LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK

{ lügât . lügat . لغت }

Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları 
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.

Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "OSMANLICA ARA" ya da "TÜRKÇE ARA" butonlarına tıklayın.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük'te Neh kelimesini içeren 17 kelime bulundu...

alüvyon

  • Nehirlerin sürükleyerek taşıdığı toprak.

cale

  • Nehrin bir kenarından diğer kenarına geçebilmek için ağaçtan, sazdan veya şişirilmiş tulumlardan yapılan sal. (Farsça)

cendel

  • Nehirlerde bulunan ve büyükçe olan kaya.

cuy

  • Nehir, akarsu, ırmak, dere, çay. (Farsça)

enhar / enhâr / انهار

  • Nehirler.
  • Nehirler, ırmaklar.
  • Nehirler, ırmaklar. (Arapça)

fem-i nehr

  • Nehir ağzı.

hafe-i nehr / hâfe-i nehr

  • Nehir kenarı.

hatra

  • Nehirlerde işleyen vapurların iskandil direği.

ik'ar-ı enhar

  • Nehirlerin derinleştirilmesi.

indifak-ı nehr

  • Nehrin şiddetle dökülmesi.

menhi / menhî

  • Nehyedilen, yasaklanan şey.

nehr

  • Nehir, ırmak.

nehren

  • Nehirden. Nehir yoluyla.

nehy

  • Nehiy, yasaklama.

nevahi / nevahî

  • Nehiyler, yasaklar.

rud-averd

  • Nehir sularının akarlarken etraftan sürükleyip getirdikleri ağaç, dal gibi şeyler. (Farsça)

tenzihen mekruh

  • Nehyine dair şer'î bir delil olmamakla beraber işlenmesi kerih görülen iş. (Helâle yakın iş)

 

Bağış Yapmak İçin Tıklayın