Menu
İletişim
LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK
{ lügât . lügat . لغت }
Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.
Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "
OSMANLICA ARA
" ya da "
TÜRKÇE ARA
" butonlarına tıklayın.
İfadenin içinde geçtiği kelimeleri de göster.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük
'te
Nice
ifadesini içeren
82
kelime bulundu...
ahiyyen şerahiyyen
(Süryanice) Hannân, Mennân, Rahmân ve Rahim olan. Çok çok nimet veren.
alaca bayrak
Tar:Ondördüncü Yeniçeri Bölüğüne verilen ad.
alem-i ceberut / âlem-i ceberut
Âlem-i azamet ve kudret. (Bununla âlem-i esmâ ve sıfât kasdolunur. Muhakkıkların ekserisine göre bu, âlem-i evsattır. Yâni üstte olan Lâhut âlemi ile altta bulunan melekut âlemi arasındaki âlem. Amiriyyet-i umumiyyeyi muhit olan berzahtır. Ceberut, ibranice "kudret" mânasındadır).
amin
Yâ Rabbi! Öyle olsun, kabul eyle! (meâlinde olup, duânın sonunda söylenir). İncil'de iki yerde geçer. Tevrat'ta da geçer. İbranice ve Süryanicede de vardır. Hakikat, çok doğru, tamam mânâsındadır.
bahariyye
Edb: Birini övmek için yazılan ve bahar tasviriyle başlayan kaside.
Tar : Yeniçeri ağasından itibaren padişah tarafından Yeniçeri kâtibiyle ocak ağalarına verilen baharlık.
barani / bârânî
Çivit mavisi renginde, Osmanlılar zamanında Selânik'te dokunan bir cins çuha. Yeniçeri ve Acemi oğlanlarına aralık ve ocak (erbain) aylarında verilen yağmurluk bârâniden yapılırdı. Yağmurluk, yağmurdan muhafaza eden şey.
(Farsça)
Yağmurla ilgili.
(Farsça)
bedergah
Kapıya çıkma.
(Farsça)
Tar: Çeşitli hizmetlerde kullanılmak üzere, acemi ocağına ve ocak dışına verilen acemilerin, Yeniçeri Ocağı'na kayıt edilmeleri.
(Farsça)
bektaşiyan / bektaşiyân
Bektâşiler. Yeniçeriler.
(Farsça)
besa / besâ / بسا
Pek çok, hayli miktarda, nice nice.
(Farsça)
Nice.
(Farsça)
caniyane / câniyâne
Canicesine.
Câni gibi, cânice.
celcelutiye
Peygamberimizin Resul-i Ekremin (A.S.M.) derslerine istinâden, aslı cifir ve ebced hesâbı ile alâkalı olarak Hz. Ali (R.A.) tarafından te'lif edilen Süryânice bir kasidedir. Esas mânası; bedi' demektir.
civelek
Tar: Yeniçeri Ocağı'nda bulunan ve aşçıbaşı maiyetinde yaver gibi kullanılan gençler.
Canlı, hareketli ve neş'eli deve yavrusu veya genç.
çün
Gibi.
(Farsça)
Zira, çünki, madem ki.
(Farsça)
Nasıl, nice.
(Farsça)
davud / dâvud
Kur'an-ı Kerim'de ismi geçer ve Benî İsrail Peygamberlerindendir. Hz. Süleyman'ın (A.S.) babasıdır. Hem Peygamber, hem Sultandı. İbranice Zebur kitabı kendisine nâzil olmuştur. Sesi çok güzeldi. M.Ö. 1010 da vefat ettiği nakledilir.
esame
Askerlerin. ve bilhassa Yeniçerilerin kaydı, ulüfe defteri.
eşbeh
Mert, yiğit, kabadayı, cesur kimse. (Bu tâbir bilhassa yeniçeriler hakkında kullanılırdı.)
ferraş
Cami, mescid, imaret gibi müesseselerin temizliğini sağlamak; ve kilim, halı ve hasır gibi mefruşatını yayma hizmetleriyle vazifeli olan kişiler hakkında kullanılır bir tâbirdir. Ferraş; arapçada, yayıcı, hizmetçi, döşeyici anlamlarına gelir. Yeniçeri teşkilâtında bu işi görenlerle, Kâbe'yi süpürenl
fevziye
Yeniçeri Ocağı'nın kaldırılması üzerine II.Sultan Mahmud tarafından eski odalar mevkiine verilen isimdir. Yeniçeri Ocağı'nın kaldırılması esnasında, yeni odalar Kara Cehennem'in attığı yağlı paçavralarla yanmış, eski odalar da ocağın ilgasından birkaç gün sonra yıktırılmıştır. Gerek yanan ve gerekse
gedikli
t. Tar: Yeniçeri efradı arasında eskilikleri dolayısıyla imtiyazlı olanlar. Bunlar diğer yeniçerilerden ayrılmak için bellerine seraser denilen kumaştan kuşak sararlardı.
Yıkık, çentikli ve düşük yeri olan.
Mülk olduğu halde vakfa ait bir tarafı olan.
Deniz assubayı k
haç
(Ermeniceden) Put. Haç. İstavroz.
hakimiyet-i mutlaka / hâkimiyet-i mutlaka
Nitelik ve niceliğe bakmaksızın her zaman ve zeminde geçerliliği olan bir egemenlik.
hareket-i ahmakane ve caniyane / hareket-i ahmakâne ve câniyane
Aptalca ve cânice yapılan hareket.
hartavi / hartavî
Tar: Sipahilerin yeniçeri keçesine mümasil olarak giydikleri toparlak keçe külâh.
hefhaf
Yeynicek, hafif mizaçlı kimse.
heşaş
Açık yüzlü şen yeynicek kişi.
Sağan kimseye sevip sütünü veren koyun.
himyata
(Süryanicedir ve Tevrat'ta geçer.) Resul-ü Ekrem Hz. Muhammed'in (A.S.M.) İbranice bir ismidir.
hiyamiyye nezareti
Tar: 1826 senesinde Yeniçeri Ocağı'nın ilgası üzerine kaldırılan Çadır Mehterleri yerine kurulan daire.
hukeşan
Tar: Hacı Bektaş şeyhinin Yeniçeri Ocağı nezdindeki vekiline mahsus doksandokuzuncu ortaya 1591 senesinde tâyin olunan Bektaşi müritleri hakkında kullanılır bir tâbirdi. Yeniçeri ocağından yiyip içen ve yeniçeri odalarında yatıp kalkan bu duacıların vazifeleri sabah akşam ordunun selâmet ve muvaffak
(Farsça)
humbaracı
Ask: Yeniçeri teşkilâtı zamanındaki topçu eri. Bu teşkilâtın mensubları havan toplarıyla humbara attıkları için bu adı almışlardı.
ibrahim
İbrahim kelimesi, İbranicede baba anlamına gelen "eb"; ve cumhur demek olan "reham" kelimelerinden meydana gelmiştir. "Ebu-l cumhur" ise; cumhurun babası demektir. Bu ismi meydana getiren kelimelerin ikisinin de hareke veya telaffuzlarını az bir değişiklik yapmakla yine bu mânalar Arapçada vardır. B
Halilullah ve Halil-ür Rahman da denir. Peygamberlerden İshak ve İsmâil'in (A.S.) babasıdır. Yirmi sahifelik kitap kendisine nâzil olmuştur. Süryanice konuşurdu. Peygamberimizin de (A.S.V.) ceddi idi. Urfa'da doğduğu da rivayet edilir. Zamanın kralı Nemrud tarafından ateşe atılmak istendi, mu'cize o
ibrani / ibrânî
İbranice; İbrani diline ait.
iç oğlanı
Saray hizmetine alınıp devletin çeşitli makamlarına namzed olarak yetiştirilen gençler. İç oğlanı, Yıldırım Bayezid zamanında yeni teşekküle başlayan saray hizmetlerinde bulunmak üzere yeniçerilik için toplanan devşirmelerden ayrılmak suretiyle meydana getirilmiş ve bu usûl sonradan yapılan kanunla
(Türkçe)
ill
Keskinlik veya parlaklık mânasından alınmış olup; feryat, yemin, ahid ve karâbet mânalarına gelir. İbrânice "il", ilâh demek olduğu da söylenmiştir.
in'am
Nimet vermek. İhsan etmek.
Doğruya sevketmek, hidâyete ulaştırmak.
İyilik etmek, bahşiş vermek.
Tar: Osmanlı İmparatorluğu zamanında yeniçerilerin aylıklarına yapılan zam.
işaret-i aliye / işaret-i âliye
Tar: Şeyh-ül islâm, defterdar ve yeniçeri ağası gibi maiyyet memurlarından biri tarafından yazılan takrir veya ilam üzerine sadrazamın kabul veya red şeklinde yazdığı yazı.
Sadaret makamından çıkan emirler.
iskarlat
İtl. Eski devirlerde Venedik mensucatından, boyası has ve kumaşı dayanıklı bir nevi çuhanın adı idi ve şarkta pek makbuldü. Yeniçeri Ocağı ileri gelen ağalarına, sekbanbaşıya ve yeniçeri kâtibine her sene bu çuhadan verilir veya bedeli para olarak tahsis olunurdu. Bu paraya da "İskarlat bedeli" deni
kalafat
Vaktiyle Yeniçeri Ağasının giydiği kırmızı bir başlık.
kazan kaldırmak
Yeniçerilerin isyanı münasebetiyle kullanılan bir tabirdi. Yeniçeriler isyan ettikleri zaman yemek pişirilen kazanlarını da, toplandıkları At Meydanı'na getirdikleri için bu tabir meydana gelmiştir. Sonradan da devlete karşı koymağa kalkanlar hakkında kullanılırdı.
(Türkçe)
keçeli
Tar: Yeniçerilerden keçekülâh giyenler.
kemiyet
Çokluk, nicelik.
Nicelik.
kemiyeten
Sayıca, nicelik itibariyle.
Nicelik bakımından.
kemmen
Sayıca, nicelik bakımından.
kemmiyet / كميت
Sayıca çokluk, nicelik.
Sayı.
Nicelik.
Tekillik veya çoğulluk.
(Kemiyet) Miktar, sayı, nice oluş. Az veya çok oluş.
Nicelik.
(Arapça)
Nicelik.
(Arapça)
keyfe
Arabçada sual cümlesinin başına gelir. "Nasıl? Nice?" mânalarınadır.
keyfiyet-i muamele
Davranış ve tavırların niceliği, temel özelliği.
kut'ül amare / kut-ül amare / كوتول امار
Kut'ül Amare ne demektir?
Yeni kurulan Osmanlı 6. Ordusu'nun Komutanlığı'na atanarak 5 Aralık'ta Bağdat'a varan Mareşal Colmar Freiherr von der Goltz Paşa'nın emriyle Irak ve Havalisi Komutanı Miralay (Albay) 'Sakallı' Nurettin Bey'in birlikleri 27 Aralık'ta Kut'u kuşattı. İngilizler Kut'u kurtarmak için General Aylmer komutasındaki kolorduyla hücuma geçti ancak, 6 Ocak 1916 tarihli Şeyh Saad Muharebesi'nde 4.000 askerini kaybederek geri çekildi. Bu muharebede 9. Kolordu Komutanı Miralay 'Sakallı' Nurettin Bey görevinden alındı ve yerine Enver Paşa'nın kendisinden bir yaş küçük olan amcası Mirliva Halil Paşa (Kut) getirildi.
İngiliz Ordusu, 13 Ocak 1916 tarihli Vadi Muharebesi'nde 1.600, 21 Ocak Hannah Muharebesi'nde 2.700 askeri kaybederek geri püskürtüldü. İngilizler mart başında tekrar taarruza geçti. 8 Mart 1916'da Sabis mevkiinde Miralay Ali İhsan Bey komutasındaki 13. Kolordu'ya hücum ettilerse de 3.500 asker kaybederek geri çekildiler. Bu yenilgiden dolayı General Aylmer azledilerek yerine General Gorringe getirildi.
Kut'ül Amare zaferinin önemi
Kût (kef ile) veya 1939’dan evvelki ismiyle Kûtülamâre, Irak’ta Dicle kenarında 375 bin nüfuslu bir şehir. Herkes onu, I. Cihan Harbinde İngilizlerle Türkler arasında cereyan eden muharebelerden tanır. Irak cephesindeki bu muharebeler, Çanakkale ile beraber Cihan Harbi’nde Türk tarafının yüz akı sayılır. Her ikisinde de güçlü düşmana karşı emsalsiz bir muvaffakiyet elde edilmiştir.
28 Nisan 1916’da General Townshend (1861-1924) kumandasındaki 13 bin kişilik İngiliz ve Hind askerlerinden müteşekkil tümenin bakiyesi, 143 günlük bir muhasaradan sonra Türklere teslim oldu. 7 ay evvel parlak bir şekilde başlayan Irak seferi, Basra’nın fethiyle ümit vermişti. Gereken destek verilmeden, tecrübeli asker Townshend’den Bağdad’a hücum etmesi istendi.
Bağdad Fatihi olmayı umarken, 888 km. yürüdükten sonra 25 Kasım 1915’de Bağdad’a 2 gün mesafede Selmanpak’da miralay Nureddin Bey kumandasındaki Türk ordusuna yenilip müstahkem kalesi bulunan Kût’a geri çekildi. 2-3 hafta sonra takviye geleceğini umuyordu. Büyük bir hata yaparak, şehirdeki 6000 Arabı dışarı çıkarmadı. Hem bunları beslemek zorunda kaldı; hem de bunlar Türklere casusluk yaptı.
Kût'a tramvayla asker sevkiyatı
İş uzayınca, 6. ordu kumandanı Mareşal Goltz, Nureddin Bey’in yerine Enver Paşa’nın 2 yaş küçük amcası Halil Paşa’yı tayin etti. Kût’u kurtarmak için Aligarbi’de tahkimat yapan General Aylmer üzerine yürüdü. Aylmer önce nisbî üstünlük kazandıysa da, taarruzu 9 Mart’ta Kût’un 10 km yakınında Ali İhsan Bey tarafından püskürtüldü.
Zamanla Kût’ta kıtlık baş gösterdi. Hergün vasati 8 İngiliz ve 28 Hindli ölüyordu. Hindliler, at eti yemeği reddediyordu. Hindistan’daki din adamlarından bunun için cevaz alındı. İngilizler şehri kurtarmak için büyük bir taarruza daha geçtiler. 22 Nisan’da bu da püskürtüldü. Kurtarma ümidi kırıldı. Goltz Paşa tifüsten öldü, Halil Paşa yerine geçti. Townshend, serbestçe Hindistan’a gitmesine izin verilmesi mukabilinde 1 milyon sterlin teklif etti. Reddedilince, cephaneliği yok ederek 281 subay ve 13 bin askerle teslim oldu. Kendisine hürmetkâr davranıldı. Adı ‘Lüks Esir’e çıktı. İstanbul’a gönderildi. Sonradan kendisine sahip çıkmayan memleketine küskün olarak ömrünü tamamladı.
Böylece Kûtülamâre’de 3 muharebe olmuştur. İngilizlerin kaybı, esirlerle beraber 40 bin; Türklerinki 24 bindir. Amerikan istiklâl harbinde bile 7000 esir veren İngiltere, bu hezimete çok içerledi. Az zaman sonra Bağdad’ı, ardından da Musul’u ele geçirip, kayıpları telafi ettiler. Kût zaferi, bunu bir sene geciktirmekten öte işe yaramadı.
Bu harbin kahramanlarından biri Halil Paşa, Enver Paşa’nın amcası olduğu için; diğer ikisi Nureddin ve Ali İhsan Paşalar ise cumhuriyet devrinde iktidar ile ters düştüğü için yakın tarih hafızasından ustaca silindi. 12 Eylül darbesinden sonra Ankara’da yaptırılan devlet mezarlığına da gömülmeyen yalnız bunlardır.
Binlerce insanın kaybedildiği savaş iyi bir şey değil. Bir savaşın yıldönümünün kutlanması ne kadar doğru, bu bir yana, Türk-İslâm tarihinde dönüm noktası olan çığır açmış nice hâdise ve zafer varken, önce Çanakkale, ardından da bir Kûtülamâre efsanesi inşa edilmesi dikkate değer. Kahramanları, yeni rejime muhalif olduğu için, Kûtülamâre yıllarca pek hatırlanmadı. Gerçi her ikisi de sonu ağır mağlubiyetle biten bir maçın, başındaki iki güzel gol gibidir; skora tesiri yoktur. Hüküm neticeye göre verilir sözü meşhurdur. Buna şaşılmaz, biz bir lokal harbden onlarca bayram, yüzlerce kurtuluş günü çıkarmış bir milletiz.
Neden böyle? Çünki bu ikisi, İttihatçıların yegâne zaferidir. Modernizmin tasavvur inşası böyle oluyor. Dini, hatta mezhebi kendi inşa edip, insanlara doğrusu budur dediği gibi; tarihi de kendisi tayin eder. Zihinlerde inşa edilen Yeni Osmanlı da, 1908 sonrasına aittir. İttihatçıların felâket yıllarını, gençlere ‘Osmanlı’ olarak sunar. Bu devrin okumuş yazmış takımı, itikadına bakılmadan, münevver, din âlimi olarak lanse eder. Böylece öncesi kolayca unutulur, unutturulur.
Müşir İbrahim Edhem Paşa’nın oğlu Sakallı Nureddin Paşa (1873-1932), sert bir askerdi. Irak’ta paşa oldu. Temmuz 1920’de Ankara’ya katıldı. Fakat karakterini bilen M. Kemal Paşa, kendisine aktif vazife vermek istemedi. Merkez kumandanı iken Samsun’daki Rumları iç mıntıkalara sürgün ettiği esnada çocuk, ihtiyar, kadın demeden katliâma uğramasına göz yumdu. Bu, milletlerarası mesele oldu. Yunanlılar, bu sebeple Samsun’u bombaladı. Nureddin Paşa azledildi; M. Kemal sayesinde muhakemeden kurtuldu. Sonradan Kürtlerin de iç kısımlara göçürülmesini müdafaa edecektir. Batı cephesinde, kendisinden kıdemsiz İsmet Bey’in maiyetinde vazife kabul etti. İzmir’e girdi. Bazı kaynaklarda İzmir’i ateşe verdiği yazar. I. ordu kumandanı olarak bulunduğu İzmit’te, Sultan Vahîdeddin’in maarif ve dahiliye vekili gazeteci Ali Kemal Bey’i, sivil giydirdiği askerlere linç ettirdi; padişaha da aynısını yapacağını söyledi. Ayağına ip takılarak yerlerde sürüklenen cesed, Lozan’a giden İsmet Paşa’nın göreceği şekilde yol kenarına kurulan bir darağacına asılarak teşhir edildi. Mustafa Kemal Paşa, İstanbul’da bir fedainin vursa kahraman olacağı bir insanı, vuruşma veya mahkeme kararı olmaksızın öldürmeyi cinayet olarak vasıflandırıp kınadı. M. Kemal’e gazi ve müşirlik unvanı verilmesine içerleyen Nureddin Paşa iyice muhalefet kanadına geçti. 1924’de Bursa’dan müstakil milletvekili seçildi. Asker olduğu gerekçesiyle seçim iptal edildi. İstifa edip, tekrar seçildi. Anayasa ve insan haklarına aykırılık cihetinden şapka kanununa muhalefet etti. Bu sebeple antikemalist kesimler tarafından kahraman olarak alkışlanır. Nutuk’ta da kendisine sayfalarca ağır ithamlarda bulunulur, ‘zaferin şerefine en az iştirake hakkı olanlardan biri’ diye anılır.
Halil Kut (1882-1957), Enver Paşa’yı İttihatçıların arasına sokan adamdır. Sultan Hamid’i tevkife memur idi. Askerî tecrübesi çete takibinden ibaretken Libya’da bulundu. Yeğeni harbiye nazırı olunca, İran içine harekâta memur edildi. Irak’taki muvaffakiyeti üzerine paşa oldu. Bakü’yü işgal etti. İttihatçı olduğu için tutuklanacakken, kaçıp Ankara hareketine katıldı. Rusya ile Ankara arasında aracılık yaptı. Sonra kendisinden şüphelenilince, Almanya’ya kaçtı. Zaferden sonra memlekete dönüp köşesine çekildi. Politikaya karışmadı.
Ali İhsan Sâbis (1882-1957), Sultan Hamid’i tahttan indiren Hareket Ordusu zâbitlerindendi. Çanakkale, Kafkasya’da bulundu. Irak’ta paşalığa terfi etti. İttihatçı olduğu için Malta’ya sürüldü. Kaçıp Ankara hareketine katıldı. I. batı cephesi kumandanı oldu. Cephe kumandanı İsmet Bey ile anlaşmadı; azledilip tekaüde sevkolundu. M. Kemal’e muhalif oldu. Nazileri öven yazılar yazdı. 1947’de devlet adamlarına yazdığı imzasız mektuplar sebebiyle 15 seneye mahkûm oldu. 1954’te DP’den milletvekili seçildi. Hatıraları, Nutuk’un antitezi gibidir.
levend
(Levent) Yeniçeri devrinde deniz erlerine verilen bir isim. Asker.
(Farsça)
Mc: Boylu boslu, yakışıklı, çevik kimse.
(Farsça)
martulos
(Martoloz) Osmanlı Devletinin teşekkülü sıralarında ve yeniçeri teşkilâtından önce, Hristiyanlardan, ordunun geri hizmetlerinde çalışmış olan teşekküllerden biridir. Silâhlanmış kişi mânasında Rumca bir kelimedir.
Eskiden Tuna gemicileri, korsanı mânasında da kullanılmıştır.
mazmaz
(İbranice) Hz. Muhammed'in (A.S.M.) Suhuf-u İbrahim ve Tevrat'taki ismi.
meryem
İsâ Aleyhisselâmın annesinin adı. (Süryânicede hâdim mânasınadır)
mevacib
(Çoğulu: Mevacibât) Maaşlar, aylıklar.
Tar: Yeniçerilerin üç ayda bir defa verilen ulûfeleri.
mikdar / mikdâr
Miktar, nicelik.
mirilu
Uzayan harblerde ve askerin kifayetsizliği zamanlarında aylıkla toplanan askerler. Bunlar talimsiz, intizamsız oldukları için "Nefer-i âm: Bütün halkın cenge sürülmesi" hükmünde kalıyor, bir istifade te'min olunamıyordu. Yeniçeri Ocağı'nın ilgasıyla muntazam askerî teşkilât yapılınca bu türl
münhamenna
Muhammed (A.S.M.) manâsına, Tevratta geçen İbrânice isimdir.
müşeffah
(İbranice) Peygamberimizin (A.S.M.) Tevrat'taki ismi.
müselleman
(Selm. den) Tar: Yeniçeri zamanında yol işleriyle vazifeli asker kısmı.
müstağniyane
Müstağnice
müstahfız
Tar: Yeniçeriliğin kaldırılmasından evvel, kale, hisar ve memleket muhafazasında bulunan kimseler hakkında kullanılan bir tabirdi. İlk zamanlardaki müstahfızlık, daim hizmet hâlinde olduğu için kendilerine timar verilirdi. Sonraki müstahfızlık ise, harp gibi lüzum görüldüğü zaman askerlik hizmetine
mütehallil
Araya sokulan, araya giren.
Bozulan.
Bir kelimeden nice mânâlar kasdedip söyleyen kimse.
nebras
(Nibrâs) (Çoğulu: Nebâris) (Süryânice) Kandil. Çıra. Lâmba.
Mc: Nur merkezi.
necif
(Çoğulu: Nicef) Geniş temrenli olan ok.
nibras
(Süryânice) Lâmba, çıra.
ocak imamı
Tar: Yeniçeri Ocağı'nın imamı. Cami-i Miyane adını alan ve ilkin mescid halinde bulunan Orta camii, Hicri 1000 senesinde büyütülerek cami haline getirilmiştir. Camiin imamı, hatibi, müezzini, muarrifi ve kayyumu vardı. İmam, Yeniçeriler arasında okuyup yazan ve tahsil görenlerden seçilirdi.
reşen
Tar: Yeniçeri maaşlarının üçüncü üç aylığı.
rütbe
Sıra, basamak.
Nicelik, derece.
şa'şa'
Yıldıramak, parıldamak.
Uzun ve yeynicek olmak.
sekban
Köpek besleyicisi.
(Farsça)
Padişahın köpeklerini av yerine götüren seyman.
(Farsça)
Vaktiyle Yeniçeri Ordusunda bir asker sınıfının ismi.
(Farsça)
Köy düğününde silâhlı ve oyun yapan gençler kafilesi. (Türkçede seğmen denir.)
(Farsça)
şı'şa'
Uzun, yeynicek kimse.
Uzun boyunlu deve.
silahşör
Silahları karıştırıcı, silahlarla oynayıp uğraşıcı.
Eski zamanda bir sınıf silahlı asker, hususiyle muhtelif silahları kullanmakta fevkalâde meleke ve maharet ile mümtaz olup, maiyyette istihdam olunanlara verilen addı. Yeniçeri Ocağı zâbitlerinin bir takımı hakkında da kullanılır bi
simyan
(Simân) (Süryanice) Hak.
şit (şis) aleyhisselam / şit (şîs) aleyhisselâm
Âdem aleyhisselâmdan sonra gönderilen peygamber. Âdem aleyhisselâmın oğludur. Babası vefât edince peygamber oldu. Kendisine elli suhuf kitâb verildi. Şit ismi İbrânice olup Arapça'da Allah'ın hibesi (hediyesi) mânâsındadır. Şit yerine Şîs de denilmiştir.
şuayb aleyhisselam / şuayb aleyhisselâm
Medyen ve Eyke ahâlisine gönderilen peygamber. İbrâhim aleyhisselâmın, dînini insanlara tebliğ etti. İbrâhim aleyhisselâmın veya Sâlih aleyhisselâmın neslinden olduğu rivâyet edilir. İsminin Arabça Şuayb, Süryânicede Yesrûb olduğu bildirilmiştir. Mûsâ aleyhisselâmın kayınpederidir.
tayiş
Yeynicek kimse.
Hafiflik.
temlih
(Süryânice) El-Kayyum mânasında (Esmâ-i İlâhiyedendir).
ulüf
(Tekili: Ulûfe) Yemler, ulufeler.
Yeniçeri maaşları.
ulufe / ulûfe / علوفه
Yeniçerilere ve sipahilere dağıtılan maaş.
Bir nevi hayvan yemi.
Yeniçeri maaşı.
Yem.
(Arapça)
Yeniçeri maaşı.
(Arapça)
vak'a-i hayriye
Tar: Yeniçeri Ocağı'nın kaldırılması münasebetiyle kullanılan bir tabirdir. İlk önceleri büyük hizmetleri görülen Yeniçeriler, zamanla nizam ve intizamlarını kaybettikleri gibi, son zamanlarda uygunsuz hareket ve isyanlarla memleketin başına belâ kesildikleri için, ocağın lağvı hayırlı sayılmış ve b
yakub aleyhisselam / yâkûb aleyhisselâm
Ken'an diyârındaki (Fenike denilen Sayda, Sur ve Beyrut ile Filistin ve Sûriye'nin bir kısmından ibâret olan eski bir memleket) insanlara gönderilmiş olan peygamber. İshâk aleyhisselâmın oğlu, Yûsuf aleyhisselâmın babasıdır. Yâkûb, İbrânice bir isim olup, "Allahü teâlânın saf ve temiz kıldığı kul" m
yuhanna
Hz. İsa'nın (A.S.) havarilerinden birisidir. İncillerden birisini yazmıştır. İbranicede Yahya mânasına gelir. Yuhannes, Ohannes, Con (Fr.: Jan) denir.
zakzak
Yeynicek, hafif.
Bir karınca cinsi.
zangoç
(Ermenice) Kilisenin hizmetlerini gören ve çan çalan kimse.
zarf
Kap, kılıf. Mahfaza.
İçine mektup konulan kılıf kâğıt.
Gr: Bir fiilin veya bir sıfatın veya başka bir zarfın mânasına "yer, zaman, mâhiyyet" (Nicelik, nitelik) gibi cihetlerden başkalık katan vasıflarını belirten kelime.
En Çok Aranan Osmanlıca Kelimeler
kut'ül amare
ruhban
ram olmak
münib
lev
şegaf
tercüman-ı beliğ
inantab
terceme
tercüme
En Son Aranan Osmanlıca Kelimeler
Ka'r
evhen
dide
dar ü gir
isdar
Avatif
Kedi
edmiga
nab
meçhuliyet
En Son Aranan Türkçe Kelimeler
Nice
Çeviri
anahtar
Kedi
Sevgi
Kuyu
seviç
dürlü
Yasemin
ohannes