REKLAM ENGELLEMEYİ GERİ ALMA KODU BURADA BAŞLAR --> REKLAM ENGELLEMEYİ GERİ ALMA KODU BURADA BİTER -->

LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK

{ lügât . lügat . لغت }

Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları 
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.

Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "OSMANLICA ARA" ya da "TÜRKÇE ARA" butonlarına tıklayın.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük'te Nemli ifadesini içeren 109 kelime bulundu...

ab-nak

  • Sulu, ıslak, nemli. (Farsça)

akson

  • yun.Tıb: Sinir hücrelerinden çıkan uzantıların en önemlisi.

ashab-üş-şimal / ashâb-üş-şimâl

  • Amel defterleri sol taraflarından verilecek olan cehennemlik kimseler.

ateşi / âteşî / آتشى

  • Ateşli. (Farsça)
  • Öfkeli, kızgın. (Farsça)
  • Acı, dokunaklı. (Farsça)
  • Cehennemlik. (Farsça)

ayasofya

  • Şimdi müze olan önemli bir cami.

ayat-ı mühimme / âyât-ı mühimme

  • Önemli âyetler.

buhari / buharî

  • En önemli hadîs kitabının yazarı.

bülalet / bülâlet

  • Islaklık, nemlilik, yaşlık.

camiü'l-ezher üniversitesi / câmiü'l-ezher üniversitesi

  • Mısır'da bulunan, İslâm dünyasının en önemli ve en eski sayılan üniversitesi.

cehennemi / cehennemî / جهنمى

  • Cehennemlik. (Arapça - Farsça)
  • Cehennem gibi sıcak. (Arapça - Farsça)

celcelitiye / celcelîtiye

  • Hazreti Ali radıyallahu anhın önemli bir eseri.

ciddi / ciddî / جدی

  • Ağırbaşlı. (Arapça)
  • Önemli. (Arapça)

cihangir

  • Dünyanın önemli bir bölümüne hükmeden, egemenliği altına alan.

cihazat-ı mühimme

  • Önemli cihazlar.

cuma / cumâ

  • Önemli bir namaz.

dava / dâva

  • Savunulan düşünce, hak talebi, önemli mesele.

derecat-ı refia ve mühimme / derecat-ı refîa ve mühimme

  • Çok yüce ve önemli dereceler.

düstur-u azim / düstur-u azîm

  • Büyük ve önemli düstur, prensip.

egosantrizm

  • Psk: Benmerkezcilik. Zihnî gelişmenin ilk çocukluk safhası. Bebek büyüyüp kendi varlığı ile başka varlıkları ayırmaya başladığı zamanlarda kendine has bir düşünce tarzı ile düşünür. Sanki dünyada en önemli varlık kendisi, herşey onun emrine ve isteğine hazır olmalı. Annesi, babası, diğer insanlar ve (Fransızca)

ehem

  • En önemli.

ehemm / اهم

  • En önemli.
  • En önemlisi. (Arapça)

ehemmiyet-i namütenahiye / ehemmiyet-i nâmütenâhiye

  • Sonsuz derecede ehemmiyetli, önemli.

ehemmiyet-i san'aviye

  • San'at bakımından önemlilik.

ehemmiyetli

  • Önemli.

ehl

  • (Ehil) Yabancı olmayan, alışık olduğumuz.
  • Dost, sahip, mensup. Evlâd, iyal. Kavm, müteallikat. Usta, muktedir ve becerikli anlamıyla ehil ve ehliyet İslâmiyette önemli bir husustur. Dinimiz, bize işleri ehline vermemizi emreder. Cemiyette işler, mevkiler, makamlar, görevler, ehline v

ehl-i cehennem

  • Cehennemlikler.

ehl-i nar / ehl-i nâr

  • Cehennemlik olanlar.
  • Cehennemlik olan. Cehennem ehli.

ehl-i şekavet

  • Sıkıntı ehli, Cehennemlik olanlar.

emr-i mühimme

  • Önemli iş.

erkan-ı azime / erkân-ı azîme

  • Büyük ve önemli esaslar.

erkan-ı mühimme / erkân-ı mühimme

  • Bir topluluğun ileri gelenleri, önemli büyükleri; köşe taşları.

esas-ı mühim

  • Önemli esas.

esasat-ı mühimme

  • Önemli esaslar.

eshab-ı bedr / eshâb-ı bedr

  • İslâm târihinin ilk ve en önemli muhârebesi olan Bedr savaşında Peygamber efendimiz ile birlikte Mekkeli müşriklere (puta tapanlara) karşı harbedip kıyâmete kadar unutulmayacak şanlı bir zafer kazanan üç yüz on üç kahraman mücâhid.

eşhas-ı mühimme

  • Önemli kişiler.

esrar-ı mühimme / esrâr-ı mühimme

  • Önemli sırlar.

evrad-ı mühimme

  • Önemli virdler, zikirler.

haiz-i ehemmiyet / hâiz-i ehemmiyet / حائز اهميت

  • Ehemmiyetli, mühim, önemli.
  • Önemli.

hakikat-i mühimme

  • Önemli gerçekler.

hamiyet

  • Din ve millet gibi önemli değerleri koruma ve bunlara hizmet etme duygusu.

hareket-i mühimme

  • Önemli hareket.

hatair

  • (Tekili: Hatire) Mühim işler, ehemmiyetli ve önemli ameller.

hayati / hayatî

  • Hayata ve yaşamağa ait. Hayatla alâkalı. Hayat için mecburi olan.
  • Mc: Çok önemli bir şeyin bağlı bulunduğu başka bir şey. Temel.
  • Hayatla ilgili, önemli.

ihtar-ı mühim

  • Önemli ikaz, uyarı.

ihtifalat-ı mühimme / ihtifâlât-ı mühimme

  • Önemli merasimler.

izbe

  • Kuytu. Loş. Pis ve nemli yer.

kaide-i mühimme

  • Önemli kural.

kenzülarş

  • Önemli bir bir dua.

kısm-ı mühim

  • Önemli bir kısım.

latince

  • Eski Roma'da konuşulan ve bugünkü Fransızca, İspanyolca, İtalyanca gibi dilleri doğurmuş olan ana dil ki, Hint-Avrupa dil âilesinin önemli bir kolu olan İtalik grubundandır.

lübane

  • (Çoğulu: Lübânât) Hâcet, ihtiyaç.
  • Önemli ve ehemmiyetli iş.

maksud-u ehem

  • Çok önemli gaye.

maslahat

  • İş, emir, madde, keyfiyet, önemli iş.
  • Barış, dirlik-düzenlik.

matalil

  • (Tekili: Matlul) Nemli, ıslak ve yaş şeyler.

meblul

  • Nemli, yaş. Islak, ıslanmış.

mertub

  • (Ratb. dan) Rütubetli, ıslak, nemli, yaş.

mesail-i mühimme-i hakikiye / mesâil-i mühimme-i hakikiye

  • Gerçek önemli meseleler, konular.

meşair / meşâir

  • Hacı olmadan önce durulması gereken önemli yerler.
  • Hasseler, duygular.

mesele

  • Sorulup karşılığı istenen problem.
  • Önemli iş.

mesele-i mühimme

  • Önemli mesele.

mevaki-i mühimme

  • Önemli mevkiler. Ehemmiyetli yerler.

muamele-i mühimme

  • Önemli davranış.

müflis

  • İflâs eden.
  • Dünyâda iken insanların haklarını yemiş, onları dövmüş, sıkıntı ve eziyet vermiş; bu sebeblerle âhirette hesâblar görülürken, hakkı olanlara bütün günahları verilip, hiç sevâbı kalmayan ve hak sâhiplerinin günâhlarını yüklenerek, Cehennemlik olan kimse.

mühim / مهم

  • Önemli.
  • Önemli.
  • Önemli.
  • Önemli. (Arapça)

mühimme / مهمه

  • Mühim, önemli.
  • Önemli. (Arapça)

mühimmi

  • Önemlisi.

mühimter

  • Ehemmiyetli ve çok önemli. (Farsça)

müterattıb

  • Yaş, ıslak, nemli.

nahb

  • Yüksek sesle ağlama.
  • Önemli iş, mühim iş. Nezretmek, adamak.
  • Seri seyr.
  • Vakit, müddet. Ecel, ölüm, mevt.

nedavet

  • Yaşlık, ıslaklık, nemlik, rutubet.

nedve

  • Yaşlık, nemlilik.
  • Meşveret etmek. Bir işi hakkında görüşmek.
  • Konuşmak.

nemdar

  • Nemli, ıslak, yaş, rutubetli. (Farsça)

nemkeşide

  • Islak, nemli, yaş, rutubetli. (Farsça)

nemnak / nemnâk / نمناک

  • Nemli, yaş, ıslak. (Farsça)
  • Nemli. (Farsça)

nemnaki / nemnakî

  • Nemlilik, ıslaklık, yaşlık, rutubet. (Farsça)

neşr

  • Âhirette, ölülerin diriltilip, hesâbları görüldükten sonra, cennetliklerin Cennet'e ve cehennemliklerin Cehennem'e dağılmaları.
  • Yayma, dağıtma.

netaic-i mühimme / netâic-i mühimme

  • Önemli sonuçlar.

nokta-i mühimme

  • Önemli nokta.

nukat-ı mühimme

  • Önemli noktalar.

nükte-i mühimme

  • Önemli ince nokta.

pencere-i mühimme

  • Önemli pencere.

ratb

  • Rutubet, nemlilik yaşlık.
  • Rutubetli, yaş.
  • Yaş hurma.
  • Mülâyim, yumuşak.

ratıb

  • Islak, nemli, çok yaş, rütübetli. Tâze.

ratib / râtib / راطب

  • Nemli, rutubetli. (Arapça)

rükn

  • Bir şeyin en sağlam tarafı, temeli, direği.
  • Kolon, direk.
  • Önemli kimse.

rükn-ü mühim

  • Mühim bir rükün, esas, önemli şart.

rutubet

  • Nemlilik, ıslaklık.

sahy

  • Nemli olmak.
  • Islaklık, rutubet.

şaki / şakî

  • Cehennemlik. Bedbaht; şirk (Allahü teâlâya eş, ortak koşması) veya isyân etmesi sebebiyle kâfir veya fâsık olan kişi. Zıddı saîd'dir.

sebeb-i mühim

  • Önemli sebep.

şekavet / şekâvet

  • Kâfir veya fâsık olma, cehennemlik olma. Seâdetin zıddı.

sekine / sekîne

  • Sakinlik, okuyana sakinlik veren önemli bir dua.

sırr-ı ehem

  • Çok önemli sır.

sırr-ı mühim

  • Önemli sır, hakikat.

tarihi / tarihî

  • Tarihe geçmiş, oldukça önemli.

teşkilat-ı nuraniye ve mühimme / teşkilât-ı nuraniye ve mühimme

  • Nurlu ve önemli oluşum.

teşrifatçı

  • Önemli bir mekânda, gelenleri buyur eden.

teveccüh

  • Yönelme.
  • Peygamberleri aleyhimüsselâm veya evliyâyı vesîle (vâsıta) yaparak, onların hâtırı için istenilen bir şeye kavuşturması için Allahü teâlâya yalvarmak. Buna, istigâse, tevessül ve teşeffü' de denir.
  • Tasavvuf yolunda ilerleme, yükselme sebeblerinden en önemli olanı. Bir velîni

Troçkizm / Troçkist

  • Troçkizm, Marksizm'in Troçki'nin bakış açısıyla yorumlanmasıdır. Aynı zamanda 1917 Ekim Devrimi'nden sonra ortaya çıkmış bir ayrımı ifade eder. Sovyetler Birliği'nde "sol muhalefet" olarak örgütlenmiş, Troçki'nin kurduğu 4. Enternasyonal'le başlayarak günümüze kadar gelmiştir. Troçkizm'in en önemli unsurları; özgürlüğü ortadan kaldıracak bir sistem olarak görülen "tek ülkede sosyalizmi" fikrinin reddi, dünya devrimi fikri, enternasyonalin gerekliliği, sürekli devrim ve Doğu Bloku ülkelerinin gerçek sosyalizm olmadığı fikirleridir.

    Kaynak: Wikipedia: https://tr.wikipedia.org/wiki/Troçkizm


ulum-u mühimme / ulûm-u mühimme

  • Önemli ve değerli ilimler.

ünvan-ı manidar / ünvan-ı mânidâr

  • Önemli makam ve isim.

üssü'l-esas-ı islamiyet / üssü'l-esas-ı islâmiyet

  • İslâmiyetin en önemli temeli.

vakıat-ı mühimme

  • Önemli olaylar.

vazife-i mühimme

  • Önemli görev.

vukuat-ı mühimme

  • Önemli olaylar.

yunus aleyhisselam / yûnus aleyhisselâm

  • Musul yakınındaki Nineve (Ninova) ahâlisine gönderilen peygamber. Babasının ismi Metâ'dır. Yûnus aleyhisselâm Âsûr Devleti'nin başşehri ve önemli bir ticâret merkezi olan Nineve şehrinde doğdu.

zakkum

  • Cehennem'de bir ağacın ismi, cehennemliklerin yiyeceği.
  • Gösterişi güzel, çiçekli ve zehirli meyvesi olan yâsemine benzeyen bir bitki ismi.

zebani / zebânî

  • Zebanî, cehennemlikleri cehenneme atan melek.

zebaniyan / zebaniyân

  • (Zebaniye) Zebaniler. Cehennemlikleri Cehennem'e atmaya vazifeli melekler. (Farsça)

 

Bağış Yapmak İçin Tıklayın