Menu
İletişim
LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK
{ lügât . lügat . لغت }
Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.
Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "
OSMANLICA ARA
" ya da "
TÜRKÇE ARA
" butonlarına tıklayın.
İfadenin içinde geçtiği kelimeleri de göster.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük
'te
SANDIK
ifadesini içeren
22
kelime bulundu...
a'ba
Ağırlıklar, yükler, mes'uliyetler.
Sandık.
aglef
Sünnetsiz.
Sandıkta kapalı.
Mc: Katılaşmış, duygusuz kalb.
alamescid köyü
Afyon'un Sandıklı ilçesine bağlı bir köy.
cinaze
Tabut. İçine cenaze konulan sandık.
hırka-i saadet
Cenab-ı Peygamber'in (A.S.M.) İstanbul'da Topkapı Sarayı'nda gümüş sandık içinde muhafaza edilen hırkasıdır. Mısır'ın fethi üzerine Mekke Şerifi tarafından diğer emanat-ı mübareke ile beraber Yavuz Sultan Selim Han'a hediye edilmiştir. Hırka-i Şerif de denir.
hırz-ı binefsihi / hırz-ı binefsihî
İçerisinde mal ve eşya saklamak için yapılmış, hazırlanmış ve içine izinsiz girilemiyen ev, dükkân, çadır, depo vs. gibi mahaller. (Kasa, sandık, dolap, çuval da bu hükümdedir.)
hurc
Meşinden veya çadır bezi gibi şeylerden yapılmış büyük heybe ve sandık. Meşinden yapılan bu heybe ve sandıklar arka taraflarındaki meşin kollarla hayvanların semerine bağlanır ve iki hurc bir hayvana yüklenirdi. Eski zamanın uzun yolculuklarında kullanılırdı. Eskiden İstanbulun meşhur yangınlarında
piştahta
Çekmece. Küçük sandık.
(Farsça)
Mal serilen yer, vitrin.
(Farsça)
sanadik
(Tekili: Sunduk) Sandıklar.
sandıkça
Küçük sandık.
sanduk / sandûk / صندوق
(Çoğulu: Sanadik) Sandık.
Sandık.
(Arapça)
sanduka
Türbelerde mezarların üzerine tahtadan sandık şeklinde yapılan ve üstüne yeşil çuha örtülen yerin adıdır. Kadın sandukaları düz olduğu halde, erkek sandukalarının baş tarafına bir ağaç konarak üzerine kavuk, taç, sikke gibi sağlığında giydikleri başlık konurdu. Açık mezarlıklarda sandukalar taştan y
Sandık.
sandukça
Küçük sandık; sandıkçık.
Küçük sandık, kutu.
sandukça-i uhreviye / صَنْدُوقْجَۀِ اُخْرَوِيَه
Ahiret kumbarası, küçük sandık.
sandukçe
Küçük sandık.
(Farsça)
sanvan
(Sunvân) (Çoğulu: Esvane) Kaftan.
Giyecek eşyaların muhafaza edildiği dolap veya sandık.
sıyan
Elbise saklama yeri, sandık.
tabut / tâbut
(Çoğulu: Tevâbit) Sandık.
Ölü nakline mahsus sandık.
Dönüp dolaşıp gelinecek merci-i küll.
Hz. Musa Aleyhisselâm'a inen evâmir-i aşerenin konulduğu sandık.
Su kovası.
Ölü konan sandık.
Sandık. Ölü taşımaya mahsus sandık. Hz. Musa'ya inen on emrin konduğu sandık.
tabut-i sekine / tâbût-i sekîne
İsrâiloğullarının, içinde mukaddes emânetleri sakladıkları ve Mûsâ aleyhisselâmdan beri nakledilerek gelen altın kaplamalı sandık.
tevabit
(Tekili: Tâbut) Tabutlar, sandıklar.
ulbe
(Çoğulu: Uleb-İlâb) Fıçı.
Büyük kutu.
Sandık.
uleb
(Tekili: Ulbe) Fıçılar.
Büyük kutular.
Sandıklar.
En Çok Aranan Osmanlıca Kelimeler
kut'ül amare
ruhban
münib
lev
şegaf
tercüman-ı beliğ
inantab
terceme
tercüme
Emzik
En Son Aranan Osmanlıca Kelimeler
müteşeyyid
rüesâ
halel
Alamet-i farika
tabaka-i semavat
mesavi
Mâr
dü-dili
ari
ilca
En Son Aranan Türkçe Kelimeler
SANDIK
hü
alışık
inatçı
hanım
kucumsemek
Hakî
Rahma
Acı çeken
değin