REKLAM ENGELLEMEYİ GERİ ALMA KODU BURADA BAŞLAR --> REKLAM ENGELLEMEYİ GERİ ALMA KODU BURADA BİTER -->

LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK

{ lügât . lügat . لغت }

Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları 
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.

Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "OSMANLICA ARA" ya da "TÜRKÇE ARA" butonlarına tıklayın.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük'te Reisi ifadesini içeren 68 kelime bulundu...

arazi-i uşriyye / arâzi-i uşriyye

  • Mahsûlünden (ürününden) uşur denilen zekatın alındığı topraklar. Müslüman devletlerde harb ile alınıp gâzîlere (askerlere) taksim edilen veya isteyerek İslâm'ı kabûl edenlerin ellerinde bırakılan yâhut devlet reisinin (başkanının) izni ile müslümanlar tarafından işlenip faydalanılır hâle getirilen m

bab

  • Evlat sahibi erkek. Ata, ecdat. (Farsça)
  • Gemi halatlarının bağlandığı yer. (Farsça)
  • İnşaatta ağırlıkların bindirildiği direk. (Farsça)
  • Mânevi rehber, şeyh. (Farsça)
  • Bektaşi şeyhi. (Farsça)
  • Hayırhah ve muhterem. (Farsça)
  • Daha çok zencilerde olan bir hastalık cinsi.Aile reisi babadır. Babanın hayatt (Farsça)

bahira / bahîra

  • Süryâni rahiblerindendir. Zamanın ilim ve fenlerine vâkıf ve bilhassa hey'et ve nücumda ihtisas sahibiydi. Bu sebepten rahiblerin câhilleri kendisinden hoşlanmazlardı. Hazret-i İsâ'nın ulûhiyetini ve Hz. Meryem'in ümmullah olduğunu inkâr ve ilân ettiğinden, bulunduğu manastırın reisi tarafından kovu

bayrakdar

  • Alemdar, bayrak taşıyan asker. (Farsça)
  • Bir kabile veya cemaatın başı, reisi. (Farsça)

çete

  • Bölük, birlik, takım. Bir reisin idaresi altında bulunan birlik.
  • Asker bölüğü, müfreze.
  • Çapulcu ve akıncı takımı.

cumhur reisi

  • Cumhuriyetle idâre olunan memleketlerde Devlet Reisi.

cumhuriyet

  • Devlet reisi, millet veya Millet Meclisleri tarafından seçilen hükümet şekli. Demokraside temsili hükûmet şekli. Halkın hür olarak seçtiği temsilciler (Millet vekilleri ve senatörler) aracılığı ile egemenliğini, (hâkimiyetini) kullanmasına dayanan hükûmet şekli. Cumhuriyetin birbirinden farklı üç ta

ebu hanife / ebû hanîfe

  • Ehl-i Sünnetin reisi, Hanefî mezhebinin İmâmı. İmâm-ı A'zam.

ebu süfyan

  • (Mi: 597 - 653) Kureyş kabilesinin bir kolu olan Beni Ümeyyenin Reisi ve Hz. Muâviyenin (R.A.) babası.

emir

  • Emredici olan. Seyyid. Şerif. Bir memleketin, bir aşiretin veya kabilenin reisi.
  • Büyük ve meşhur bir soydan gelen.
  • Hz.Peygamber'in (A.S.M.) soyundan gelen.
  • Zengin.

emir-ül mü'minin / emir-ül mü'minîn

  • Müminlerin, İslâmların işlerinde emir ve tedbir eden reis. Halife. İslâm Devlet Reisi.

emir-ül-mü'minin / emîr-ül-mü'minîn

  • Müslümanların reîsi, devlet başkanı.

enfal / enfâl

  • Devlet reîsinin, herkesin elde ettiği kendisinin diyerek, harbe teşvik için gâzilere (İslâm askerlerine) ganîmet hisselerinden fazla olarak verdiği mallar. Tekîli nefeldir. Gâzileri böyle teşvik etmeye tenfîl denir.

evliya sultanı / evliya sultânı

  • Evliyaların sultanı, reisi.

firnas

  • (Çoğulu: Ferânis) Boynu kalın arslan.
  • Köylü reisi.

hace / hâce

  • Hoca, efendi, sâhib, muallim, âile reisi. (Farsça)

hacib / hâcib

  • Perde.
  • Perdeci. Kapıcı.
  • Eskiden Osmanlı İmparatorluğu zamanında Devlet Reisinin en yakın me'muru. Vezirler veya âmirler.
  • Kaş.

haham

  • Mûsevilerin dinî reisi, râhibi, âlimi.

hakim / hâkim

  • Galib. Haklı ve haksızı ayırıp hak ve adalet üzere hükmeden. Başkasını müdahale ettirmeden idare eden, Allah (C.C.)
  • Memleketi idare eden.
  • Mahkeme reisi. (Hâkim-i Hakikî, Hâkim-i Ezelî, Hâkim-i Mutlak, Hâkim-i Zülcelâl, Hâkim-i Lemyezel... gibi isimlerle, Cenab-ı Hakk'a âit ol

halife / halîfe / خَل۪يفَه

  • Birinin yerine geçen.
  • Resûlullah efendimizin (sallallahü aleyhi ve sellem) vekîlî ve yeryüzündeki bütün müslümanların reîsi (başı).
  • Bir tasavvuf büyüğünün yetiştirip, hayâtında veya vefâtından sonra insanları terbiye etmek ve talebe yetiştirmekle vazîfelendirdiği talebesi.
  • Hz Peygamberin (asm) vekili, müslümanların reisi.

han

  • Hükümdar. Eski Türklerde Hakan da denen devlet reisi. (Farsça)

hutbe

  • İlâhi emir ve nehiyleri cemaate beyan ve ihtar etmek. Cuma veya bayram namazlarında müslümanlara hatibin İlâhi ve şer'i emirleri hatırlatan sözleri. (Hatib, bu hutbeyi söylemeye Halife veya İslâm Devlet Reisinden vazife ve salâhiyet almıştır.)

iblis / iblîs

  • Şeytanın isimlerinden biri veya şeytanların reisi.

imad

  • Direk, kolon.
  • Temel, esas.
  • Kuvvet.
  • Bir kavmin reisi ve başta geleni.
  • Yüksek bina.

imam / imâm

  • Câmi, mescid veya başka yerlerde cemâate namaz kıldıran kimse.
  • Hadîs, fıkıh, kelâm ve tefsîr ilminde ve tasavvuf gibi İslâmî ilimlerden birinde en yüksek mertebeye ulaşan âlim.
  • Müslümanların devlet reîsi.

imam-ı ahmed bin hanbel / imâm-ı ahmed bin hanbel

  • Ehl-i sünnetin (Peygamber efendimiz ve arkadaşlarının yolunda olanların) amelde dört hak mezhebinden biri olan Hanbelî mezhebinin reîsi.

imam-ı malik / imâm-ı mâlik

  • Ehl-i sünnetin ameldeki dört mezhebinden biri olan Mâlikî mezhebinin reîsi.

imam-ı şafii / imâm-ı şâfiî

  • Ehl-i sünnetin ameldeki dört mezhebinden biri olan Şâfiî mezhebinin reîsi.

işbaşı

  • t. Bir işte çalışanların başı, reisi.
  • İşe başlama saati.

kabile

  • Birlikte yaşayan, konup göçen, bir sülâleden türemiş insanlar. Bir reisin idaresi altında bulunan ve ekserisi aynı soydan gelen insanlar.

kafile-salar / kafile-sâlâr

  • Kafile reisi. Kafile başı. (Farsça)

kıss

  • Nasâra tâifesinin ulusu, reisi ve danişmendi.
  • Bir yerin adı.

kutb-i irşad / kutb-i irşâd

  • İnsanların irşâdına (doğru yolu bulmasına) ve hidâyetine (saâdete ve kurtuluşa ermesine) vesîle kılınan zâtların reisi.

kutb-ül-aktab / kutb-ül-aktâb

  • Âlemin nizâmı ile alâkalanan, bolluk, kıtlık, sağlık-hastalık, barış-savaş, rızık, yağmur ve benzeri olaylarla vazîfeli kılınan ricâl-i gayb yâni herkesin tanımadığı zâtların reisi. Emrinde üçler, yediler, kırklar... denilen yine bu işlerle vazîfeli seçilmiş kimseler bulunur.

kutval / kûtval

  • Kale muhafızı. Dizdar. (Farsça)
  • Belediye reisi. Şehir ağası. (Farsça)

merzuban

  • (Çoğulu: Merazibe) Mecusiler reisi.

mes'elede müctehid

  • Mezheb reîsinin bildirmediği mes'eleler için, mezhebin usûl ve kâidelerine bağlı kalarak, dînî delillerden hüküm çıkaran âlimler.

mevbed

  • Mecusiler reisinin ulusu.

müctehid fil-mes'ele

  • Mezheb reîsinin (imâmının) bildirmediği mes'eleler için mezhebin usûl ve kâidelerine göre hüküm çıkaran İslâm âlimi.

müctehid fil-mezheb

  • Mezhebde müctehid; mezheb reisinin (imâmının) koyduğu usûl ve kâidelere uyarak, dört delîlden (Kitâb, yâni Kur'ân-ı kerîm, sünnet, icmâ', kıyâs,hüküm çıkaran İslâm âlimi. Buna, müctehid-i mukayyed ve müctehid-i müntesib de den ir.

müctehid-i müntesib

  • Mezheb reîsinin (imâmının) koyduğu usûl ve kâidelere uyarak, edille-i şer'iyyeden (dört ana delîlden) hüküm çıkaran İslâm âlimi. Buna, müctehid fil-mezheb (mezhebde müctehid) de denir.

nakib

  • Vekil. Bir kavim veya kabilenin reisi veya vekili. Halkın hayırlısı.
  • En eski derviş veya dede.
  • Müfettiş.

nüüti / nüütî

  • (Çoğulu: Nevat) Gemi reisi, kaptan.

osmanlı

  • Osmanlı Devleti teb'asından olan.
  • Anadolu Selçuklu Devleti'nin Bizans sınırındaki Beyliğin reisi olan Ertuğrul Bey'in vefatından sonra, Mi: 1288'de yerine geçen Osman Beyin kurduğu devlete mensup olan.

papa

  • Roma Katolik kilisesinin ruhânî reisi.
  • İtl. (Baba kelimesinden) Roma Katolik kilisesinin ruhâni reisi.

reis-i alem / reis-i âlem

  • Bütün dünyanın reisi.
  • Âlemin reisi. Hazret-i Muhammed'in (A.S.M.) bir ismi.

reis-i kabile

  • Kabile reisi.

reis-i ulema

  • Âlimlerin reisi, başkanı.

reisialem / reisiâlem

  • Âlemin reisi, Peygamberimiz.

rıdvan / rıdvân

  • Allahü teâlânın râzı olması, beğenmesi.
  • Cennet meleklerinin büyüğü, başı, reisi.

sadr

  • Her şeyin evveli ve başlangıcının en iyisi.
  • Kalb, göğüs, ön.
  • Meclisin önü ve en muteber yeri. Reisin oturduğu yer.
  • Rücu.
  • Bir aruz kalıbı.
  • Baş, reis, başkan.
  • Oturulacak yerlerin en iyisi.

şah-ı evliya / şâh-ı evliya

  • Allah'ın sevgili kulu olan velîlerin reisi, lideri.

salar / sâlâr

  • Kafile veya kabile reisi. Baş. Başkan. Reis. En büyük âmir. Başkumandan. (Farsça)

salar-ı beyt-ül haram / sâlâr-ı beyt-ül haram

  • Beyt-ül Haram'ın reisi ve başkumandanı olan Hazret-i Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâm.

salar-ı rusül / sâlâr-ı rusül

  • Resüller kafilesinin reisi, kumandanı. Hazret-i Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâm.

ser-kerde

  • Bir güruhun, bir takımın başı, reisi. (Farsça)
  • Şaki, haydut. (Farsça)

server-i kainat efendimiz hazretleri / server-i kâinat efendimiz hazretleri

  • Kâinatın reisi olan Peygamber Efendimiz.

şeyh / شَيْخْ

  • Yaşlı adam.
  • Bir kabilenin ileri geleni. Kabile reisi.
  • Tarikatta müridlerin reisi.
  • Tarîkat reisi.

şeyh-ül islam

  • Osmanlı Devleti zamanında din işlerine bakan ve sadrazamdan sonra gelen en yüksek vazifeli şahıs. Âlimlerin reisi.

seyyidü'l-enbiya ve'l-mürselin / seyyidü'l-enbiyâ ve'l-mürselîn

  • Nebî ve resûllerin reisi olan Peygamberimiz.

sultan-ı evliya

  • Velilerin sultanı, reisi.

ulü-l emr

  • Müslümanları şeriat nâmına idare eden (Halife, kadı, İslâm reisi, pâdişah, sultan, reis-i cumhur, reis, müdür gibi) zâtlar.

ura'ır

  • (Çoğulu: Arâır) Semiz etli deve.
  • Şerefli adam.
  • Kavmin reisi.

üstad-ı a'zam

  • En büyük üstad. Muallimlerin en üstünü ve reisi olan.

vasl

  • Kavuşma. Allahü teâlâya kavuşma; velî olma. Vasl olanlar reisidir, o hocasının pîridir. Mektûbât ki eseridir, câna can katar efendim.
  • Birleştirme. İlm ile, irfân ile, sâhib olan Sıla'ya İki temel bilgiyi vasl eden bir araya Dalıp uçsuz bucaksız, o muazzam deryâya Ve bu zikr deryâsınd

veci

  • Güzel, hoş, lâtif. Uygun, münasib.
  • Bir kavmin büyüğü, reisi.
  • Hürmetli insan.
  • Sultan huzuruna girenler.
  • Makam ve şeref sâhibi.

yahya

  • Zekeriya'nın (A.S.) oğludur. Benî İsrail Peygamberlerinden ve İsa Aleyhisselâm'ın şeriatı ile amel edenlerden olmuştu. Hz. İsa'dan (A.S.) önce Tevrat'a göre hareket ederdi. Kudüs'ün o zamanki reisi, Hz. Yahya'nın, Hz. Musa şeriatı üzere amel etmediğini ileri sürdüklerinden şehid ettiler.

yalmend

  • Aile reisi. Aile başkanı. (Farsça)

 

Bağış Yapmak İçin Tıklayın