Menu
İletişim
LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK
{ lügât . lügat . لغت }
Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.
Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "
OSMANLICA ARA
" ya da "
TÜRKÇE ARA
" butonlarına tıklayın.
İfadenin içinde geçtiği kelimeleri de göster.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük
'te
Muteal
ifadesini içeren
120
kelime bulundu...
ademi / âdemî
İnsanlardan olan, insana âit, insana dair ve müteallik.
akli / aklî
Akıl ile bilinen veya bulunan şey. Akla mensub. Akla dâir ve müteallik.
alevi / alevî
Hz. Ali'ye mensub olan. Hz. Ali'ye âit ve müteallik.
ameli / amelî
(Ameliyye) Amele mensup ve müteallik olan. Fiil olarak. İşlemek suretiyle. Pratik. Tecrübeli.
ami
Senevî, yıllık.
Avamca. İleri gelenden olmayan. Câhil. Havassa âit olmayan. Avama âit ve müteallik.
arzi / arzî
(Arziye) Toprağa ait ve müteallik. Yere ait, toprakla alâkalı.
Semavî olmayan. Beşerî olan.
asli / aslî
Asla aid ve müteallik.
asri / asrî
Devre, modaya ve israflı fantaziyelere uyan. Taklitçi. Zamana uygun. Bir devreye, asra âit ve müteallik.
asumani / asumanî
Beşerî olmayan. Semavî olan. Göğe âit ve müteallik.
batıni / batınî
İçe ait olan. Dış görünüşe ve zâhire dâir olmayan. Bâtına mensub ve müteallik. Dâhili ve manevi meselelere âit.
Tas: Bâtiniyyeden olan.
bedii / bedîî
Bedi' ve güzel olan. Ebedî ve güzel olan. İlahî ve güzel eserlere müteallik bulunan.
behimi / behimî
Hayvanca, hayvana mahsus ve müteallik. Hayvanlık.
beşeri / beşerî
İnsana ve insanın fıtrî hallerine mensub ve müteallik. İnsanla ilgili.
cavidane / câvidâne
Câvidân, ebedi, sonsuza âit, sonsuza müteallik.
(Farsça)
celali / celalî
Celal ismine dâir. İlâhi ve celale müteallik. Celal adlı kimselerle alâkalı olan.
Hicri XI. Asırdan önce Anadolu'da baş gösteren eşkiyaya verilen ad.
Sultan Celaleddin Melikşah tarafından hazırlanan ve Hicri 471 tarihinde başlayan bir güneş takvimi.
cenani / cenanî
Kalbe âit ve müteallik olan. Kalben duyulan. (Arabça müfred, birinci şahıs sigası ile "kalbim" mânasınadır.)
cenubi / cenubî
Cenuba âit, güney tarafında, cenûba dair ve müteallik.
cezri / cezrî
Köklü. Kat'î. Köke âit ve müteallik.
dair
Devreden. Dolaşan. Dönen. Bir şeyin etrafını kuşatan.
Belli bir şey hakkında olan. Alâkalı, müteallik.
dehri / dehrî
Dehr ve zamana dair ve müteallik.
dehriye
Devre ait. Zamana dair ve müteallik.
Âlemin ezelî ve ebedîliğini iddia edip âhirete inanmıyan münkir ve imansız bir fırka.
demevi / demevî
Kana dâir, kana mensub ve müteallik.
Mc: Asabi, sinirli. Kanın çokluğu sebebi ile hâsıl olan mizaç.
devai / devaî
(Devâiye) İlâç cinsinden. İlâca âit ve müteallik. Devaya dâir.
devrani / devranî
Deverana âit ve müteallik.
dimişki / dimişkî
Şam şehriyle alâkalı. Şam'a ait ve müteallik.
Şam'da yapılan ve güzel san'atlarda kullanılan bir nevi kâğıt.
dünyevi / dünyevî
(Dünyeviye) Bu âleme mensub ve müteallik. Dünyaya âit ve dünya ile alâkalı.
ebedi / ebedî
Sonsuza ve ebediyete âit. Ebediyete dâir ve müteallik.
edebi / edebî
Edebe dâir. Güzel söylenmiş yazı. Edebiyata âit. Ehl-i edebe, terbiyeli, ahlâklı ve edebli olanlara dâir ve edebe mensup ve müteallik.
ehl
(Ehil) Yabancı olmayan, alışık olduğumuz.
Dost, sahip, mensup. Evlâd, iyal. Kavm, müteallikat. Usta, muktedir ve becerikli anlamıyla ehil ve ehliyet İslâmiyette önemli bir husustur. Dinimiz, bize işleri ehline vermemizi emreder. Cemiyette işler, mevkiler, makamlar, görevler, ehline v
esasiyye
Asılla temelle alâkalı. Esasa ait ve müteallik.
ezeli / ezelî
Ezele mensub ve müteallik. Devamlı var olup varlığının başlangıcı olmayan.
fahriye
Bir kimsenin kendini medih için söylediği söz veya şiir. Fahre mensub ve müteallik olan.
failiyyet / fâiliyyet
İşleyicilik. Müessir olmak. Fâile mensub ve müteallik oluş.
farisi / farisî
Acemce, Farsça. İran'la alâkalı ve ona müteallik. İran dili veya halkı ile alâkalı olan.
faruki / farukî
Hz. Ömer (R.A.) soyuna veya adâletine mensub olan. Hz. Ömer'e mensub ve müteallik. İmam-ı Rabbanî'nin bir lakabı.
farzi / farzî
Farzedilene, tahmin olunana dair. Takdir ve tahmin usulüne dayanan ve ona müteallik.
fer'i / fer'î
(Fer'iyye) Esasa âit olmayan. Kollara ve şu'belere âit ve müteallik.
fevzi / fevzî
Kurtuluşa, fevze âit ve müteallik.
feyyaz-ı müteal / feyyaz-ı müteâl
Çok feyz ve bereket veren. Müteâl olan Allah (C.C.)
feyzi / feyzî
Bolluk ve berekete ait ve müteallik. Feyze mensub.
fezai / fezaî
Gökle alâkalı. Göğe âit. Geniş sahaya âit. Fezaya âit ve müteallik.
fikri / fikrî
(Fikriye) Fikir cinsinden, fikirle alâkalı. Fikre âit ve müteallik.
fıtri / fıtrî
Doğuştan, yaradılıştan, fıtrata âit ve müteallik. Hayat kanunlarına uygun.
gaiyye
Bir şeyin sebeb ve neticesini ileri süren felsefe mesleği.
Maksad ve gayeye âit. Son ile alâkalı. Gaye, maksad ve neticeye mensup ve müteallik. (Fr.: Finalizm)
gaybi / gaybî
Hazırda olmayan. Görünmeyenlere âit. Hazır olmayanlara âit. Başka âlemdekilere âit. Âhirete âit. Gayba âit ve müteallik.
girgin
Her yere sokulan, herkesle görüşen, sokulgan.
Mensub, alâkalı, müteallik.
gıyabi / gıyabî
Arkasından olarak. Kendi hazır olmadığı halde arkasından. Gayba âit. Gayba mensup ve müteallik.
habeşi / habeşî
Habeş memleketi ahalisinden olan. Habeş'e mensub ve müteallik olan.
Koyu esmer renkli adam.
Hat, tezhib, minyatür gibi güzel san'atlarda kullanılan bir cins kâğıt.
hadsi / hadsî
Hadsle. Hadse dâir ve müteallik.
halveti / halvetî
Halvete müteallik, halvetle alakalı.
İbadet ve zikirlerini tenhada yapan bir tarikat adı.
Halvetiye Tarikatından olan kimse.
hamasi / hamasî
Hamâsetle alâkalı. Fıtrî cesarete âit ve müteallik.
harbi / harbî
Dâr-ül harbde bulunan ve müslim olmayan kimse. Arada anlaşma yapılmamış düşman.
Harbe mensub ve müteallik.
Tüfek temizliği için kullanılan demir çubuk.
havai / havaî
(Çoğulu: Havâiyât) Havaya âit ve müteallik. Hava ile alâkalı.
Heves ve nefis hesabına olan, boşuna veya çirkin. Günahlı iş. Nefsâni hâl ve hareketler.
hayali / hayalî
Hayale âit. Hayale mensub ve müteallik.
Hayal, yahut halk dili ile "Karagöz" oynatanlar.
hayvani / hayvanî
Hayvana, diriye âit ve ona müteallik.
hazari / hazarî
Köyde ve kasabalarda yaşayanların yaşayış şekli ve tarzlarına ait. Şehirli.
Sulh ve asâyiş, sükun ve istirahat zamanlarına mensub ve müteallik. Barış ve güvenle alâkalı.
hendesi / hendesî
Muntazam şekli ile alâkalı ve hendeseye dâir. Geometrik şekle dâir.
Geometri ile alâkalı ve müteallik.
hevai / hevaî
Ciddi şeylerle alâkasız. Nefsine düşkün. Nefsine ve şehvetine mağlub. Hevâ ve hevese âit ve müteallik.
(Farsça)
hicabi / hicabî
Zar ve perde ile alâkalı ve ona müteallik. Perde ve örtüye âit.
Mahcub. Utangaç.
hicri / hicrî
Hicrete ait ve müteallik.
hicvi / hicvî
Hicivle alâkalı. Hiciv denilen tarz-ı zemme ait ve müteallik olan şeyler.
hissi / hissî
Duyguya ait, hisse müteallik. Ruhen ve kalben anlaşılan. Aklı muhakeme ile olmayıp his ile olan.
hükmi / hükmî
Hükme dair. Hükme âit ve müteallik. Bir karara dayanan, itibâri olan.
hulki / hulkî
Huy ile, hulk ile alâkalı ve hulka müteallik.
hüsni / hüsnî
Güzelliğe dâir. Güzelliğe âit ve müteallik.
icabi / icabî
Müsbet. İcaba âit, icaba dair.
Lâzım, gerekli, zarurete müteallik.
icazi / icazî
İcaza dair, icaza ait ve müteallik. Veciz bir tarzda.
ictihadi / ictihadî
İçtihada müteallik. İçtihada dair. İçtihada ait.
ictimai / ictimaî
Topluluğa ait, birlikte yaşayanlara dair. Cemiyet hayatına ait ve müteallik. Sosyal.
ihsasi / ihsasî
Hisse ait ve müteallik. Duygu ile alâkalı.
ilahi / ilahî
Cenâb-ı Hak ile alâkalı, Allah'a dâir. Cenab-ı Hakk'a aid ve müteallik.
Ey Allahım, ey İlâhım! (meâlinde duâ içinde söylenir).
Edb: Tasavvufî şairler tarafından dinî ve İlâhî fikirleri havi olmak üzere yazılmış olan ve makamla okunan şiirler.
ilm-i tevhid
Allah'ın varlığı ve birliğini isbat ve izah etme ilmi.
Akaide müteallik hadis-i şeriflere ehl-i hadis ıstılahında İlm-i Tevhid tabir edilir.
ilmi / ilmî
İlimle, bilgi ile alâkalı. İlme ait ve müteallik. Câhilce ve tetkiksizce olmayan.
iltizamiye
Bilerek yapılmış olan ve iltizama müteallik.
inşai / inşaî
İnşaya, yapıya dâir ve müteallik.
Güzel yazmağa dâir.
insi / insî
İnsana âit ve müteallik. İnsan cinsinden.
inzibati / inzibatî
Emniyet ve asâyişe dair. İnzibata müteallik. İnzibatla alâkalı.
irsi / irsî
Miras ile alâkalı, irse âit ve müteallik.
istikrai / istikraî
Man: İstikraya ait ve müteallik. İstikra' yolu ile.
ıstılahi / ıstılahî
Istılaha dair. Istılaha âid ve müteallik.
istimrari / istimrarî
İstimrara ait ve müteallik. Devamlılık, sürüp gidiş.
kalbi / kalbî
İçten. Yürekten. Kalbe ait ve müteâllik. Samimiyetle. Riyâsızca.
kali / kalî
Dedikoducu, gıybet eden, çekiştirici.
Söylemekle. Söylenmiş. Söz olarak. Söze dair ve müteallik.
kelbi / kelbî
Köpeğe ait, köpekle alâkalı. Köpek cinsinden olan ve köpeğe müteallik.
kemmi / kemmî
Azlık veya çokluğa dair. Kemmiyete âit ve müteallik. Cesur. Yiğit. Silâhlı.
kevni / kevnî
Oluşa ait ve müteallik. Kâinat ilmine dair. Varlıkla alâkalı.
keyfi / keyfî
Keyfe, arzuya bağlı. İsteğe âid ve müteallik.
kışri / kışrî
Kışra, kabuğa dair. Dış yüce ait ve müteallik. Yüzünden. Derinden ve esastan olmayan. Künhü ve esası olmayan.
kitabi / kitabî
Kitaba dair ve müteallik. Kitaba tabi olan. Kitaba uygun. Kur'an, İncil, Tevrat kitablarından birine inanan. Semavî kitaplardan birine inanan.
kuddusi / kuddusî
Cenab-ı Hakk'ın Kuddus sıfatına dair ve müteallik. Kusursuz olan Cenab-ı Hakk'a ait.
Kudsi ve temiz olana ait ve ona müteallik.
lafzi / lafzî
Lafza ait ve müteallik.
Gr: Kelimenin söylenişine ve yapısına aid, onlarla alâkalı.
lahuti / lahutî
Uluhiyet âlemine mensub ve müteallik olan. Sır âlemi. Gaybî âleme ait. Ruhanî âlemle alâkalı.
ledünni / ledünnî
Ledünn ilmine mensub ve müteallik. Ledünne dair ve ait.
lemsi / lemsî
Hissedilmeğe, dokunma ile duymağa ait ve müteallik.
mehdiyye
Mehdiye âit ve mensub olan. Mehdiye dâir ve müteallik.
Hediye. Armağan.
mesihi / mesihî
(Mesihiyye) Hristiyan. Hristiyanlığa âit. Hz. İsâ Aleyhisselâma âit ve ona müteallik.
müteallikat
Yakın olanlar, müteallik olanlar. Akraba.
Gr: Bir cümlenin mânasını açıklayan, tamamlayan kelimeler.
müteallimin / müteallimîn
(Tekili: Müteallim) İlm. den) Bilgi edinenler, ilim öğrenenler, talebeler.
mütedair
Dolayı, alâkalı, üzerine, müteallik, için.
nakdi / nakdî
Paraca, peşin para ile. Para ile alâkalı ve paraya müteallik.
rabbani / rabbanî
(Rabbaniye) Rabbe âit. Cenab-ı Hakk'a dair ve müteallik. İlâhî.
Ârif-i Billâh olan, ilmi ile amel eden âlim.
raci'
(Rücu. dan) Geri dönen, ric'at eden.
Dair, aid, alâkası olan, dokunur olan, müteallik.
Gr: Bir şahıstan kinaye olan zamir.
rahmani / rahmanî
Rahman'a ait ve müteallik. Allah'tan gelen, her hususta hayırlı olan.
rahmi
Rahmete mensub, rahmetle alâkalı, rahmete müteallik.
semai / semaî
İşitmekle öğrenilen. İşitmeğe dair ve müteallik.
Gr: Bir kaideye bağlı olmayan, işitilmekle öğrenilen.
semavi / semavî
Gökle alâkalı, semaya dair ve müteallik.
İnsan eseri olmayan, vahiyle gelmiş bulunan.
sıhhi / sıhhî
Sıhhata, sağlamlığa, doğruluğa dâir ve müteallik.
sübhani / sübhanî
Allah (C.C.) ile alâkalı. İlâhî. Allah'a mahsus, Onun eserlerine âit ve müteallik. Allah'ın Sübhan sıfatına âid.
süfyani / süfyanî
Süfyan'dan olan, Süfyan'a mensub, Süfyan'a müteallik. Zübdet-ül Buharî Tercemesine göre, Süfyanî: Müslümanlara kötülük eden, sefil, kötü, alçak olan kimse demektir.
suri / surî
Surete ait, görünüşe ait ve müteallik. Hakiki, ciddi ve samimi olmayan. Zâhirî.
taabbüdi / taabbüdî
İbadete ait olup emrolunduğu için yapılan. Sebeb ve illeti sadece emir olan, aklın muhakemesine bağlı olmayan. İbâdete âit ve müteallik.
takdiri / takdirî
Kaderden olan. Takdir-i İlâhîye ait ve müteallik olan.
İtibarî.
Farazî.
Gr: Yazılı olmayıp var bilinen mâna veya kelime.
teemmüli / teemmülî
Düşünerek söylenen veya yazılan. Teemmüle ait ve müteallik.
temsili / temsilî
Temsile dair ve müteallik. Bir şeyi göz önünde canlandıran.
teşrii / teşriî
(Teşriiye) Şeriatla, kanun ile, kanun yapma ile alâkalı, şeriata müteallik, kanuna dair.
ufki / ufkî
Ufka ait. Ufka dair ve müteallik.
Yatık düzlük. Yatay.
yezdani / yezdanî
İlâhî. Yezdan'a ait ve müteallik.
zahiri / zâhirî
(Zâhiriyye) Görünüşte olduğu gibi. Zâhire âit ve müteallik. Asıl ve hakiki olmayan.
Zâhiriyyun mezhebine âit olan.
zanni / zannî
Zanna ait, zanna dâir ve müteallik.
zevali / zevalî
Zevale mensub, zevale ait ve müteallik.
Çok yaşlı.
En Çok Aranan Osmanlıca Kelimeler
kut'ül amare
ruhban
ram olmak
münib
lev
şegaf
tercüman-ı beliğ
inantab
lugat
evliya
En Son Aranan Osmanlıca Kelimeler
lahika
zarf-i
tadrib
Ramise
tabakat-ı hüsün ve cemal ve fazl ve kemal
haste
taattur
Nı
ta'zim
üstad-ı ekrem
En Son Aranan Türkçe Kelimeler
Muteal
Tevakku
ÜRETMEK
Evde
Y
eskilik
Eşnak
Kabile
Olgunluk
cadı