cıhre

• (Çoğulu: Cihar-Echâr) Bir kimseye sığınmak.

dehalet

• Sığınmak, aman dilemek, medet, yardım isteyiş.

hırz-ı can

• Bağrına basıp canı gibi korumak. Canı koruyan. Canını teslim ederek sığınmak.

iltica

• Sığınmak. Melce' ve penaha varmak. Birinden himâye istemek.

iltica etmek

• Sığınmak.

istiaze

• "Euzü besmele" okuyarak Allah'a sığınmak.

istirca' / istircâ'

• Belâ ve musîbet zamânında veya kötü bir haber duyunca "İnnâ lillahi ve innâ ileyhi râci'ûn (Muhakkak ki Allahü teâlânın kullarıyız, vefât ettikten sonra diriltilme ve neşr ile yine O'na döneceğiz) (Bekara sûresi: 156) meâlindeki âyet-i kerîmeyi okuya rak Allahü teâlâya sığınmak.

küruz

• Dühul etmek, girmek, dâhil olmak.
• Bir kimseye ilticâ etmek, sığınmak.

leca'

• Sığınmak.
• Saklanmak, gizlenmek.
• Zaruret.

mülaveze

• Birbiri ardınca gizlenmek.
• Birbirine sığınmak.

tahassun

• Bir kaleye kapanmak. Korunmak. İstihkâma çekilmek. Tahkim edilmiş bir yere sığınmak.

uvz

• Bir kimseye sığınmak.