Menu
İletişim
LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK
{ lügât . lügat . لغت }
Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.
Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "
OSMANLICA ARA
" ya da "
TÜRKÇE ARA
" butonlarına tıklayın.
İfadenin içinde geçtiği kelimeleri de göster.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük
'te
Sened
ifadesini içeren
47
kelime bulundu...
an'aneli sened
Hadis nakledenlerin veya bir haberi söyleyenlerin bu haberi kimden kime söylendiğini belli eden "An filan, an filan" diyerek şahısların isimleriyle beraber rivâyet ve nakledilen kuvvetli ve şüphe götürmeyen sened.
aval
Bir ticaret senedine yazılan kefillik. Böyle bir kefalete girişen kimse.
(Fransızca)
ba'del milad
(Ba'de-l milâd) Milâddan sonra. Tarih başlangıcı kabul ettikleri seneden sonra.
beraat satışı / berâât satışı
Zekât toplayan âmillerin (memurların), köylüden alacakları zekât ve uşrun cins ve miktârını gösteren ve berâât adı verilen senedlerin satışı.
beyhaki / beyhakî
(Hi: 384-458) Büyük hadis ve fıkıh âlimlerinden olup asıl adı Ebubekir Ahmed bin Hüseyn'dir. İmam-ı Şâfii mezhebinde sözü sened yerine geçen büyük bir hadis âlimidir. Kendisi gibi daha birçok faziletli âlimler yetiştiren Beyhak bölgesinin Hüsrevcurd köyündendir. "Kitab-ün Nusus-uş-Şafiî" ile "Kitab-
bihterek
Farslılarca, 120 senede bir def'a 13 ay kabul edilen yılın ismi.
(Farsça)
bono
İtl. Ticaret senedi. Muayyen bir va'denin sonunda belirli bir paranın belli bir kimseye ödeneceğini bildiren senet.
cıranta
yun. Poliçeyi, senedi devir ve havale eden şahıs.
ciranta
yun. Bir senedi ciro eden kimse.
cizye
İslâm devletinde zımmî denilen gayr-i müslim vatandaştan, can ve mal güvenliklerinin korunmasına karşılık seneden seneye alınan vergi. Buna harâc-ur-ruûs (baş vergisi) de denir.
esanid
İsnadlar. Senedler.
esanid-i sahiha / esânîd-i sahiha
Sahih ve güvenilir senedler; raviler, hadisleri aktaranlar.
eyyam-ı şer'iye / eyyâm-ı şer'iye
Kur'ân'daki ölçülere uyan günler; gökyüzünde her cismin kendi etrafında dönmesiyle gün, bağlı olduğu sistem etrafında dönmesiyle de yine ona ait sene oluşur. Meselâ Sirius yıldızının bir günü ise bin senedir.
hadis-i mevzu' / hadîs-i mevzu'
Başkası tarafından söylendiği hâlde Peygamberimize (A.S.M.) isnad edilen hadis. Muan'an veya senedlerle tesbit edilmemiş hadistir. Manası yanlış demek değildir.
hadis-i muallak / hadîs-i muallak
Senedinin yalnız ibtidasından bir veya birkaç ravisi hazf edilmiş olan hadistir. Meselâ: Bir zat kendi şeyhini ve şeyhinin şeyhini zikr etmeksizin onların fevkindeki râvilerden itibaren senedi zikr etse ta'likte bulunmuş olur. (Ist. Fık.K.)
harac
Güçlük, sıkıntı, eziyet.
Bir farzı yapma veya haramdan sakınma esnâsında karşılaşılan güçlük.
Müslüman olmayan vatandaşlardan seneden seneye alınan toprak vergisi.
hıdırellez
Yazın başlangıcı sayılan altı Mayıs günü. (Rûmî senede Nisan ayının yirmi üçüncü günü.)
hücec
(Tekili: Hüccet) Deliller, senedler, vesikalar.
hudeybiye
Mekke-i Mükerreme'den Medine-i Münevvere'ye giden yolun üzerinde ve Mekke'den bir merhale uzaklıkta küçük bir köy olup, yakınında bir kuyu ve bir ağaç vardır ki, bu ağacın altında Hz. Fahr-i Kâinat Efendimize (A.S.M.) beşinci hicri senede eshabı tarafından biat olunmuştur. Hicretten beş sene on ay g
ibraname
Alacaklı kimse tarafından alacak ve verecek kalmadığına dair verilen kâğıt. İbrâ senedi.
isnad / isnâd
Dayandırma, sened gösterme.
Söylediği sözü bir başkasına dayandırmak, bir şeyi, birisi için yaptı demek.
Hadîs ilminde hadîs-i şerîf metninin sırasıyla kimler tarafından nakledile geldiğini bildirme.
istinad
Dayanma. Güvenme.
Sened veya delil söylemek, göstermek.
kebise
Dört senede bir takarrur eden ve bir gün fazlası olan sene. Şubatın 29 gün olduğu sene.
kefaletname
Kefillik kâğıdı, kefalet senedi.
(Farsça)
kur'an-ı kerim / kur'ân-ı kerîm
Allahü teâlânın Cebrâil aleyhisselâm vâsıtasıyla Muhammed aleyhisselâma yirmi üç senede Arabça olarak indirdiği, bize kadar ilk nâzil olduğu şekilde tevâtürle, yalan söylemeleri mümkün olmayan üstün vasıflı insanların bildirmeleri ile gelen ve mushaf larda yazılı olup, okunması ile ibâdet edilen, hi
merfu'
Kaldırılmış, yükseltilmiş.
Sonu ötre ile okunan kelime.
Merfû Hadis; senedi kuvvetli olsun veya olmasın Hz. Peygamber'e isnad olunan hadistir.
metin / metîn
Allahü teâlânın Esmâ-i hüsnâsından (güzel isimlerinden). Kudretli, kâmil (kusursuz, noksansız) olan, hiçbir sûrette za'fiyet, âcizlik, güçsüzlük meydana gelmeyen.
Hadîs-i şerîfi rivâyet eden (nakleden) râvîlerin (zâtların) sıra ile isimleri demek olan sened kısmından sonra gelen hadî
mevdu hadis / mevdû hadîs
Bir hadîs imâmının (üç yüz binden daha çok hadîs-i şerîfi, râvîleri ve senedleri ile birlikte ezbere bilen âlimin) şartlarına uymayan hadîs-i şerîfler.
muan'an
An'aneli. Senedli. Kimden kime haber verildiği şâhid ve râvilerin isimleri ile bildirilmiş olarak.
muaviye
(Mi: 603 - 682) Sahabe-i Kiramdan olup Şam'da yirmi seneden ziyade valilik yaptı, sonra hilâfetini ilân etti. Yirmi sene de halifelik yaptı. Resul-i Ekrem Aleyhissalâtu Vesselâmın kayın biraderi ve vahiy kâtibi idi. Beni Ümeyye sülalesinden olan bu zattan itibaren İslâm Devletine, Emevi Devleti denm
müceddid-i din
Yenileyici; sahih hadisle her yüz senede bir geleceği bildirilen, dinin hakikatlerini, asrın ihtiyacına göre ders veren peygamber vârisi olan âlim zât.
müceddit
Yenileyen, yenileyici; sahih hadisle her yüz senede bir geleceği bildirilen, dinî hakikatleri devrin ihtiyacına göre ders veren büyük âlim.
müsned
İsnad edilmiş, senede bağlanmış. "Müsned Hadis" senedi kesintisiz olarak Hz. Peygamber'e ulaşan hadistir.
müstened
Bir şeye istinad etmiş veya o şey sened kabul edilmiş.
müstevsik
Bir kimseden sened veya vesika alan.
ravi / râvî
Rivâyet eden, nakleden; duyduğu veya gördüğü bir sözü, bir işi, bir olayı başkasına haber veren; Resûlullah efendimizin hadîs-i şerîflerini, metin (hadîs-i şerîfin kendisini) ve senedi (nakledenleri) ile birlikte nakleden hadîs âlimi.
sahih ehadis / sahih ehâdîs
Sahih hadisler; Peygamber Efendimize (a.s.m.) ait olduğu kesin olarak bilinen ve doğru sened ve güçlü râvîlerle aktarılan hadisler.
sasaniler
İran'da ikibin yıl önce devlet kuran bir sülâledirler. İlk meşhur hükümdarları Erdeşir'dir. Devleti kuvvetlendirdi ve Doğu Anadolu'yu Romalılardan aldı. Ünlü pâdişahlarından ve âdil ismi ile tanınan Nuşirevan İslâmiyetten önce yaşamıştır. Altıyüz seneden ziyade devletleri devam eden Sâsâniler, İslâm
sene-be-sene
Yıldan yıla, seneden seneye seneler geçtikçe.
sened-i hakani / sened-i hâkanî
Tapu senedi.
süleyman
Beni İsrail Peygamberlerindendir. Davud (A.S.) ın oğludur. Babasının vasiyyeti üzerine Beyt-ül Makdisi yedi senede inşa ettirdi. Kudüste büyük bir hükümet sarayı yaptırdı. Şark ve garb melikleri kendisine itaate geldiler. Kırk sene hem peygamberlik, hem padişahlık yaptı. Beni İsrailden Yahuda ve Bün
ta'kib
Gözlemek.
Yolunda gitmek.
Peşinden yürümek.
Suçlunun suçunu araştırmak.
Bir kimsenin aynı senede yine gazaya gitmesi.
Bir şeyi ciddiyetle istemek.
tahvil / تحویل
Bir halden başka bir hale getirmek. Değiştirmek.
Döndürmek.
Faizli borç senedi.
Bir halden başka bir hale getirmek. Değiştirmek.
Borç senedi.
Değiştirme.
(Arapça)
Borç senedi.
(Arapça)
Tahvil edilmek:
(Arapça)
Değiştirilmek, dönüştürülmek.
(Arapça)
Teslim edilmek.
(Arapça)
Tahvil etmek:
(Arapça)
Değiştirmek.
(Arapça)
Teslim etmek.
(Arapça)
taklidi / taklidî
Taklide ait. Sathî.
Delil ve sened istemeden kabul edilen.
temessük
Tutunma, sarılma.
Borç senedi.
Tutunma. Sarılma. Sıkıca tutma.
Hüccet ve delil izhar etme.
Borç senedi.
vesika
Bir hâlin, bir hadisenin veya bir sözün doğruluğunu gösteren, inandırıcı şey. Belge, sened.
zaaf-ı ittisal
Bir hadis veya haberi Peygamber Efendimizden (a.s.m.) aktaranların isim listesi demek olan seneddeki bağlantı zayıflığı.
En Çok Aranan Osmanlıca Kelimeler
kut'ül amare
ruhban
münib
lev
şegaf
tercüman-ı beliğ
inantab
terceme
tercüme
Emzik
En Son Aranan Osmanlıca Kelimeler
kahz
bittamam
a'rab
darice
artel
rayiha
nur-u ayn
teva
iade-i ziyaret
انقلا
En Son Aranan Türkçe Kelimeler
Sened
ihkan
irayet
Deli olan
girv
izledi
Celb-i muhabbet
muhal
KASUL
karşılaşmak