Menu
İletişim
LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK
{ lügât . lügat . لغت }
Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.
Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "
OSMANLICA ARA
" ya da "
TÜRKÇE ARA
" butonlarına tıklayın.
İfadenin içinde geçtiği kelimeleri de göster.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük
'te
Oy
kelimesini içeren
79
kelime bulundu...
la'b
Oyun, boş şey. Oyun ile boş yere vakit geçirme.
abes
Oyuncak kabilinden faydasız ve boş amel. Lüzumsuz ve gayesiz iş. Tesadüfi.
alet-i lehv / âlet-i lehv
Oyun âleti. Oyuncak. Çalgı âleti.
ara' / ârâ' / آراء
Oylar.
(Arapça)
atrab
Oyunlar. Eğlenceler. Şenlik ve ferahlıklar.
azun / azûn
Öylece, onun gibi, bunun gibi, böylece.
(Farsça)
baz / bâz
Oynayan, yapan.
bazende
Oynıyan, oynayıcı.
(Farsça)
bazi / bâzi / bâzî / بازی
Oyun. Eğlence.
(Farsça)
Oyun.
(Farsça)
baziçe / bâziçe / bâzîçe / بازیچه
Oyuncak, eğlence. Mel'abe.
(Farsça)
Oyuncak, eğlence.
Oyuncak.
(Farsça)
bazigede
Oyun yeri, eğlence yeri.
(Farsça)
baziger
Oynayan, rakseden, köçek.
(Farsça)
bazihane
Oyun yeri, eğlence yeri.
(Farsça)
cirm
Oylum, yıldız.
çunan
Öyle böyle.
(Farsça)
dad
Oyun, lehv.
dest-huş
Oyuncak.
(Farsça)
ekseriyyet-i ara / ekseriyyet-i ârâ / اكثریت آراء
Oy çokluğu.
faraza / فرضا
Öyle sayalım ki.
fela / felâ
Öyleyse. O zaman. O halde... (gibi mânalara gelir.)
fesad-amiz
Oyunbozanlık eden, fesat karıştıran.
(Farsça)
gecbaz
Oyunda hile yapan, hileci.
gerçi
Öyle ise de, her ne kadar.
(Farsça)
giris
Oyun, hile, dalavere.
(Farsça)
hacim
Oylum, bir cismin uzayda doldurduğu boşluk.
hakeza
Öylece. Bunun gibi. Böyle.
hakketmek
Oyarak veya kazıyarak işlemek, yazmak.
hikaye / hikâye
Öykü.
hikayet / hikâyet / حكایت
Öykü, hikaye.
(Arapça)
hilesaz
Oyuncu, düzenbaz, hileci.
(Farsça)
hud'akar / hud'akâr
Oyuncu, düzenbaz, hilekâr.
(Farsça)
icra-yı lu'biyyat
Oyun icra etme, sahnede oyun oynama.
il'ab
Oynatma, oynatılma.
iltiab
Oynama. Oyun oynama.
iltiha'
Oynama, eğlenme.
irkas
Oynatma, raksettirmek.
işgal
Oyalama, alma.
kecbaz
Oyunda hile yapan.
(Farsça)
kella / kellâ
Öyle değil. Aslâ.
laç
Oyun etme, aldatma, hile yapma.
(Farsça)
lahiyane ta'zib
Oyun olsun diye zahmet vermek. Oynarcasına azab vermek.
(Farsça)
lu'b
Oyun. Eğlence.
lu'bbazan / lu'bbazân
Oyuncular.
(Farsça)
lu'be
Oyuncu.
lu'bet / لعبت
Oyuncak.
(Arapça)
lu'betgah / lu'betgâh
Oyun yeri. Sefih kimselerin eğlence yeri.
(Farsça)
lu'bi / lu'bî
Oyun ile ilgili olan.
lu'biyyat / lu'biyyât
Oyunlar, eğlenceler.
lub / lûb
Oyun eğlence.
ma'mafih
Öyle olmakla beraber.
mel'abegah / mel'abegâh
Oyun oynanan yer. Mel'abe yeri.
(Farsça)
Oyun yeri.
melab / melâb
Oyun yeri.
melabe / melâbe / ملعبه
Oyun yeri.
Oyuncak.
(Arapça)
melabegah / melâbegâh
Oyun oynanan yer.
melahi
Oyunlar, eğlenceler. Cümbüşler.
melaib / melâib
Oyunlar, oyun yerleri.
mülaebe / mülâebe
Oynaşma.
mütelahiyane
Oyunla uğraşarak, oynayarak.
(Farsça)
nahu / nâhu
Öyle ise, şöyle ki, işte.
rakadan
Oynayıp sıçrama.
rakkas
Oynayan, dans eden, köçek.
rakkasane / rakkasâne
Oynar şekilde. Raksederek.
(Farsça)
rakkase
Oynayıp dans eden kadın.
raks / رَقْسْ
Oynamak, dans.
Oynama, dans etme.
raks ve hareket
Oynama, düzenli bir şekilde hareket etme.
rey
Oy.
Oy, görüş, fikir.
rol
Oyun. Sahnede gösterilen oyun hareketlerinden her bir oyuncuya düşen kısım.
(Fransızca)
sahne
Oyun yeri.
takliden / taklîden / تقليدا
Öykünerek, taklit ederek.
(Arapça)
tebaul
Oynamak.
tel'abe
Oynamak.
tel'ib
Oynatma, raksettirme.
telahi
Oyun. Oyun âleti ile vakit geçirme.
telehhi
Oynama. Oyun ile vakit geçirme.
temciş
Oynatmak veya oynamak.
til'abe
Oynaşmak.
ül'üban
Oyuncu, aktör.
ülhüvve
Oyuncak, çocuk oyuncağı.
vehmen
Öyle olmadığı halde öyle zannederek.
En Çok Aranan Osmanlıca Kelimeler
kut'ül amare
ruhban
münib
ram olmak
lev
şegaf
tercüman-ı beliğ
inantab
terceme
tercüme
En Son Aranan Osmanlıca Kelimeler
dide
melâmet
BEREKÂT
Rametmek
zül
vaka
Bütün
meh-şid
şîran
REVENDE
En Son Aranan Türkçe Kelimeler
Oy
ihtiva etmek
Karışıklık
vaka
kenetlenme
Asabi
Fitneci
ken
hakimiyet
Düşman