Menu
İletişim
LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK
{ lügât . lügat . لغت }
Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.
Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "
OSMANLICA ARA
" ya da "
TÜRKÇE ARA
" butonlarına tıklayın.
İfadenin içinde geçtiği kelimeleri de göster.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük
'te
Nezaket
ifadesini içeren
23
kelime bulundu...
bed-eda
Terbiyesiz, nezâketsiz ve kaba olan kimse.
(Farsça)
cefvet
Nezaketsizlik, kabalık, saygısızlık.
efendi
(Rumcadan) Sahib, mâlik, mevlâ. Ağa. Şer'î hâkim, kadı, molla. (Saygı ve nezâket mübalağası olarak kullanılır. Eskiden büyüklere ve şâyân-ı hürmet zâtlara Efendimiz denildiği gibi, her zaman için Hz. Peygamber Aleyhissalâtu Vesselâm'a da, mü'minler Efendimiz diyerek hürmet ve sevgilerini ifade ederl
eltaf
(Tekili: Lutf) Lütuflar, iyi muameleler, iyilikler, iyilikseverlikler. Nezaketler, nazik davranmalar. Okşamalar.
hödük
Kaba, nezaketsiz. Gabi, acemi, vurdumduymaz.
kibar
(Tekili: Kebir) İnce ve nârin yapılı. Terbiyeli ve nezaket sahibi. Hassas.
Kebirler. Büyük rütbeliler. Büyükler.
letafet
Hoşluk, lâtiflik.
Cisimden alâkayı kesip bir nevi nurâniyet kesbetmek.
Güzellik, nezaket, yumuşaklık, hafiflik.
mutasallifane
Nezaket, bilgiçlik taslayanlar gibi.
naz
Bir şeyi beğenmeyiş, şımarıklık.
(Farsça)
Beğendirmek maksadiyle kendini ağır satmak.
(Farsça)
Celb-i muhabbet için edilen nezâket, letâfet ve zarafet.
(Farsça)
Yalvarma, rica.
(Farsça)
nazik / nâzik
Nezaketli. Terbiyeli. Zarif. İnce, dayanıksız.
(Farsça)
Ehemmiyet verilmesi icab eden.
(Farsça)
Tehlikeli husus.
(Farsça)
naziki / nâzikî
Nâziklik. Nezaket.
(Farsça)
nezahet-i lisaniye
Nezaketli, ince uslup.
nükte
İnce mânalı söz, idraki ve anlaşılması nezâket ve zarifliğe dayanan nazik husus. İbarenin asıl mânasından başka olan nazik ve lâtif mânâ, dikkatle anlaşılabilen ince mânâ.
Yere ağaçla vurup eser bırakmak.
resmen
Devlet namına, resmî olarak, devlet tarafından.
Kat'i olarak anlaşıldığına göre.
İsteye isteye. Bile bile.
Görünüşte, âdet yerini bulsun diye. Nezaket icabı olarak.
rıfk
Yumuşaklık, yavaşlık, tatlılık, nezaket. (Zıddı: unf)
tasallüfat / tasallüfât
(Tekili: Tasallüf) Gösteriş olarak yapılan nezaketler.
telattuf
(Çoğulu: Telattufât) (Lutf. den) Lütuf ve nezaketle davranma. Nâzikâne muamelede bulunma.
telattufen
Nezaketle, lütuf ile.
telattufkar / telattufkâr
Lütuf, nezaket ve tatlılıkla muamele eden.
(Farsça)
telatuf
(Çoğulu: Telâtufât) Nezaket ve lütufla hareket etme, nâzikâne muamelede bulunma.
teneşşüd
Bir haberi veya bir şeyi öğrenmek için insanların farkına varamıyacağı şekilde nezâketle soruşturma.
utufet
Nezaket, lütuf. şefkat.
vecibe-i nezaket
Nezâket borcu.
En Çok Aranan Osmanlıca Kelimeler
kut'ül amare
ruhban
münib
lev
şegaf
tercüman-ı beliğ
inantab
terceme
tercüme
ram olmak
En Son Aranan Osmanlıca Kelimeler
hezme
nilgun
penâhide
kas'a
KIRAGI
zer
nefy-i uluhiyet
menâzil-i kameriye
Fir'avn
mesim
En Son Aranan Türkçe Kelimeler
Nezaket
torna
kınça
Despot
Kuvvetli
nazar-i
temiz niyet
Neker
esedullah
Kazib