Menu
İletişim
LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK
{ lügât . lügat . لغت }
Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.
Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "
OSMANLICA ARA
" ya da "
TÜRKÇE ARA
" butonlarına tıklayın.
İfadenin içinde geçtiği kelimeleri de göster.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük
'te
Sükûn
ifadesini içeren
50
kelime bulundu...
aramide / ârâmide
Rahat olan, dinlenen, sükûn halinde ve rahatta bulunan.
(Farsça)
asayiş-perver / asâyiş-perver
Asâyiş taraftarı. Sükûnet, rahat ve huzur isteyen.
(Farsça)
ataraksiya
yun. Tesirlere (etkilere) karşılık göstermeme, durgunluk hâli.
(Fels.) Ruhun sükunete ulaşması, arzu ve ihtiraslardan uzak kalma. Eski çağ felsefesi, hayatın gayesi, saadet olarak duygusuzluk halini gösteriyordu. İnsan arzuları sonsuz, düşmanları sonsuzdur, (mikroptan kuyruklu yıldız
bast
Genişlemek, açmak, yaymak.
Bir şeye el uzatmak.
Sevindirmek.
Bir mecliste haya sebebiyle olan sıkılmanın gitmesiyle açılmak.
Özür kabul etmek.
Kaplamak.
Tas: Allahın cemâl tecellisiyle kalbin sükûn ve huzur içinde ferahlaması. (Mukabili: "Kabz"
bi-sükun / bî-sükûn
Sükûn bulmaz, durmaz, hareketli.
(Farsça)
fersah
Uzunluk ölçüsü birimidir, iki çeşittir: Deniz fersahı: 5555 m. Kara fersahı: 4444 m.
İki şey arasındaki açıklık.
Sükun ve hareket arasındaki vakit.
Zaman. Saat.
Dâimî ve çok olup aslâ kesilmeyen şey.
fetret
Uyuşukluk, zayıflık.
Vahy ve semavî hükümlerin sükûn zamanı olduğu için, iki peygamber-i zişan devirleri arasındaki zaman.
Vukuu âdet halinde olan şeyin kesilme zamanı veya kesilmesi.
İki vakıa arasındaki geçen zaman. Terakki ve teâli devirleri arasındaki hareketsiz,
habir / habîr
Allahü teâlânın Esmâ-i hüsnâsından (güzel isimlerinden). Her şeyin hakîkatini, kâinâtın, varlıkların, görünen ve görünmeyen her şeyi hakkıyla bilen, hiçbir zerrenin hareketi ve hareketsizliği ilminden hâriç olmayan, nefslerin ne ile mutmain (huzurlu) ne ile huzursuz olduğundan, sükûnete kavuştuğunda
habt
(Çoğulu: Ahbât) Sükun. Huşu.
Sönmek.
Çukur yer.
Düz yer.
hamuşi / hamuşî
Susma, sükut etme. Sessizlik, sükunet.
(Farsça)
hatır-ı rahmani / hatır-ı rahmanî
Tasavvuf ehlinin kalbinde, Allah'ın cemal-i vahdetinin tecellisiyle tam bir sükûnet olması. Buna muhabbetullah da denir.
hazari / hazarî
Köyde ve kasabalarda yaşayanların yaşayış şekli ve tarzlarına ait. Şehirli.
Sulh ve asâyiş, sükun ve istirahat zamanlarına mensub ve müteallik. Barış ve güvenle alâkalı.
hedne
Sükun, sessizlik, durgunluk.
hevn
Kolaylık, sühulet.
Vakar. Teenni.
Sükunet. Sekine. Rıfk.
Ufak şey. Hor ve zelil olmak.
heyn
(Heyyin) Kolay. Rahat.
Vakar. Sükunet.
hilm
Doğuştan olan huy yumuşaklığı. Şiddete tahammül. Nefsini heyecandan korumak.
Vakar. Sükûn.
hud
(Tekili: Hâid) Büyüklük.
Çok hürmet.
Bir Peygamber ismi. Rıfk, sükun ve vakar ile muttasıf olduğu için bu Peygambere Hud ismi verilmiştir. (A.S.) Yahudilere de bu isim söylenilmiştir. Nuh tufanından sonra Yemen diyarında Hadremud civarında Ahkaf denilen yerde Ad Kavmine gönde
huruf-u cazime / huruf-u câzime
Başına geldiği müzari fiilin sonunu cezm (sükun) olarak okutan edatlar.
huşu' / huşû' / حُشُوعْ
Alçak gönüllülük. Hayâ etmek ve mütevazi olmak. Korku ile karışık sevgiden gelen edebli bir hâl. Yüksek ve heybetli bir huzurda duyulan alçak gönüllülük. Sükun ve tezellül.
Allah'ın huzurunda olduğunu bilerek huzur, sükûnet ve edeb duygusu içinde olmak.
huzur-aver
Huzur ve rahatlık verici, sükunet veren.
(Farsça)
itmi'nan / itmi'nân
Huzûr, sükûn ve râhata kavuşma.
kine-i peleng
"Kaplan kini" : Kolay kolay sükunet bulmayan kin.
kuvvet
Sükunette bulunan cisimleri harekete, hareket ettikleri sükunete getirmeğe muktedir olan sebeb. (Kuvvet, te'sir ettiği cisimlerin hâricindedir.)
müsekkin
Teskin eden, sükun veren. Elem ve ağrıyı izâle eden.
mütemehhil
Teenni ve sükûn üzere olup acele etmeyen.
Zamana muhtaç, büyüyüp gelişmesi belli bir zaman içinde olan şey, tedric kanununa tabi olan.
mütereffik
(Çoğulu: Mütereffikîn) Sükûnetle ve yumuşaklıkla davranan.
mütereffikin / mütereffikîn
(Tekili: Mütereffik) Sükûnetle, yumuşaklıkla davrananlar. Yumuşak muâmele edenler.
mütesahilin / mütesahilîn
(Tekili: Mütesahil) Yumuşak davrananlar, sükunetli ve iyi muâmele edenler.
mütesekkin
Teskin edici, yatıştırıcı. Yatışan, teskin olan, sükunet bulan.
mutmainne
İtmînân bulan, rahatlayan, huzur ve sükûna kavuşan.
İslâmiyet'in emirlerini yapıp, yasaklarından kaçınarak ve Allahü teâlâyı zikrederek itminana huzur ve sükûna kavuşan, şüphe ve tereddütlerden kurtulan nefis.
nevm
Uyku. Uyumak. Rüya.
Sönmek. Sükun.
revm
Maksad. Taleb, istek.
Tevcidde: Sükûndan ayırd edilmeyecek derecede olan belirsiz hareke.
rihve
(Ruhve) Rehâvetli, gevşek.
Tecvidde: Harf sükun ile söylenirken sesin akması hâli.
safayab
Safa bulmuş, huzur ve sükûna kavuşmuş.
(Farsça)
şedid
Sert, sıkı, şiddetli.
Musibet, belâ.
Tecvidde: Rahve harflerinin zıddı olan, sükûn ile harf söylendiğinde sesin akmaması hali.
şedide / şedîde
Harf sükun ile ve nefesin hepsi hapsolarak sâkin bir halde okunduğu zaman sesin aslâ akmaması.
sekine / sekîne
Sükûn ve itmi'nan, temkin. Nefisteki telâşın kesilmesi ile hâsıl olan kalb huzuru ve sükûneti.
Telâş ve hafifliğin zıddıdır.
Kalb rahatlığı, kalb kuvveti veren çok mühim bir duânın ismi. (Bu, Sekine isimli duâ, Hazret-i Ali Radıyallâhü Anh gibi evliyânın bildiği ve içerisinde
İçerisinde on dokuz harfli on dokuz âyet bulunan çok mühim, sükûnet ve emniyet veren bir dua.
Sükun ve imtinan, temkin. Kalp rahatlığı, kalp huzuru veren bir duanın adı.
sekinet
Sükun ve imtinan. Temkin. Nefisteki telaşın kesilmesi ile hasıl olan kalp huzuru ve sükuneti.
Sükûn ve itmi'nan, temkin. Nefisteki telâşın kesilmesi ile hâsıl olan kalb huzuru ve sükûneti.
Telâş ve hafifliğin zıddıdır.
Kalb rahatlığı, kalb kuvveti veren çok mühim bir duânın ismi. (Bu, Sekine isimli duâ, Hazret-i Ali Radıyallâhü Anh gibi evliyânın bildiği ve içerisinde
şeriat-ı fıtriye
Cenab-ı Hakk'ın kâinatta vaz'ettiği fıtrî kanunlar. Âlemin harekât ve sükûnetini tanzim eden ve Allahın irade sıfatından gelen kanunlar.
şiddet
Sertlik, katılık.
Ziyadelik.
Sıkılık.
Tecvidde: Harf sükun ile ve nefesin hepsi habs olarak sakin bir halde okunduğu zaman savtın asla akmamasına denir. Şiddet iki kısma ayrılır:Şedide-i mechure : Elif, bâ, cim, dal, tı harfleri.şedide-i mehmuse : Kaf ve tâ harfleri.<
sıla
Kavuşmak, ulaşmak, vuslat.
Âşıkın mâşukuna kavuşması.
Doğduğu yeri, hısım akrabayı gidip görme.
Bahşiş, hediye.
Gr: Cümlenin içinde ism-i mensub bulunmasıyla, dahil olduğu cümlenin evvelce mâlum olması iktiza eder. İçinde bulunduğu cümleyi sonradan gelen cümle
sücv
Gece sükuneti, gecenin sessizliği.
Zulmet istikrarı.
sühve
Yumuşak. Sükun, sessizlik.
sükunet / sükûnet / سكونت
Sakinlik, hareketsizlik.
(Arapça)
Rahatlık.
(Arapça)
Sükûnet bulmak:
Yatışmak, sakinleşmek.
(Arapça)
sükunetyab / sükûnetyâb
Durgunlaşan, sükûnet bulan, duran.
(Farsça)
sulh-perver
Sulhçu. Dâimâ sulh ve sükun isteyen. Harp ve çarpışmak istemeyen. Barışsever.
(Farsça)
ta'dil-i erkan / ta'dil-i erkân
Fık: Namazın bütün rükünleri, esaslarını usulüne uygunca yerine getirerek ve namazın tertib ve düzeninin hakkını vererek kılmak. Meselâ : "Secdeyi sükunetle yerine getirmek ve iki secde arasında "Sübhânallah" diyecek kadar doğrularak oturmak. Kıyamda ve rüku'dan sonraki kıyamda sükunet üzere olmak v
temkin / temkîn
Ağır başlılık, usluluk.
Ölçülü hareket sâhibi.
Vakar, izzet. İktidar, kudret.
Birini bir şeye muktedir kılmak.
Kararsızlıktan kurtulup huzur ve sükuna mazhar olmak.
Tedbir, ihtiyat.
Tasavvufta değişmekten, hâlden hâle geçmekten kurtulup, huzur ve sükûna kavuşma.
tesekkün
(Sükûn. dan) Yatışma, sükûn bulma.
Miskin ve fakir olma.
teskin
Rahatlandırma. Yatıştırma. Sükunet verme. Şiddet, hiddet ve ıztırabını izale etme.
Gr: Bir harfi sâkin okuma.
En Çok Aranan Osmanlıca Kelimeler
kut'ül amare
ruhban
münib
lev
ram olmak
şegaf
tercüman-ı beliğ
inantab
terceme
tercüme
En Son Aranan Osmanlıca Kelimeler
riş
رابطه
şehri
mean
Dest-mal
Saika
Teşvif
sıhhat
kemal-i saffet
hürrem
En Son Aranan Türkçe Kelimeler
Sükûn
yardım
ceviz
Yukari
HAFİF
titreme
Hahiş
Bitişik
Gayretli
telkin