REKLAM ENGELLEMEYİ GERİ ALMA KODU BURADA BAŞLAR --> REKLAM ENGELLEMEYİ GERİ ALMA KODU BURADA BİTER -->

LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK

{ lügât . lügat . لغت }

Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları 
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.

Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "OSMANLICA ARA" ya da "TÜRKÇE ARA" butonlarına tıklayın.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük'te Olaylar ifadesini içeren 112 kelime bulundu...

afaki hadisat / âfâkî hâdisât

  • Kişiyi ilgilendirmeyen, kendi dışında cereyan eden olaylar.

ahdas / ahdâs / احداث

  • Yeni olaylar. (Arapça)
  • Dertler. (Arapça)
  • Gençler. (Arapça)

alem-i misali / âlem-i misalî

  • Görüntüler âlemi; bütün varlıkların ve olayların görüntülerinin yansıdığı madde ötesi âlem.

alem-i misaliye / âlem-i misaliye

  • Bütün varlıkların ve olayların görüntülerinin yansıdığı madde ötesi âlem.

bedihiyat-ı hissi / bedihiyat-ı hissî

  • Hislerle açık bir şekilde idrak edilen nesneler, olaylar.

bela-yı siyah / belâ-yı siyâh

  • Kara belâ.
  • Mc: Acı olan olaylar, kötü hâdiseler.

burhan-ı inni / burhan-ı innî

  • Tümdengelim; eserden eseri yapana, olaylardan kanuna ulaştıran delil.

bürhan-ı inni / bürhan-ı innî

  • Olaylardan kanunlara, neticelerden sebeplere, eserden eserin sahibine (müsebbip) ulaştıran delil. Dumanın ateşe delil olup göstermesi gibi.

delil-i inni / delil-i innî

  • Olaylardan kanunlara, neticelerden sebeplere, eserden eserin sahibine (müsebbip) ulaştıran delil. Dumanın ateşe delil olup göstermesi gibi.

faciat / fâciât / فاجعات

  • Acıklı olaylar, facialar. (Arapça)
  • Felaketler. (Arapça)

gidişat

  • Olayların durumu, işlerin gelişme biçimi, işlerin gidiş tarzı.

hadisat / hâdisât / hâdisat / حادثات

  • Olaylar.
  • Olaylar.
  • Yeni olan şeyler, olaylar.
  • Olaylar. (Arapça)

hadisat-ı acibe / hâdisât-ı acibe / hâdisât-ı acîbe

  • Tuhaf, şaşırtıcı olaylar.
  • Şaşılacak, garib olaylar.

hadisat-ı alem / hâdisât-ı âlem

  • Dünyada meydana gelen olaylar.

hadisat-ı azime / hâdisât-ı azîme

  • Büyük olaylar.

hadisat-ı bereket / hâdisât-ı bereket

  • Bereket ile ilgili hâdiseler, olaylar.

hadisat-ı cevviye / hâdisât-ı cevviye

  • Atmosferdeki olaylar.

hadisat-ı cevviye ve semaviye / hadisat-ı cevviye ve semâviye

  • Hava ve gök olayları.

hadisat-ı cüz'iye / hâdisât-ı cüz'iye

  • Ferdî hâdiseler, bireysel olaylar.

hadisat-ı dünyeviye / hâdisât-ı dünyeviye

  • Dünyada meydana gelen hâdiseler, olaylar.

hadisat-ı gaybiye / hâdisât-ı gaybiye

  • Gayb âlemine ait bilinmeyen olaylar.

hadisat-ı hayatiye

  • Hayata ait olaylar.

hadisat-ı i'caziye / hâdisât-ı i'câziye

  • Mu'cize olaylar, harika haller.

hadisat-ı islamiye / hâdisât-ı islâmiye

  • İslâmla ilgili olaylar.

hadisat-ı istikbaliye / hâdisât-ı istikbaliye

  • Gelecekteki olaylar.

hadisat-ı istikbaliye-i dünyeviye / hâdisât-ı istikbaliye-i dünyeviye

  • Gelecekte dünya üzerinde meydana gelecek olaylar.

hadisat-ı kainat / hâdisât-ı kâinat

  • Kâinatta meydana gelen olaylar.

hadisat-ı kevniye / hâdisât-ı kevniye

  • Yaratılışla ilgili hâdiseler, olaylar.

hadisat-ı kevniye-i gaybiye / hâdisât-ı kevniye-i gaybiye

  • Maddî âlemde gelecekte meydana gelecek olan olaylar.

hadisat-ı maziye / hâdisât-ı maziye

  • Geçmişte meydana gelen olaylar.

hadisat-ı muhammediye / hâdisât-ı muhammediye

  • Hz. Muhammed (a.s.m.) ile ilgili gelişen olaylar.

hadisat-ı müthişe / hâdisât-ı müthişe

  • Dehşet veren olaylar.

hadisat-ı risalet / hâdisât-ı risalet

  • Peygamberlikle ilgili hâdiseler, olaylar.

hadisat-ı semaviye / hâdisât-ı semâviye

  • Gökte meydana gelen olaylar.

hadisat-ı zamaniye / hâdisât-ı zamaniye

  • Zamanın hâdiseleri, olayları.

hadise-i istikbaliye / hâdise-i istikbaliye

  • Gelecekteki olaylar.

hadise-i nevmiye / hâdise-i nevmiye

  • Uykuda meydana gelen olaylar.

hakikat mesleği

  • Varlıkların ve olayların ardındaki gerçeği araştıran yol, Kur'ân yolu.

havadis / havâdis / حوادث

  • Olaylar, haberler.
  • Hâdiseler, olaylar, haber.
  • Yeni haberler. (Arapça)
  • Olaylar. (Arapça)

havadis-i yevmiye / havâdîs-i yevmiye

  • Günlük hâdiseler, olaylar.

havarık-ı ade / havarık-ı âde

  • Fevkalâde olaylar, hârika hâdiseler.

hikayat / hikâyât

  • Hikâyeler, olaylar.

inni / innî

  • Tecrübe ile edinilen, olaylardan çıkarılan netice.

istikra / istikrâ

  • Birey veya olayları tek tek inceleyerek onlardaki ortak vasıfları tesbit etmek sûretiyle çıkartılan genel sonuç; tümevarım, endüksiyon; yani peygamberleri tek tek araştırıp "peygamberliğin sebebi olan küllî esaslar"ı tespit etmek bir istikra işlemidir. İşte bu esaslar Peygamber Efendimizde en mükemm
  • Ayrı ayrı olaylardan genel bir hüküm çıkarma.

istikra-ı tam / istikrâ-ı tam

  • Bütün cüz'î olaylardan hareket ederek küllî bir hükme varma; tümevarım; endüksiyon; burada bütün ilimlerin hep birlikte aynı sonuca parmak basmaları kastediliyor.

istikra-i tamm / istikrâ-i tâmm

  • Tam bir tümevarım, endüksiyon; parçalardan bütüne, fertlerden türlere, olaylardan kanunlara, ilimlerden kâinatın mükemmel olan düzen ve düzenliğine varma yöntemi.

istikra-i tamme / istikrâ-i tâmme

  • Bütün cüz'î olaylardan hareket ederek küllî bir hükme varma; tümevarım; endüksiyon; burada bütün ilimlerin hep birlikte aynı sonuca parmak basmaları kastediliyor.

kalem-i kudret

  • Varlıkların ve olayların düzenli olarak vücuda gelişinde bir kalem gibi eserini gösteren İlâhî güç.

kalem-i kudret ve kader

  • Allah'ın olacak hâdiseleri olmadan önce bilip takdir etmesi ve bu olayların düzenli olarak meydana gelişinde bir kalem gibi eserini gösteren İlâhî güç ve ilim.

kanun

  • Tabiat olaylarının bağlı olduğu değişmez kaide.

keşf-i evliya

  • Velilerin mânevî âlemlerde bazı olayları ve hakikatleri görmesi.

keşfiyat-ı sadıka

  • Doğru keşifler; manevî âlemlerde bazı olayları ve hakikatleri görme.

kudret ve kader kalemi

  • Allah'ın olacak olayları olmadan önce bilip yazması, takdir etmesi ve kudretiyle yaratması.

kutb

  • İşlerin görülmesine veya insanların doğru yolu bulmasına vâsıta kılınan büyük zât. Dünyâ işleri ve madde âlemindeki olaylarla alâkalı olana medâr kutbu (kutb-ül-aktâb), din ve irşâd işi ile vazîfeli kılınana irşâd kutbu denir.

kutb-i medar / kutb-i medâr

  • Âlemin nizâmı ile alâkalanan, bolluk-kıtlık, sağlık-hastalık, barış-savaş, rızık, yağmur ve benzeri olaylarla vazîfeli kılınan büyük zât. Kutb-ül-aktâb, Kutb-ül-ebdâl da denir.

kutb-ül-aktab / kutb-ül-aktâb

  • Âlemin nizâmı ile alâkalanan, bolluk, kıtlık, sağlık-hastalık, barış-savaş, rızık, yağmur ve benzeri olaylarla vazîfeli kılınan ricâl-i gayb yâni herkesin tanımadığı zâtların reisi. Emrinde üçler, yediler, kırklar... denilen yine bu işlerle vazîfeli seçilmiş kimseler bulunur.

laz

  • Doğu Karadeniz bölgesinde, bilhassa Rize dolaylarında yaşayan bir kavim.
  • Bu kavimden olan kimse.

lazistan

  • Lazlar'ın oturduğu bölge olan Rize dolayları. Osmanlı İmparatorluğu zamanında Rize sancağına verilen ad.

levh-i kaza ve kader / levh-i kazâ ve kader

  • Allah tarafından olacak bütün olayların belirlendiği ve yazıldığı Kazâ ve Kader Levhası.

macera-yı hayatiye

  • Hayat hikâyesi, yaşanan olaylar.

measir / meâsir

  • Harika işler, unutulmaz olaylar.

mukadderat / mukadderât

  • Allah tarafından takdir olunmuş ileride meydana gelecek haller ve olaylar.

mukadderat-ı beşer

  • İnsanın kaderi; Allah tarafından takdir olunmuş işler, başa gelecek olaylar.

mukadderat-ı beşeriye

  • İnsanlığın kaderi; Allah tarafından insanlık için takdir olunmuş işler, başa gelecek olaylar.

mukadderat-ı hayatiye / mukadderât-ı hayatiye

  • Hayat boyu başa gelmesi takdir edilmiş olaylar.

mukadderat-ı nev-i beşer

  • İnsanlığın kaderi; Allah tarafından takdir olunmuş işler, başa gelecek olaylar.

müşahedat-ı beşeriye

  • İnsanların gözlemleri, şahit olduğu olaylar.

nazar-ı maddi / nazar-ı maddî

  • Olayları ve varlıkları sadece dış görünüşüne göre değerlendirme.

ruzname / rûznâme

  • Günlük, olayların zaman sırasına göre yazıldığı defter, takvim.

safahat-ı alem / safahât-ı âlem

  • Dünya olayları, dünyadaki gelişmeler.

seciye-i avra

  • Bir gözü kör olan seciye; olaylara sadece şahsî çıkar açısından veya sadece dünyevî açıdan bakan seciye, huy.

serencam / serencâm

  • Başa gelen olaylar.

sergüzeşt-i zalimane / sergüzeşt-i zâlimâne

  • Bir kimsenin yaptığı, yaşattığı zalimce olaylar, gaddarlıklar.

seyl-i şuunat / seyl-i şuûnât

  • Olayların, oluşumların akışı, seli.

silsile-i hadisat / silsile-i hâdisât

  • Meydana gelen olaylar zinciri.

sutur-u hadisat / sutûr-u hâdisât

  • Sayısız olaylar satırları.

sütur-u hadisat-ı dehr / sütûr-u hâdisat-ı dehr

  • Zamanın, çağın olaylarının satırları.

şuun / şuûn / شئون

  • İşler. (Arapça)
  • Olaylar. (Arapça)

şüun / şüûn / شئون

  • İşler. (Arapça)
  • Olaylar. (Arapça)

şüunat / şüûnât / شئونات

  • Olaylar. (Arapça)

şüzuzat / şüzuzât

  • Kural dışı olaylar ve varlıklar.

takvim

  • Düzeltme. Doğrultma. Kıvamına koyma. Eğriyi doğru tutma.
  • Ta'dil etme.
  • Bir şeye kıymet tâyin eylemek.
  • Her gün güneşin doğuşu, batışı, ay ahkâmı ve süresi kaydedilmiş olan defter.
  • Günlük olaylardan bahseden gazete.

tefe'ül

  • Fal açmak, bazı olayları uğurlu saymak, olacak şeyleri tahmin etmek.

vakayi

  • Olaylar, vakalar.

vakayi' / vakâyi' / وقایع

  • Olaylar. (Arapça)

vakıa mutabakat / vâkıa mutabakat

  • Gerçekleşen olaylarla uygunluk.

vakıat / vâkıât / واقعات

  • Olaylar, gerçekler.
  • Olaylar. (Arapça)

vakıat-ı hakikiye

  • Gerçek olaylar.

vakıat-ı hayat / vâkıât-ı hayat

  • Hayattaki olaylar.

vakıat-ı istikbaliye / vâkıat-ı istikbaliye

  • Gelecekteki hadiseler, olaylar.

vakıat-ı istikbaliye ve berzahiye ve uhreviye / vâkıât-ı istikbaliye ve berzahiye ve uhreviye

  • Ahiretle, kabir hayatıyla ve gelecekle ilgili olaylar.

vakıat-ı kat'iye / vakıât-ı kat'iye

  • Kesin olarak meydana gelen vakıalar, olaylar.

vakıat-ı kevniye / vâkıât-ı kevniye

  • Varlıklarla ilgili vakıalar, olaylar.

vakıat-ı mühimme

  • Önemli olaylar.

vazife-i tefekküriye ve ubudiyet

  • Varlıklar ve olaylar üzerinde düşünüp Allah'ı tanıma ve Ona kullukta bulunma görevi.

vekayi / vekayî / vekâyi

  • Vakalar, olaylar.
  • Vak'alar, olaylar.

vekayi' / vekâyi' / وقایع

  • Olaylar. (Arapça)
  • Savaşlar. (Arapça)

vekayi-i alem / vekayi-i âlem

  • Dünyada meydana gelen olaylar.

vekayi-i mezkure / vekayi-i mezkûre

  • Anlatılan vakıalar, olaylar.

vekayi-i müsbete

  • Müsbet, olumlu olaylar.

vekayi-i risalet-meabiye / vekâyi-i risalet-meâbiye

  • Resul-i Ekrem Efendimizin (a.s.m.) peygamberliğine ait olaylar, hadiseler.

vukuat / vukuât / vukûât / وقوعات

  • Meydana gelen olaylar.
  • Olaylar. (Arapça)
  • Polisiye olaylar. (Arapça)

vukuat-ı istikbaliye / vukuat-ı istikbâliye

  • Gelecekte meydana gelecek olaylar.

vukuat-ı maddiye ve maneviye / vukuat-ı maddiye ve mâneviye

  • Maddî ve manevî olaylar, hadiseler.

vukuat-ı mazi / vukuat-ı mâzi

  • Geçmişteki olaylar.

vukuat-ı mühimme

  • Önemli olaylar.

vukuat-ı süfyaniye

  • İslâm Deccalı olan Süfyan ile ilgili olaylar.

vukuat-ı tarihiye

  • Tarihî olaylar.

vukūat-ı tarihiye / vukūât-ı târîhiye / وُقُوعَاتِ تَارِخِيَه

  • Târihî olaylar.

vukuat-ı zamaniye

  • Zamanın olayları.

vukuat-ı zemin

  • Yeryüzündeki olaylar.

yunani / yunanî

  • Eski Yunanlılar döneminde çeşitli varlıklara ve tabiat olaylarına ilâhlık veren bâtıl dinlere mensup olan.

 

Bağış Yapmak İçin Tıklayın