Menu
İletişim
LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK
{ lügât . lügat . لغت }
Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.
Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "
OSMANLICA ARA
" ya da "
TÜRKÇE ARA
" butonlarına tıklayın.
İfadenin içinde geçtiği kelimeleri de göster.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük
'te
Rusvet
ifadesini içeren
32
kelime bulundu...
beratil
(Tekili: Birtîl) Hediyeler, rüşvetler.
bertal
Rüşvet almak.
bırtıl
(Çoğulu: Berâtıl) Rüşvet.
Meşru olmayarak, kanunen bir iş gördürmek için vazifeli olan kimseye rüşvet olarak verilen şey ki, para vesair menfaatlardır.
bürtule
(Çoğulu: Bürtul) Kalpak dedikleri keçe takke.
Rüşvet.
ciale
Rüşvet.
erş
Fesat, niza, ihtilaf, rüşvet.
Fışkırmak.
Tırmalamak.
Fık: Yaralanan veya kesilen bir uzuvdan dolayı verilmesi lâzım gelen diyet.
iffetli
(İffetlü) Namus, hayâ ve iffet sahibi kadın.
Doğru, rüşvet yemez, haram yemez, istikametli kimse.
Eskiden kadınlara yazılan mektub hitabı.
irşa'
Rüşvet verme.
irtikab / irtikâb
Bir işe girişmek.
Kötü bir iş işlemek. Rüşvet almak gibi çirkin bir şey yapmak.
Bir makamı âlet ederek, hakkı olmayan para veya malı hile ile almak.
Kötü bir iş işleme.
Rüşvet yeme.
irtişa / irtişâ / ارتشا
Rüşvetçilik.
Rüşvet yeme.
(Arapça)
irtişa'
Rüşvetçilik. Rüşvet almak.
istirşa'
Bir işi yapmak için bir şey isteme.
Rüşvet isteme.
itave
(Çoğulu: Etâvâ) Rüşvet verme.
mal-ı habis / mâl-ı habîs
Zor ile gasb edilen ve rüşvet olarak alınan, çalınan mallar ve kendine emânet olan mallar, izinsiz ticârette kullanılarak elde edilen kârlar ve dâr-ül-harbde yâni kâfir memleketlerine gidenin (tüccârın, seyyâhın), kafirlerden, rızâsı olmadan aldığı mallar.
mürtekib
(Rukub. dan) İrtikab eden, kötü iş yapan.
Rüşvet alan ve yiyen.
mürtekibin / mürtekibîn
(Tekili: Mürtekib) İrtikâb edenler. Kötü iş yapan kimseler.
Rüşvet alan ve yiyen kişiler.
mürteşi / mürteşî / مرتشى
(Rişvet. den) Rüşvet alan, irtişa eden.
Rüşvetçi.
Rüşvetçi, rüşvet yiyen.
(Arapça)
musanea
Rüşvet.
İyilik etmek.
müsterşi
(Rüşvet. den) Rüşvet isteyen.
müsterşiyane
Rüşvet istercesine.
(Farsça)
raiş
Huk: Rüşvet veren kimse ile rüşvet alan arasında vasıtalık eden kimse.
raşi
Rüşvet veren.
reşv
Rüşvet almak.
rişa
(Tekili: Rişvet) Rüşvetler.
rişvet / رشوت
Rüşvet.
Rüşvet.
(Arapça)
rişvet-har / rişvet-hâr
Rüşvet yiyen.
(Farsça)
rüşa
(Tekili: Rişvet) Rüşvetler.
rüşvet / رشوت
Rüşvet.
(Arapça)
rüşvet-i manevi / rüşvet-i mânevi
Mânevî rüşvet.
rüşvet-i mutlaka
Her istenileni vermek, sınırsız rüşvet.
rüşvet-i umumi / rüşvet-i umumî
Genel rüşvet.
üşabe
Irkı, nesebi karışık adam.
Karışık cemaat.
Rüşvet ve hırsızlık gibi yollarla elde edilen kazanç.
En Çok Aranan Osmanlıca Kelimeler
kut'ül amare
ruhban
münib
lev
şegaf
tercüman-ı beliğ
inantab
terceme
tercüme
Emzik
En Son Aranan Osmanlıca Kelimeler
müyesser
رؤيا
Dest
kuhbe
temas
Besteniğâr
murekkep
beni adem
Ahker
ALEYHİSSELÂM
En Son Aranan Türkçe Kelimeler
Rusvet
Murakabe
mert
Avru
Failat
benzeyen
Çeviri
Yarlığa
Etki
elalet