REKLAM ENGELLEMEYİ GERİ ALMA KODU BURADA BAŞLAR --> REKLAM ENGELLEMEYİ GERİ ALMA KODU BURADA BİTER -->

LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK

{ lügât . lügat . لغت }

Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları 
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.

Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "OSMANLICA ARA" ya da "TÜRKÇE ARA" butonlarına tıklayın.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük'te Sarhoşluk ifadesini içeren 32 kelime bulundu...

alem-i istiğrak ve sekir / âlem-i istiğrak ve sekir

  • Kendinden geçme ve mânâ alemindeki sarhoşluk âlemi.

avarız-ı müktesebe

  • Cehil, sarhoşluk, hezel, sefeh, hata, ikrah gibi insanın ibtidâen dahli bulunan şeyler.

cem'

  • Birleştirme, bir araya getirme.
  • İkindi namazını öğle namazıyla, yatsı namazını akşam namazıyla birlikte kılma.
  • Tasavvufta bir makam. Fenâ ve sekr (mânevî sarhoşluk) makâmı da denir.

hal-i sekir

  • Sarhoşluk hâli, durumu.

hamr

  • Ekşi. Şarap. İçki olup sarhoşluk veren şey.
  • Birine bâde içirmek.
  • Bir hususu söylemeyip setreylemek. Ketmeylemek.
  • Şarab, sarhoşluk veren içki.

humar

  • Sarhoşluk veren ve haram olan içkiden sonra gelen baş ağrısı.
  • Sersemlik.
  • Bir şeyin acısı burnundan gelmesi.

humari / humarî

  • Sarhoşluktan gelen sersemlik hâli.

ifakat

  • (Fevk. den) İyileşme, hastalıktan kalkma. Hastalıktan kurtulup tamamen iyileşinceye kadar aradan geçen zaman.
  • Ayılma. Sarhoşluk veya baygınlıktan kurtulma.

istifaka

  • Hastalıktan kurtulup iyileşme.
  • Sarhoşluktan ayılma.

istiğrak / istiğrâk / اِسْتِغْرَاقْ

  • Ma'nevî sarhoşluk.

mahv ve sekir

  • Allah'ın varlığı karşısında kendini ve herşeyi yok sayma ve Onun karşısında mânevî sarhoşluk hâlinde olma.

mesti / mestî / مستى

  • Sarhoşluk. (Farsça)
  • Sarhoşluk. (Farsça)

mesti-bahş / mestî-bahş

  • Sarhoşluk veren, sarhoş edici. Bayıltıcı. (Farsça)

mükeyyif

  • Keyif verici, neşelendirici şey. Sarhoşluk veren.
  • Klima cihazı.

mükeyyifat / mükeyyifât

  • Keyif verici, sarhoşluk verici şeyler.

müskir

  • (Sekr. den) Sarhoşluk veren, şuuru kaybettiren, kullanılması ve içilmesi haram olan zararlı madde.
  • Sarhoşluk veren, şuuru kaybettiren, aklı gideren ve keyf veren madde.
  • Sarhoş eden, sarhoşluk veren.

müskirat / müskirât

  • (Tekili: Müskir) İçilmesi ve kullanılması Allah (C.C.) tarafından men'edilmiş sarhoşluk veren şeyler.
  • Sarhoşluk veren şeyler.

müterennih

  • Sarhoşluktan veya başka bir sebepten dolayı sallana sallana yürüyen.

revban

  • (Çoğulu: Rübâ) Sütün yoğurt olması.
  • Sarhoşluk şiddetinden birbirine karışmış olan insanlar.

şatahat / şatâhat

  • Mânevi sarhoşluk.
  • Kendinden geçer bir hâle gelmek ve böyle istiğrak hâlinde iken söylenen müvazenesiz sözler.
  • Mânevî sarhoşluk ve cezbe halindeyken şeriata aykırı söz söyleme.
  • Mânevî sarhoşluk hâlindeyken söylenen dengesiz sözler.

sekerat

  • Sarhoşluk.
  • Hayretler. şiddetler.
  • Mestlikler.

sekir / سَكِرْ

  • Sekr, kendinden geçme hâli, sarhoşluk, esrime.
  • Sarhoşluk.
  • Mânâ alemindeki sarhoşluk.
  • Sarhoşluk.

sekr / سكر

  • (Sekir) Sarhoşluk.
  • Sarhoşluk.
  • Şuursuzluk, kendinde olmama hâli. Tasavvufta mânevî sarhoşluk.
  • Kendinden geçme hâli, sarhoşluk, esrime.
  • Sarhoşluk.
  • Sarhoşluk. (Arapça)

sekr-aver / sekr-âver

  • Sarhoş eden, sarhoşluk veren, baş döndüren. (Farsça)

sekraver / sekrâver / سكر آور

  • Sarhoşluk veren. (Arapça - Farsça)

sekre

  • Sarhoşluk.
  • Şaşkınlık.
  • Şiddet.

semadir

  • Sarhoşluk vaktinde veya uyku geldiğinde göze ârız olan zayıflık.

semel

  • Sarhoşluk.

sermesti / sermestî / سرمستى

  • Sarhoşluk, kendinden geçiş.
  • Sarhoşluk. (Farsça)
  • Sarhoşluk. (Farsça)

şeylem

  • Sarhoşluk veren ve bazan buğdayların arasında çıkan siyah bir tohum.

tahammür

  • Mayalanmak. Ekşimek.
  • Sarhoşluk verecek hâle gelmek.

terennüh

  • (Çoğulu: Terennühât) Sarhoşluktan veya başka bir sebepten dolayı sendeliyerek yürüme.

 

Bağış Yapmak İçin Tıklayın