REKLAM ENGELLEMEYİ GERİ ALMA KODU BURADA BAŞLAR --> REKLAM ENGELLEMEYİ GERİ ALMA KODU BURADA BİTER -->

LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK

{ lügât . lügat . لغت }

Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları 
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.

Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "OSMANLICA ARA" ya da "TÜRKÇE ARA" butonlarına tıklayın.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük'te Papa ifadesini içeren 45 kelime bulundu...

aforoz

  • R. Papa tarafından bir Hıristiyanın kiliseden çıkarılması, dinden hariç addolunması.

babune / bâbûne / بابونه

  • Babuna, papatya. (Farsça)

bahar

  • Güzellik.
  • Güzel.
  • Papatya.
  • Ölçek.
  • Put, sanem.
  • Atılmış pamuk.
  • Tarçın, karanfil ve karabiber gibi güzel kokulu ve ısıtıcı tohumlar ki, bazı yiyecek ve içeceklere de karıştırılır.
  • Sığır gözü.
  • İyi kokulu bir sarı çiçek.

bebga

  • Papağan.

behbehan

  • Papağan, tûti kuşu.

bepga

  • Papağan. (Farsça)

berehmen

  • (Berhemen) Puta tapan. Ateşperestlerin bilginleri ile puta tapan kimselerin papazları. (Farsça)

caselik

  • Katolik. Başpiskopos, başpapaz, büyük papaz, patrik.

cülazi / cülazî

  • Kocaman ve kuvvetli. İriyarı.
  • Hâdim, hademe, hizmetkâr.
  • Kilise veya manastır uşağı.
  • Papaz veya keşiş.

dudu

  • (Tuti) Dudu kuşu, papağan.

ehl-i salib / ehl-i salîb

  • Haç sâhipleri. Târihte papalığın teşvikiyle müslümanlara karşı birleşerek seferler tertipleyen, milyonlarca insanın canına kıyan, devletlerin yıkılmasına sebeb olan hıristiyan milletler topluluğu, haçlılar, hıristiyanlar.

ekahi

  • (Tekili: Ukhuvan) Papatyalar, papatya çiçekleri.

engizisyon

  • XVI. ve XVII. asırlarda Hristiyan Katolik Mezhebine âit kiliselerden alâkayı kesen veya Papa'ya karşı gelenlere yapılan -insanları arslanlara parçalatmak, fırında yakmak gibi- dehşetli işkenceler veya onları bu azaba mahkûm eden mahkemelere verilen isim. (Fransızca)
  • Çok ağır ve çok zâlimce cezây (Fransızca)
  • 16. ve 17. yüzyılda Hıristiyan Katolik mezhebinden ayrılan veya papaya karşı gelen kimselere karşı, arslana parçalatma, ateşte yakma gibi cezalar uygulayan mahkeme.

engizisyon mahkemeleri

  • Fransa'da 16. ve 17. yüzyıllarda Hristiyan Katolik Mezhebine ait kiliselerden alâkayı kesen veya Papa'ya karşı gelenleri ağır işkence ve zor ölümlere mahkûm eden mahkemelere verilen isim.

esakıf

  • (Tekili: Üskuf) Piskoposlar, başpapazlar, metropolitler.

hazi / hazî

  • Kâhin, keşiş, papaz.

karlayl

  • (Thomas Carlyle) (Hi: 1210-1298) İskoçya'da doğmuş, Londra'da ölmüştür. İskoç tarihçisi ve filozofudur. Babası dindar bir duvarcı ustası idi, oğlunu papaz yapmak istiyordu. Onun dinî şüpheleri papaz olmasına mâni oldu. Yedi sene manevî mücahededen sonra imanî mes'elelerde istikrar elde edebilmiştir.

kasavise

  • (Tekili: Kıssis) Papazlar, ruhbânlar, keşişler.

katolik

  • Hıristiyanlardan bazılarınca Hz. İsa'nın (A.S.) vekili telâkki ettikleri papanın reisliği altında Hıristiyanlıkta bir mezheb ve bu mezhabe bağlı olanlar. (Fransızca)
  • Hıristiyanlıktaki mezheblerden biri. Roma kilisesinin kendine verdiği ad. Katolik kilisesine mensup kimse. Merkezi Roma'da (Vatikan'da) olup, rûhânî lideri papadır.

keşiş

  • Papaz. Manastır rahibi. (Arabçası: Kıssis) (Farsça)
  • Papaz.
  • Papaz.

keşişan / keşişân

  • (Tekili: Keşiş) Papazlar, manastır rahibleri.

keşişane / keşişâne

  • Keşişe yakışır yolda. Papaza uygun şekil ve surette. (Farsça)

kıssis / kıssîs

  • Keşiş. Papaz. Hristiyan din adamı.
  • Hıristiyan dîn adamı, papaz.
  • Keşiş, papaz.

kurrasa

  • (Çoğulu: Kırâs) Papatya çiçeği.

luka incili / luka incîli

  • Meşhûr dört İncîl'den biri. Antakyalı papas Luka tarafından yazıldığı için bu ad verilmiştir. Şimdi elde bulunan İncîllerin en yanlış olanıdır.

misyonerlik

  • Propaganda yaparak belirli bir fikir ve inancı yayma işi. Dar anlamda, henüz hıristiyanlığı kabûl etmemiş ülkelerde veya hıristiyan ülkelerde çeşitli isimler altında hıristiyanlığı yayma ve hıristiyanlık propagandası yapma faâliyeti. Bu çalışmaları yürüten râhib, papaz ve din adamlarına misyoner, bu

mugalli / mugallî

  • (Galeyân. dan) İyice kaynatılmış.
  • Ihlamur, papatya gibi çiçeklerin kaynatılmış suyu.

mugliyy

  • Kaynamış çiçek, papatya veya ıhlamur suyu.

mütesallika

  • Papağan gibi ayakları çengelli olan kuşlar.

nergis

  • (Nerges - Nercis) İri papatya biçiminde ortası yeşil veya sarı, yaprakları gri ve sarı bir çiçek. Suyu, uyuşturucudur. Mahmur bakışı andırır.

ortodoks

  • Hıristiyanlık mezheblerinden. Ortodoks mezhebinin rûhânî (dînî) lideri patrik olup, merkezi İstanbul Fener'deki patrikhânedir. 1054 (H.446)'da İstanbul patriği olan Mihael Kirolarius, Roma'daki papadan ayrılarak Ortodoks kilisesini (mezhebini) kurdu. Roma'daki papaya tâbi olanlara katolik, İstanbul'
  • Yun. İtalya'daki Papalığa bağlı olmayıp, İstanbul'daki Fener Patrikhanesine bağlı Hristiyan. Doğu kilisesine ve an'anelerine sıkı sıkıya bağlı Hristiyanların mezhebi.

papa

  • Büyük papaz.

papas

  • (Bak. PAPAZ)

patrikhane

  • Patrik adı verilen Rum başpapazının oturduğu yer.

protestanlık

  • (Prutluk) Papayı Hristiyanların başı olarak tanımayıp ruhaniyetini kabul etmeyen bir Hristiyanlık mezhebi.

rahib

  • Âbid. Allah'tan (C.C.) korkan.
  • Manastırda oturan nasrani âlimi veya papazı. Keşiş.
  • Aslan.

rehbaniyyet

  • Râhiblik. Papazlık.

ruhban / ruhbân / رهبان

  • Papazlar. (Arapça)

selman-ı farisi / selman-ı farisî

  • İran'ın İsfahan şehrinde doğmuş olan büyük bir sahâbe. Evvelce ateşperestti, sonra Hristiyan oldu. Daha sonra papazların nasihatiyle İslâmiyetin geleceğini anlamıştı ve arıyordu. Yeni Peygamber'e (A.S.M.) kavuşmak için Şam'dan Hicaz'a geldi ve orada kendisini köle yaptılar. Peygamber Aleyhissalâtü V

skolastik

  • Orta Çağda Hıristiyan âleminde, papazların dinî görüşüne ve onların baskısı altındaki dinî fikirlerine göre verilen felsefî fikirler.
  • Lât. Kurun-u vustâda (Orta çağlarda) Hristiyan âleminde, papazların dinî görüşüne ve onların baskısı altındaki dinî fikirlerine göre yapılan tedrisat usulü.

teokrasi

  • (Theocratie) Din hükümlerine göre idare edilen ve dinî esaslara bağlı olan idare şekli. Allah namına papazlar idaresi. (Fransızca)

tuti / tûti / tûtî / طوطى

  • Dudu kuşu. Papağan. İşittiği sözleri ezberleyip, insan sesi taklidini yapan ve söyleyen bir kuş.
  • Papağan, dudu kuşu.
  • Papağan.
  • Papağan, dudu kuşu. (Farsça)

ukhuvan

  • Papatya.

üskuf / اسقف

  • Papaz. (Arapça)

vakahet

  • (Vakhe) İbadet, taat.
  • Bir adamın sözünü dinleyip itaat ve imtisal etmek, ona uymak.
  • Bir şeyi bırakıp feragat etmek.
  • Büyük papaz olmak.

 

Bağış Yapmak İçin Tıklayın