Menu
İletişim
LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK
{ lügât . lügat . لغت }
Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.
Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "
OSMANLICA ARA
" ya da "
TÜRKÇE ARA
" butonlarına tıklayın.
İfadenin içinde geçtiği kelimeleri de göster.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük
'te
Salm
ifadesini içeren
30
kelime bulundu...
ade / âde
Âdet kelimesinin arabca terkiblerdeki kısalmış şekli. Meselâ: Harikulâde, alelâde, fevkalâde.
feragat
Tok gözlülük. Hakkından vaz geçmek, bir şey istememek. Şahsî dâvasından vaz geçmek.
Boşalmak, hâlî olmak.
fey-i zeval
Güneşin garba doğru dönmesinin başlaması, Güneş tam ortada gibiyken yerde dikili olan şeylerin gölgeleri batıdan doğuya dönüp kısalmakta son bulduğu zamandır. Bundan sonra öğle namazı vakti başlar.
havan
İçinde çeşitli şeylerin dövülüp ufalandığı ağaç, mâden veya taştan yapılmış çukurca kap.
Tütün kesmekte kullanılan makine.
Başkalarına destek olacak gücü bulunmadığı halde, yardakçılık eden kimse.
Elektrikî bir boşalmanın ısı değerini gösteren âlet.
İçine çuku
ifsad
Bozmak. Azdırmak. Fesada uğratmak. Fitne salmak. Karıştırmak.
ihsar
(Hasr. dan) Birisini işinden alıkoymak.
Fık: Hac için ihrama girmiş bir zâtın, Arafat'ta durmakla ziyaret tavafından; ve umre için ihrama girmiş bir kimsenin de tavaftan men edilmesi. Böyle men edilen zâta "muhsar" denir.
Kısaltma, kısalma.
Sıkıştırma.
ika / îkâ
Salma, meydana getirme.
ıkva'
Ev boşalmak.
Azık tamam olmak. Şâirin şiirin kafiyesini çeşitli yapması.
incal
Davarı çimene salma, yeşilliğe bırakma.
infirag
Boşalma.
infitah
Açılma. Boşalma. Tıkanan bir şeyin açılışı.
Tecvidde: Harf okunduğu zaman dil ile üst çene birbirinden ayrılıp, aralarından nefes çıkması. İnfitah harfleri ise şunlardır: (Min, Nun, Elif, Hı, Zel, Vav, Cim, Dal, Sin, Ayın, Te, Fe, Ze, Kef, Lem, Ha, Se, Kaf, He, Şın, Ra, Be, Gayın, Ya
inkısar
Kısalma, kısa olma.
Kısalma.
ıtlak / اطلاق
Bırakma, salma.
(Arapça)
mas'
Davarın kuyruğunu salması.
Vurmak.
Parlamak.
musaffer
Boşalmış, hâli.
Sararmış.
nam-aver
(Çoğulu: Nam-âverân) Ünlü, meşhur, ad salmış.
(Farsça)
nam-averan / nam-âverân
(Tekili: Nam-âver) Namlı kişiler, ad salmış kimseler, ünlüler, meşhurlar.
namberdar
Şanlı, ünlü, ad salmış, meşhur.
(Farsça)
nebh
Bir şeyi tenbih etmek, unuttuğunu hatırlatmak.
Ansızın bulunan. Yitik.
Ansızın yitirmek.
Uykudan uyanmak.
Şerefli olmak.
Meşhur olmak, ün salmak.
nuşirevan-ı adil / nuşirevân-ı âdil
Adaletiyle ün salmış meşhur, eski bir İran Sâsânî Hükümdarı.
recel
Saçın ne sarkık ve ne de çok kıvırcık olması.
İstedikçe emsin diye davarı yavrusuyla beraber otlağa salmak.
şecere-i tuba-i ubudiyet / şecere-i tûbâ-i ubudiyet
Kulluğun nurlu tûbâ ağacı; tûbâ ağacı gibi şekillenmiş ve dal budak salmış kulluk.
şöhretgir / şöhretgîr
Ün salma.
şöhretgir-i alem / şöhretgir-i âlem
Dünyaya nâm ve şöhret salmış.
şöhretşiar-ı alem / şöhretşiâr-ı âlem
Âleme şöhret salmış.
tahalli
(Halâ. dan) Boşalmak. Boş kalmak. Tenhaya çekilmek. Yalnız kalmak.
takallus
Kısa olmak, kısalmak.
Toplanmak, cem'olmak.
tedhiş / tedhîş / تدهيش
Dehşet salma, dehşete düşürme.
(Arapça)
tegayyüz
Meşeliğe otlaması için davar salmak.
Meşelik içinde yerleşmek.
tesvim
Davarı otlamaya salmak.
İşaretlemek, nişan etmek.
Dağlamak.
En Çok Aranan Osmanlıca Kelimeler
kut'ül amare
ruhban
münib
lev
ram olmak
şegaf
tercüman-ı beliğ
inantab
terceme
tercüme
En Son Aranan Osmanlıca Kelimeler
emar
deniz
tereşşuh
mesil-i garaz
tezbi
halidat
nebik
idare-i mahsus
Mütema
ma'mûriyet
En Son Aranan Türkçe Kelimeler
Salm
PAYİDAR
deniz
Erkek cocuk
Çeviri
payim
hengam
örneğin
tehas
iki anlamlı