Menu
İletişim
LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK
{ lügât . lügat . لغت }
Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.
Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "
OSMANLICA ARA
" ya da "
TÜRKÇE ARA
" butonlarına tıklayın.
İfadenin içinde geçtiği kelimeleri de göster.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük
'te
RİCAL
ifadesini içeren
30
kelime bulundu...
alamet-i mümtaze ve farika / alâmet-i mümtaze ve fârika
Başkalarından üstün ve ayrıcalıklı olduğunu gösteren işaret.
berat / berât
Nişan, ayrıcalık fermanı.
büdela / büdelâ
Bedeller. Ricâlü'l-Gayb denilen Allahü teâlânın insanlardan gizlediği evliyâ zâtlar. Bedîl'in çokluk şeklidir. Ebdâl de denir.
dar-ı şura-yı askeri / dâr-ı şura-yı askerî
1296 yılında lağvolunan bu yüksek askeri meclis 1253 yılının muharrem ayında kurulmuştu. 1259 tarihinde çıkarılan kanun ile vazifesi tesbit edildi. Askeri ve mülki ricâlden onbir daimi, altı tane ise geçici azası bulunan bu mecliste bir reis ve bir de müftü yer alıyordu.
divan-ı hümayun / divan-ı hümâyun
Halkın dâva ve şikâyetlerinin dinlenip halledildiği, devlet meselelerinin görüldüğü padişah huzuru. Bu mecliste; sadrazam, şeyh-ül İslâm, kazaskerler, defterdarlar ve sair büyük devlet ricali bulunurdu.
(Farsça)
ebdal / ebdâl
Bedeller. Dünyânın nizâmı, düzeni ile vazîfeli olup, Allahü teâlânın insanlardan gizlediği büyük zâtlar. Biri vefât edince, yerine başkası getirildiğinden bu isimle anılmışlardır. Bunlara Ricâlü'l-Gayb da denir.
ekabir / ekâbir
(Tekili: Ekber) En büyükler. Pek büyükler. Devlet ricali. Rütbece büyük olanlar.
evtad / evtâd
(Tekili: Veted) Direkler. Kazıklar.
Ricâlullahtan birine verilen isim.
Allahü teâlâ tarafından dünyânın nizâmiyle vazîfelendirilen dört büyük zât. Herkes tarafından bilinmedikleri için bunlara Ricâlü'l-Gayb da denir.
fark / فرق
Ayrıcalık, ayrılık.
(Arapça)
girit madalyası
Tar: Biri Sultan Aziz diğeri Sultan II.Abdülhamid devrinde olmak üzere ihdas olunan madalyalar. Her ikisinin de altun ve gümüş olmak üzere iki türlüsü vardı. Girit işinde hizmeti görünen devlet ricaline altun, ikinci derecedeki memurlarla halka, gümüş olanı verilirdi.
gönder
Tar: Seferde ordunun ve ileri gelen vezir ve diğer devlet ricalinin atlarına bakmak ve sair zamanlarda ise has ahır ve çayır hizmetlerinde kullanılmak üzere gayr-ı müslimlerden ve hasseten Bulgarlardan tertip edilmiş bir sınıf olan voynukların her mıntıkada iki, üçü ve dördü hakkında kullanı
ilmiye kıyafeti
İlmiye mensublarının giyiniş tarzları. İlmiye kıyafeti; şalvar, cübbe ve sarıktı. Bununla birlikte ilmiye mensublarının kıyafetlerinde bazı değişiklikler de vardı. Orta derecedekiler cübbe ile sokağa çıktıkları halde üst tabakayı teşkil eden ricâl kısmı, lata yahut biniş giyerlerdi. Ayrıca ilmiyenin
ilmiye ricali
İlmiye tarikinin yüksek tabakasına verilen addır. Bunun yerine "ricâl-i ilmiye" tabiri de kullanılırdı. İlmiye mensubları cübbe ile sokağa çıktıkları halde ilmiye ricali lata yahut biniş giyerlerdi.
iltimasat
(Tekili: İltimas) İltimaslar, tavsiyeler, ricalar.
Kayırmalar, tutmalar.
imtiyaz / imtiyâz / امتياز / اِمْتِيَازْ
Ayrıcalık, ayırd edici özellik.
Ayrıcalık.
Ayrıcalık.
(Arapça)
Kapitülasyon.
(Arapça)
Ayrıcalıklı olma.
imtiyazat / imtiyazât
Ayrıcalıklar.
Ayrıcalıklar.
imtiyazlı
Ayrıcalıklı.
imtiyazsızlık
Eşitlik, ayrıcalık yapmamak.
kaht-ı recul
(Kaht-ı rical) Adam kıtlığı. Değerli devlet ve siyaset adamlarının yokluğu.
kesb-i imtiyaz
Üstünlük, ayrıcalık kazanmak.
kutb-ül-aktab / kutb-ül-aktâb
Âlemin nizâmı ile alâkalanan, bolluk, kıtlık, sağlık-hastalık, barış-savaş, rızık, yağmur ve benzeri olaylarla vazîfeli kılınan ricâl-i gayb yâni herkesin tanımadığı zâtların reisi. Emrinde üçler, yediler, kırklar... denilen yine bu işlerle vazîfeli seçilmiş kimseler bulunur.
medar-ı imtiyaz / medâr-ı imtiyaz / medâr-ı imtiyâz / مَدَارِ اِمْتِيَازْ
Üstünlük, ayrıcalık sebebi.
Ayrıcalıklı olma sebebi.
nedim / ندیم
Padişahların ve yüksek rütbeli devlet ricalinin sohbet arkadaşı.
(Arapça)
Güzel hikaye anlatan.
(Arapça)
rical-i devlet
Devlet adamları, devletin ileri gelenleri. Devlet ricali.
rical-i gayb
Her devirde bulunan ve herkesçe görülmeyen ve bilinmeyen ve Allah'ın (C.C.) emirlerine göre çalışan mübârek, büyük zatlar. Ricâlullâh.
salavat
(Tekili: Salât) Namazlar.
Bütün dualar. İhtiyaçtan gelen ricalar.
Nimetten çıkan şükürler. İbadetler.
Hazret-i Muhammed'e (A.S.M.) memnuniyet ve bağlılık için yapılan dualar.
Nasârâ kilisesi.
şeref-i imtiyaz
Ayrıcalıklı, yüksek şeref.
temayüz / temâyüz / تمایز
Seçkinlik, üstünlük, ayrıcalık.
(Arapça)
Temayüz etmek:
Seçkinlik kazanmak, ayrıcalık kazanmak, dikkat çekmek.
(Arapça)
temayüz eden
Ayrıcalıklı olan, ayrılan.
temeyyüz / تميز
Kendini gösterme, sivrilme, ayrıcalık kazanma.
(Arapça)
Temeyyüz etmek:
Kendini göstermek.
(Arapça)
En Çok Aranan Osmanlıca Kelimeler
kut'ül amare
ruhban
ram olmak
münib
lev
şegaf
tercüman-ı beliğ
inantab
lugat
evliya
En Son Aranan Osmanlıca Kelimeler
İkde
çark-ı felek
ehl-i tabiat
rıza-yı tarafeyn
kaim
girift
Kıymetsiz
Kail
BEYANI
KUÇ
En Son Aranan Türkçe Kelimeler
RİCAL
Bahar
işi yapan
bilinmeyen
esile
hald
herc
Bildirmek
Zabit
Sail