Sevgili.
habib-i ekrem / habîb-i ekrem / حَب۪يبِ اَكْرَمْ
Lutuf ve cömerdliği çok olan sevgili (Peygamberimiz asm).
habib-i hakiki / habîb-i hakikî
Gerçek sevgili olan Allah.
habib-i hüda / habib-i hüdâ
Allah'ın en sevgili kulu; Hz. Peygamber (a.s.m.).
(Hüdâ'nın sevgilisi); Hz. Muhammed (s.a.v.).
habib-i kibriya / habib-i kibriyâ / habîb-i kibriya
Allah'ın en büyük sevgilisi ve yüce peygamberi olan Hz. Muhammed (a.s.m.).
Kibriyanın sevgilisi. Hz. Muhammed (s.a.v.).
habib-i kuddus / habib-i kuddûs
Pak ve temiz olan Allah'ın sevgilisi; Hz. Muhammed (a.s.m.).
habib-i rabbü'l-alem / habîb-i rabbü'l-âlem
Âlemlerin Rabbi olan Allah'ın sevgilisi, Hz. Muhammed.
habib-i rabbü'l-alemin / habîb-i rabbü'l-âlemîn
Âlemlerin Rabbi olan Allah'ın sevgilisi, Hz. Muhammed.
habib-i rahmani / habib-i rahmânî
Sonsuz şefkat ve merhamet sahibi olan Allah'ın sevgili kulu; Hz. Muhammed (a.s.m.).
habib-i yezdan / habib-i yezdân
Cenâb-ı Hakkın sevgilisi, Peygamber Efendimiz.
habib-i zişan / habîb-i zîşân / حَب۪يبِ ذ۪يشَانْ
Şân sahibi sevgili (asm).
habib-ül bekkain / habib-ül bekkâîn
Ağlayanların sevgilisi. Ağlayanların habibi.
habib-ullah
(Habib-i Hudâ) Allah'ın sevgilisi. Hz. Muhammed (A.S.M.)
Habibe / habibe
Sevilen. Sevgili. Seven. Dost.
habibi rabbü'l-alem / habîbi rabbü'l-âlem
Âlemlerin Rabbi olan Allah'ın sevgilisi, Hz. Muhammed (a.s.m.).
habibiyet / habîbiyet
Allah'ın en sevgili kulu olma.
Sevgililik.
habibullah / habîbullah
(Allah'ın sevgilisi); Hz. Muhammed (s.a.v.).
Allahü teâlânın sevgilisi manasına, Muhammed aleyhisselâm.
Allahın sevgili kulu.
halsan
Kişinin dostu, sevgilisi ve yâri.
haremeyn
Hürmete ve saygıya lâyık iki belde. Mekke-i mükerreme ve Medîne-i münevverenin ikisine verilen ad. Mekke-i mükerremede Kâbe-i muazzama, Medîne-i münevverede sevgili Peygamberimizin sallallahü aleyhi ve sellem mübârek kabr-i şerîfi bulunduğu için her ikisine saygı ve hürmet duyulması gereken yer mânâ
hazret-i mahbub-u ilahi / hazret-i mahbub-u ilâhî
Allah'ın sevgilisi, Allah'ın resûlü Hz. Muhammed (a.s.m.).
hibban
(Tekili: Hibb) Mahbublar, sevgililer.
hıyre-küş
Sevilen, mahbub, sevgili.
(Farsça)
Haksız yere adam öldüren.
(Farsça)
hubab
Muhabbet.
Mahbub, sevgili olan.
Su üzerinde olan kabarcık ki, habab-ül mâ' derler.
huri / hurî / hûrî
Cennet kızı.
Sevgili.
Sevgili, cennet kızı.
hüseyin
Küçük güzel.
(Hi: 6-61) Hazret-i Ali Radıyallahü Anhu'nun oğlu, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm'ın sevgili torunudur. Peygamberimiz (A.S.M.) "Hüseyin benden, ben Hüseyindenim. Allah Hüseyini seveni sever." buyurmuştur. Kerbelâda şehid oldu (R.A.)
hz. hasan
Hz. Ali'nin (R.A.) oğludur. Hz. Peygamber'in (A.S.M.) sevgili torunudur. Cennet'le tebşir olunmuştur. Hz. Peygamber (A.S.M.) kendisi için cennet gençlerinin seyyidi buyurmuştur.
ibrin
Yüzü çok parlak ve güzel olan sevgili.
islamiyyet / islâmiyyet
Allahü teâlânın Cebrâil ismindeki melek vâsıtası ile, sevgili Peygamberi Muhammed aleyhisselâma gönderdiği, insanların dünyâda ve âhirette râhat ve mes'ûd olmalarını sağlayan usûl ve kâideler, emirler ve yasaklar.
kanber
Hz. Ali'nin (R.A.) sâdık, vefakâr ve sevgili kölesinin adı.
Mc: Bir evin gediklisi.
Herşeye burnunu sokan, her düğün ve eğlencede bulunan bir adamdan kinâye olarak kullanılır.
kaside-i bürde / kasîde-i bürde
İslâm âlimlerinin meşhûrlarından ve evliyânın büyüklerinden Muhammed bin Saîd Busayrî hazretlerinin, sevgili Peygamberimizi öven meşhûr kasîdesi. Bu kasîdeyi rüyâsında Peygamber efendimize okuduğu ve Peygamber efendimiz de ona bürdesini yâni hırkasını hediye ettiği için bu kasîdeye Kasîde-i Bürde de
kemanebru / kemânebrû / كمان ابرو
Kaşı yay gibi olan sevgili.
(Farsça)
keramat / kerâmât
Kerametler; Allah'ın bir ikramı olarak, Onun sevgili kullarında görünen olağanüstü hâl ve fiiller.
keramat-ı evliya / kerâmât-ı evliya
Allah'ın bir ikramı olarak, Onun sevgili kullarına sunduğu olağanüstü haller.
kuy / kûy / كوی
Köy.
(Farsça)
Sokak.
(Farsça)
Sevgilinin evinin bulunduğu yer.
(Farsça)
leşker-i dua / leşker-i duâ
Duâ ordusu. Sıkıntı ve darda kalan müslümanlara duâları ile yardımda bulunan Allahü teâlânın sevgili kulları, sâlih müslümanlar, velîler topluluğu.
ma'şuk
Aşk ile sevilen, sevgili.
ma'şuk-u mecazi / ma'şûk-u mecâzî / مَعْشُوقُ مَجَاز۪ي
Hakîkî olmayan fânî sevgili.
mahbub / mahbûb / محبوب / مَحْبُوبْ
Sevgili.
Sevilmiş, sevilen, sevgili.
Sevgili.
Sevgili.
Muhabbet edilen. Sevilen, sevgili.
Sevilen.
(Arapça)
Sevgili.
(Arapça)
Sevgili.
mahbub-i huda / mahbûb-i hudâ
Allahü teâlânın habîbi, sevgilisi Muhammed aleyhisselâm.
mahbub-u alem / mahbub-u âlem
Âlemin sevgilisi.
mahbub-u baki / mahbub-u bâkî / mahbûb-u bâkî
Varlığı hiçbir zaman son bulmayan ve herşeyden daha sevgili olan Allah.
Varlığı hiçbir zaman son bulmayan ve herşeyden daha sevgili olan Allah.
mahbub-u can
Bütün insanların ve derece olarak yüksek makamlarda olan zâtların sevgilisi.
mahbub-u ezeli / mahbub-u ezelî / mahbûb-u ezelî / مَحْبُوبُ اَزَلِي
Ezelî Sevgili; bütün yaratılmışlar tarafından çok sevilen ve varlığı ezelî olan Allah.
Başlangıcı olmayan sevgili (Allah).
mahbub-u hakiki / mahbub-u hakikî
Gerçek sevgili, Allah.
mahbub-u hüda / mahbub-u hüdâ
Allah'ın sevgilisi.
Allah'ın sevgilisi. Hz. Muhammed Mustafa (A.S.M.)
mahbub-u ins ü can / mahbub-u ins ü cân
Cinlerin ve insanların sevgilisi.
mahbub-u kulub / mahbub-u kulûb
Kalplerin sevgilisi.
mahbub-u layezal / mahbub-u lâyezâl / mahbûb-u lâyezâl / مَحْبُوبِ لَا يَزَالْ
Yok olmayan, sonsuz sevgili, Allah.
Hiçbir zaman kaybolup gitmeyecek yegane sevgili olan Allah.
Sonu olmayan sevgili (Allah).
mahbub-u layezali / mahbub-u lâyezâlî
Sürekli var olan, asla yok olmayan, sonsuz sevgili, Allah.
mahbub-u müstean / mahbûb-u müsteân
Kendisinden yardım istenen sevgili.
mahbub-u mutlak / مَحْبُوبُ مُطْلَقْ
Sonsuz sevgili.
Her cihetle sevilmeye layık olan sevgili (Allah).
mahbub-u sermedi / mahbub-u sermedî / mahbûb-u sermedî / مَحْبُوبُ سَرْمَد۪ي
Varlığı sürekli olan sevgili, Allah.
Varlığı sonsuz sevgili Allah.
Dâimî olan sevgili (Allah).
mahbubat / mahbubât
Sevilenler. Sevgililer.
Sevgililer.
mahbubetün li-zatiha / mahbubetün li-zâtihâ
Zâtı için sevilen. Kendi zâtında sevgili olan.
mahbubiyet
Sevgili olma; Allah'ın muhabbetine erişme.
mahbubiyyet / mahbûbiyyet
Sevgili olmak.
mahbup
Sevgili.
maşuk / maşûk / معشوق
(erkek) sevgili.
(Arapça)
maşuka / mâşuka / معشوقه
Aşık olunan, sevgili.
(bayan) sevgili.
(Arapça)
mecazi aşık / mecazî âşık
Fânî dünyanın sevgililerine âşık olan.
menakıb / menâkıb
Menkıbeler. Velîlerin, Allahü teâlânın sevgili kullarının güzel iş, hareket, söz ve kerâmetlerini konu edinen hikâye ve hâtıralar, bu hususta yazılmış kitapları. Menkabenin çokluk şeklidir.
mevla / mevlâ
Yardımcı ve koruyucu olan Allahü teâlâ.
Sevgili, sevilen.
Âzâd edilmemiş, serbest bırakılmamış köle ve câriyenin sâhibi, efendisi.
Âzâd edilmiş köle.
Kölesini âzâd etmiş olan kimse.
muazzez
Çok aziz. Muhterem. Çok sevgili, kıymettâr, izzetlendirilmiş.
muhabbetdar / muhabbetdâr
Seven, sevgili.
muhibbe
Kadın sevgili. Kadın dost.
nafe / nâfe / نافه
Ceylanın göbeğinden çıkan misk.
(Farsça)
Sevgilinin saçı.
(Farsça)
nigar / nigâr / نگار
Güzel yüzlü sevgili.
(Farsça)
Nakış. Resim.
(Farsça)
Nakşeden.
(Farsça)
Put, sânem.
(Farsça)
Resmi yapılmış, resmedilmiş.
(Farsça)
Resim, sevgili.
Sevgili.
(Farsça)
Resim.
(Farsça)
nigarin / nigârin
Resim gibi güzel sevgili.
(Farsça)
Resimlerle ve nakışlarla süslü.
(Farsça)
nur-i ayn
Göz nuru.
(Farsça)
Pek sevgili olan.
(Farsça)
perestide / perestîde / پرستيده
Sevgili, mahbub, sevilen.
(Farsça)
Tapınılan.
(Farsça)
Taparcasına sevilen, sevgili.
(Farsça)
rahmet
Acıma, merhamet.
Sevgili Peygamberimiz hazret-i Muhammed'in isimlerinden.
Kur'ân-ı kerîm.
Yağmur.
ratbe
(Çoğulu: Ritâb) Genç ve güzel sevgili.
Yonca otu.
sadık / sâdık
Velî, Allahü teâlânın sevgili kulları.
Doğru, yalan ve uydurma olmayan. Doğru sözlü, sözünde duran.
şah-ı evliya / şâh-ı evliya
Allah'ın sevgili kulu olan velîlerin reisi, lideri.
şahid / şâhid / شاهد
Sevgili, mahbube.
(Farsça)
Güzel, dilber.
(Farsça)
Tanık.
(Arapça)
Güzel.
(Arapça)
Sevgili.
(Arapça)
saliha
Dinin emir ve yasaklarına uygun hareket eden, Allah'ın sevgili kulu mü'mine kadın.
salihin / salihîn
Dinin emir ve yasaklarına uygun hareket edenler, Allah'ın sevgili kulları.
şefik-i habib
Sevgili Şefik.
şekerhand / شكرخند
Tatlı gülüş, sevgilinin tatlı gülüşü.
(Farsça)
serv-i bülend / سرو بلند
Boyu servi gibi düzgün ve uzun olan sevgili.
serv-i hıraman / serv-i hırâmân / سرو خرامان
Salınarak yürüyen sevgili.
seyr-i fillah
Allahü teâlânın isimlerinde ve sıfatlarında ilerleme. Allahü teâlânın beğendiği ve râzı olduğu şeylerde fânî olma (yâni O'nun sevdiklerini sevmek ve O'nun sevdikleri kendine sevgili olmak).
seyyid-ül-enam / seyyid-ül-enâm
Sevgili Peygamberimiz Muhammed aleyhisselâmın lakablarından biri. Beşerin yâni insanların efendisi, en yükseği.
seyyid-üs-sakaleyn
Sevgili Peygamberimiz Muhammed aleyhisselâmın lakablarından. İnsanların ve cinlerin efendisi, iki cihânın seyyidi Muhammed aleyhisselâm.
sıbteyn-i mükerremeyn
Sevgili Peygamberimiz Muhammed aleyhisselâmın iki mübârek torunu; hazret-i Hasan ve hazret-i Hüseyn (radıyallahü teâlâ anhümâ).
siret-i nebevi / sîret-i nebevî
Sevgili Peygamberimizin örnek hayâtı, güzel ahlâkı.
sultan / sultân / سلطان
Hükümdar.
(Arapça)
Hükümdar eşi ve kız çocuğu.
(Arapça)
Sevgili.
(Arapça)
tir / tîr / تير
Ok.
(Farsça)
Sevgilinin kirpiği.
(Farsça)
velehzede
Sevgilinin hışmına uğrayıp kahır çeken âşık.
(Farsça)
vuslat-ı leyla / vuslat-ı leylâ
Leyla'ya (sevgiliye) kavuşma.
yar / yâr / يَارْ / یار
Dost, ahbab, tanıdık.
(Farsça)
Yardımcı.
(Farsça)
Âşık. Mâşuk, sevgili.
(Farsça)
Dost, sevgili.
Dost, sevgili.
Dost.
(Farsça)
Sevgili.
(Farsça)
Arkadaş.
(Farsça)
yaran / yârân
Dostlar, sadık arkadaşlar, sevgililer.
Dostlar. Sâdık arkadaşlar. Sevgililer.
(Farsça)
yarı ağyar eylemek / yârı ağyar eylemek
Dost ve sevgiliyi aldatarak, araya fitne sokarak yabancılaştırmak.
yeftenc
Sevgililerin zülüfü kendisine benzetilen siyah renkli büyük bir yılan.
En Çok Aranan Osmanlıca Kelimeler
kut'ül amare
ruhban
münib
lev
şegaf
tercüman-ı beliğ
inantab
terceme
tercüme
Emzik
En Son Aranan Osmanlıca Kelimeler
cedide
Girdbad
MeNaif
Mezak
naim
Seg
müstemlekat nazırı
tasavir
tayyibat
Farz
En Son Aranan Türkçe Kelimeler
Sevgili
Kova burcu
Esret
vürÛd
Masura
mezarcı
Çevre
itira
tök
mahluk